ŞİİR,TELEFON,İNTERNET:

BİR TELEFON BİR İNTERNET
20.02.2011

Doğu Batı bir oluyor
Bir telefon bir internet
Çok yuvalar yıkılıyor
Bir telefon bir internet

Alo diyor yanlış oldu
Peşinden bir mesaj gelir
İnternette buluşulur
Bir telefon bir internet

Kimi yuvalar kuruldu
Kimi boş yere vuruldu
Çok faydası da görüldü
Bir telefon bir internet

Dünyayı getirdi eve
Kimi baktı sağa sola
Kimi saptı eğri yola
Bir telefon bir internet

Alo arkadaş olalım
Şurda burda buluşalım
İyi yolda kullanaım
Bir telefon bir internet

Hüseyin der kötü değil
Kötü yolda kullanan var
Ondan yıkılır yuvalar
Bir telefon bir internet
 
 
 
 
 

Hüseyin Parlakdemir


 

İnternet bağımlısı

Elinden bir şey gelmez, harcar zamanı boşa
Her şeyini anlatır, hayali arkadaşa
Bir saniye ayrılmaz, kölesi olur haşa
Başka bir dünyası var, İnternet bağımlısı

Her şeyi internettir, aileyi unutur
Böylece tatmin olur, kör nefsini uyutur
Görmediği insana, sırlarını okutur
Dillere destan olur, İnternet bağımlısı

Bir şeyler yazar çizer, ne sanattır, ne eser
Yanında ses istemez, çoluk çocuğa küser
Her türlü yarenlikten, alakasını