YABAN GÜLÜM:

 

 

 

 

 

 

 






 

 

 

Yaban Gülü

 

 
 
 
Yaban gülümü senin adın
Yaban ellerinde açıyorsun
Küsmüşsün belli ki birilerine
Sordukça susup kaçıyorsun

Rüzgar mı vurup geçti dalına
Boynunu büküp duruyorsun
Dolumu yağıp düştü yaprağına
İçin için her gün ağlıyorsun

Gül artık yine bahar gelecek
Değmez bu hayat ağlamaya
Gül yüzün bir gün gülecek
Ağlama artık kıyamam sana
 
 
 
 
 
 


yaban Gülü
 
 
 
Sam yeli mi vurdu rüzğar mı eğdi,
Bükersin boynunu sen yaban gülü.
Kim dokundu sana bir el mi değdi,
Bükersin boynunu sen yaban gülü.

Bir bakış bir sözle aklımı çeldin,
Ok olup saplandın bağrımı deldin;
Sararıp solmuşsun göze mi geldin,
Bükersin boynunu sen yaban gülü.

Çiğ mi düştü öyle renğin sararmış,
Can alan gözlerin çökmüş kararmış;
Fazla sevda derler ömre zararmış,
Bükersin boynunu sen yaban gülü.

Güvenme dedim ben dünya malına,
Konmaz olmuş artık bülbül dalına;
Dayanmaz yüreğim bak bu halına,
Bükersin boynunu sen yaban gülü.

Açardın dağların en dik düzünde,
Kokunu koklardım aşkta hüzünde;
Izdırabtan izler kalmış yüzünde,
Bükersin boynunu sen yaban gülü.

Ali der ki kötü     haber  mi aldın? 
Bir den bire sustun derine daldın;
Sıcak mı kavurdu susuz mu kaldın,
Bükersin boynunu sen yaban gülü.
 


 

 

 

 

 

 

 

Yaban Gülü

 
 
 
 
 
Dağda açar sarı çiçek
Adı güzel yaban gülü
Çevresinde gezer böcek
Adı güzel yaban gülü

Kırmızı sarıdır rengi
Her çiçek olamaz dengi
Bütün çiçeklerin sengi
Adı güzel yaban gülü

Tepelere çıkın, bakın
Her toprağa sürmez akın
Sevgisiz yaklaşma sakın
Adı güzel yaban gülü

Çıktım bağına gezerim
Aşığım, candan severim
Gönlüme olsun yar derim
Adı güzel yaban gülü

Dağlara sis çöktü, durma
Dalından bir kolun kırma
Boyuna bezenmiş sırma
Adı güzel yaban gülü..

Beylerbeyi'nin nazlı gülü
Başının olmuş bülbülü
Bırak menekşe, sümbülü
Adı güzel yaban gülü..
 

 

 

 

Yaban Gülü

Ne zaman açılsa pencerem
Ellerimi bağlar beklerim
Güzel kokulu kır çiçeğim
Arada bir olsun ararsın diye
Uçmak isterim gönül ocağına
Kapris yapmadan seversin diye
Uzak yolların hasretini
Çarpıp yüreğime girmezsin niye
Arayıp durdum bunca yıl seni
Yaralı gönlüme merhem olursun diye
 


YABAN GÜLÜ


Gözlerimi kapadığımda hayalin sarıyor beni...
Bir sis bulutu halinde beliriyorsun ansızın.
Gözlerini görüyorum önce...
Okyanus kadar engin, liman misali sığ.
Beni yakan bakışlarında dinlenmek istiyorum.
Nisan yağmurunu andıran gözlerinde sabahlamak...
Kadife misali zarif ellerini görüyorum sonra.
Tutmak istiyorum ellerini, tutamıyorum...
Ceylan gibi ürkek,
Yaban keçisi kadar inatsın.

Koşuyorum peşinden…
Hayalin de olsa yakalamak istiyorum seni.
Uzatıyorum ellerimi... Dönmüyorsun.
Telefon çalıyor aniden,..
Ahizeyi kaldırıyorum uyku mahmurluğuyla
Karşıdaki ses, senin sesin mi yoksa?
Gözlerimde bir parıltı,
İçimde tarifi imkansız bir sevinç.
Alo! diyorum.
Yanıt yok.
Bekliyorum bir süre.
Saniyeler… saat misali uzun.
“Yanlış numara “ diyor karşıdaki ses.
Telefon yüzüme kapanıyor aniden.
Kahretsin!
Bir kez daha yıkılıyorum.



 

 

 

Yaban Gülü

Yaban gülümdün benim,
Dağlarda yetişmiştin el değmeden
Yabandın
Saksıladılar, seni de evcilleştirdiler.
Yabanlığın geçti gülüm
Sosyetede tanıttılar seni
Övündüler seninle
Bilmezler;
Yaban gülü dağlarda
kayaların üzerinde güzeldir.
Orada soğuğa, kışa
rüzgarlara direnir.
Köklerini kayalara gömer
Meydan okur bütün zorluklara
Saksılarda salonları süslerse; elbette ölür
Ayağını sağlam basamaz
Güneşi tanıyamaz
Ölür.
Yaban gülümdün benim
Senide evcilleştirdiler ben gibi.

 

 

**Yaban Gülü**

 
Hasretsin sen ömrüme bana
Özlemsin dokunuşlarıma
İçimdeki aşkı bilmesende
Seni seviyorum ıssız dağların yaban gülü

Sen başına buyruk bir çiçek
Seni beklemekle bu ömrüm geçecek
Bir gelsen hasretin son bulacak
Seni seviyorum ıssız dağların yaban gülü
 
 
 
 
 
 
 

 

 

 

 

 

 

 

Beyaz yaban gülü...

 
 
 
Geçmiş gelecekte asalak,
Ağaç toprağa, dal ağaca sevdalanarak,
Ne kadar sarılsa da,
Doymaz vuslata...
Seven sevdiğine bel bağlar,
Mürşid dervişine el bağlar...
Muhtaç bebekler; sıcak bir kucağa,
Bebekle süt,
Sarıp sarmalar anneyi.
Mızrap tele,
Tel mızraba,
Mızrak yiğide,
Kirpik göze kavuşur,
Vuslat anında...
Beyaz gülüm yabanlarda,
Döker yapraklarını...
Gülün yaprağını rüzgarla vuslata,
Erdiren rabbim;
Bize vuslat ne zaman?
Sana ayan,
Benim gönlüm de an be an,
Seninle vuslata ermek ister;
Bize vuslat ne zaman?
Güneş güne kavuştu,
Kavuşmalar ne gün?
Arı çiçekten bal alır,
Gelincik güneşten al
Yaban gülü yabanda hep yanlız kalır...
Bahar yaza, yaz güze,
Kış bahara sarılır...
Rüzgar ara sıra öper döker,
Gülün yapraklarını,
Eğrelti toprağı sarar,
Döne döne değişir mevsimler,
Benim gönlüm seni ister...
Doymam vuslata... 
 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yaban Gülü

İnlerin cinlerin top oynadığı yerlerden
Hayatın son bulduğu bulacağı günlerden

Hepten yitirdiğim bir vakit kendimi
Olmadık yerde Seni Gördüm
Alımlı Alımlı, Çalımlı Çalımlı
Yabanın ininde Asilane duruşunu gördüm

Yanına yaklaştım belki de son nefeste
Dokunmak İstedim Gülüne yavaştan
Koklamak istedim kokunu Usuldan
Pembemsi Renklerine hayran kaldığımdan

Dikenlerini Sapladın parmağıma
Belki Seni koparacağımı sandığından
Acı duydum, Yüreğimin katılığından
Yüreğime Bir Damla Düştü Diken ucundan

Ve anladım ki. Sen Yaban Gülüsün
Sen Dağın Taşın Sarp Kayanın
Dipsiz Derin vadinin Yoldaşısın
Sen Yaban Gülüsün Yaban elde.

Sen Yolcunun Yoldaşısın
Her yerde Her Elde Her Zorda
Sen Yaban Gülüsün Ali'nin Yüreğinde
Yüreği hak edenin göreceği yerde.
 

 

 

 

Yaban Gülü

 
Sende mi ellerin elinde,
Yaban gülü oldun?
Oysaki ellerimle,
Ellerine ilk dokunduğumda,
Seni ellerin olacakmış gibi
Hiç düşünmemiştim.
Ellerini ellerimden ayırıp ta
Ellerin olma.
Gel ellerim ol.
 
 

dodurgabeyi.tr.gg
 
Facebook beğen
 
DODURGA BELDESİ
 
İlçe [değiştir]
Dodurga - Çorum ilinin ilçesi,

Diğer (kasba, köy, mahalleler) [değiştir]
Dodurga - Ankara ili Yenimahalle ilçesinin köyü/mahallesi (2008),
Dodurga - Afyonkarahisar ili Sandıklı ilçesinin köyü,
Dodurga (Hacıömerler) - Balıkesir ili Dursunbey ilçesinin köyü,
Dodurga - Bartın ili Ulus ilçesinin köyü
Yeni Dodurga - Bilecik ili Bozüyük ilçesinin köyü,
Dodurga - Bilecik ili Bozüyük ilçesinin Kasabası/Nahiye Merkezi
Dodurga - Bolu ilinin merkez köyü/mahallesi (2008),
Dodurga - Bolu ili Mudurnu ilçesinin köyü
Dodurga - Çankırı ili Çerkeş ilçesinin köyü
Dodurga - Çankırı ili Orta ilçesinin Kasabası,
Dodurgalar - Denizli ili Acıpayam ilçesinin Kasabası,
Dodurga - Muğla ili Fethiye ilçesinin köyü
Dodurga - Sinop ili Boyabat ilçesinin köyü Dodurga Barajı

Tödürge - Sivas ili Zara ilçesinin köyü, Tödürge Gölü

Dodurga - Tokat ilinin köyü
0507 8179799_ Ali Beylerbeyi
 
DODURGA TARİHİ:



Dodurganın Tarihi
Orta Asyadan gelen Türk kavimlerin Oğuz Boyunu teşkil eden oymakları arasında yine Büyük Türk Hakanı olan Oğuz Kağan’ın Nizam-ül Mülk yani dünya nizamının mülki idaresini ele geçirmek için altı oğlunu görevlendirdiği hüküm yer alır. Bunları iki kola ayırmıştır. Bunlar Üçoklar ve Bozoklardır, ayrıca bu iki kolun mensup olduğu ve aynı zamanda Oğuz Kağan’ın evlatları olarak varsayılan kişilerde ikiye ayrılır bunlar Denizhan, Dağhan ve Gökhan Üçoklar koluna, Yıldızhan, Ayhan ve Günhan ise Bozoklar koluna mensupturlar. Beldemiz kısaca Oğuzların Bozoklar kolunun Ayhan sancağına teşekkül eden Dodurga oymağına mensuptur. Tarihi Osmanlı ve Selçuklu yazıtlarında hatta Moğolların Anadoluyu istilasını kaleme alan Çin’in tarihi kaynaklarında da yer alan hatta Türk tarihçilerinde desteklediği bu teoridir. Beldemizin ismi Toturga, Totruga isimlerinin gelişmesiyle mükerrer olmuş sonuç itibariyle bugünkü halini almıştır. Dodurga kelimesinin menşei ise Kaşgarlı Mahmud’un “Divan-ü Lügat-it Türk” isimli eserinde Dudriaga olduğu görülmektedir. Kaşgarlıya göre bugünkü Çankırı yöresinin bulunduğu coğrafyada Dodurga beldesine verilen isim Osmanlı Padişahı II.Murad’ın hüküm sürdüğü 1451,1452 yıllarında kadı vekilliği yapmakta olan ve ulema adledilen Dudri ağa yada Bedri ağa isimli kişinin adından gelmiş olabileceği bahsedilmektedir. Yine bununla ilgili olarak ünlü Florensalı seyyah Pegalotti “La Pratica Della Mercatura” isimli eserinde Anadolu beyliklerinde olan iştiraklerinde bir Dudri Ağa’dan bahsetmektedir. Fakat Pegalotti’nin bahsettiği kişinin meskun bulunduğu coğrafi konum Kaşgarlı’nınkiyle bağdaşmamaktadır. Pegalotti’nin iki teorisi bulunmaktadır bunlardan ilki Dudri ağa’nın bugünkü Çankırı bölgesinde 1400’lü yıllarda yaşamış bir bilgin olması, ikinci teorisi ise Dudriağa olarak bilinen bir bölgenin bugünkü Sivas il sınırları içinde yer alan bir yöre adı olduğudur. Fakat tüm bu teorilere rağmen tarihçi ve birçok araştırmacının Çankırı ilinin Dodurga beldesinin ismi teşekkülünü Oğuzlardan aldığını varsaymaktadır. Bu olgu daha kuvvetlidir, çünkü büyük tarihi kaynak olarak bilinen Oğuzların Oğuzname isimli resmi belgesine göre Oğuz boy ve kolların ismi Oymakların ismi Selçukluların Anadolu’ya yerleşmesinden sonra yurt edindikleri bölgeler her oymak kendi adını vermiştir. Dolayısıyla tarihi süreçte göçebe olarak hayatlarını idame ettiren bu oymaklar çadır hayatından yerleşik hayata geçtiklerinde dolayısıyla Dodurga imside burada meskun bulunan oymağın ismi olması sebebiyle yerleşik düzende bölgenin ismi haline gelmiştir. Bunun yanı sıra Dodurga ismini taşıyan bugün çeşitli illerde 24 belde bulunmaktadır. Ayrıca 1520 ve 1566 yılları arasında hüküm sürmüş olan Kanuni Sultan Süleyman devrinde Dodurga Beldemiz Ankara’da bulunan Haymana sancağına bağlıydı fakat o devirde belde değil oymak olarak adlandırılmaktaydı. Yine bunlara ek olarak Türkolog olan İsveçli A.Vamberyan Anadolu oymaklarıyla ilgili bir liste hazırlamış bu listeye göre Dodurga beldemizin ismi Dodoung olarak yer almış yine o dönemlerde konsolosluk görevini yürüten General Petruseviç’in arşivlerinde de beldemizin ismi Doudougah olarak yer almıştır. Petruseviç’e göre Ankara’da meskun bulunan Gökmene sancağının en büyük nüfusa sahip Doudougah oymağıydı. (Dodurga hem Ankara’ya bağlı hem Haymana hem Gökmene sancaklarında bulunmaktaydı.) Petruseviç’e göre bu oymak 1880 yıllarında 4000 vergi nüfusuna sahipti. Ancak 4000 kişiyle adledilen Dodurga oymağının sadece beldemizle sınırlı olmadığı Ankara çevresinde bağlı diğer oymaklarında mensup olduğu bir teşekkül olduğu sanılmaktadır.
Dodurganın Damgası
Oğuz soyuna mensup 24 Oğuz boyunun ayrı ayrı damgaları bulunmaktaydı. Bugün nasıl ki her devlet dairesinin bir resmi mührü var ise Oğuzlarda da her boyun bir resmi mührü vardır. Dodurga beldemizin de Oğuzun yirmi dört boyundan birini teşkil etmesi sebebiyle bir mührü bulunmaktadır. (Bu mühür yukarıda verilmiştir.) Dodurganın mührü bir çok tarihçi tarafından değişik şekillerde tanımlanmıştır. Bugün tarihçilerce geçerli ve doğru kabul edilen aşağıda belirttiğimiz Kartal resmini andıran kafa ve kanat kısmının ima edildiği figürdür. Zaten Dodurga oymağının işaretide Kartal olarak adlandırılan kuş simgesidir.

Bu damgalar Selçuklu ve Osmanlı hanedanlıklarında resmi idarelerde kullanılır, kadı ve oymak beylerinin halkı yönlendirmeleri ve resmi yazıt tespitlerinde bu mühürler kullanıldığı söylenmektedir. Hatta bu mühürlerin benzerlerini Osmanlı padişahları ve devlet erkanına mensup kişilerde kullanmaktaydı.

Dodurganın İşareti
Dodurga oymağı aslında Türkî coğrafyanın bir çok yerine dağılmıştır. Bu oymaklar günümüz itibariyle siyasi, iktisadi ve kültürel anlamda birbirlerinden kopmuştur. Ancak tarihinde tarihinde değişmez bir parçası olan amblemini yani işaretini kaybetmemiştir. Buna en yakın örnek olarak bizde Dodurga oymanğının işareti olan Kartal figürünü Dodurganın Sesi isimli dergimizin amblemi olarak kullanmaktayız. Bunun yanı sıra Sivasın Dodurga mezrasındaki halk, Tokat’ın Turhal ilçesine bağlı Dodurga yaylasındaki köylüler, Amasya’nın Sarı Kurşun köyündeki Dodurga oymağına mensup birkaç aileden teşekkül olan halk, Tarsus bölgesinde yaşayan ve bugün Varsak Türkmenleri olarak adlandırılan Türkmen beylerinin mensup olduğu Dodurga oymağına dahil bütün beyliklerin hemen hemen hepsi Kartal figürünü kendi işaretleri kabul etmektedirler.
Değerli hemşehrilerimiz ; Dodurga beldemizle ilgili her şeyi güzümüzün yettiğince sizlere aktaracağız lakin bu çalışmalarda büyük çabalar sarf edilmektedir. Sizlerin desteğiyle birlikte bu güçlüklerin üstesinden geleceğimize inanmaktayız. Bu nedenle destek, öneri, özeleştirilerinizi bekliyoruz.

Dodurga Kelimesinin Anlamı
Dodurga kelimesini bugün kime sorsanız beldemizin adından ibaret olduğunu ifade edecektir. Fakat Dodurga kelimesi şayet Oğuz’un 24 boyunun Dodurga oymağının mensubiyetindeyse bir çoğumuzun bildiği gibi belde ismini oluşturmaktadır. Ancak Oğuznameye göre her oymağın bir adı ve bu adın bir anlamı ayrıca her oymağın bir işareti, damgası ve sayısı bulunmaktadır. Dodurga kelimesinin anlamıda bu noktada karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı kayıtları, Selçuklu arşivleri ve Türk Tarihi araştırıldığında ortak sonuç olarak Oğuz kaynaklarının nitelendirdiği anlam ortaya çıkmaktadır. Bu anlam şudur ki Dodurga demek; Ülke alan, zapt eden, Yurt tutan anlamını taşımaktadır. Tarihi kaynaklar irdelendiğinde 1040 yılında başlayan Selçuklu hanedanlığının kurulma aşamasındaki yıllarda büyük bir payeye sahip olmuşlardır. Bunun yanı sıra yine Anadolu Selçuklularının hüküm sürdüğü 1077-1308 yılları arasında Dodurga oymağı bugünün tabiriyle süvari öncü birlik olmuştur. Bu nedenle Dodurga’nın anlamı Ülke alan, Yurt edinen olarak tarihteki yerini almıştır.


 

 
Bugün 16 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol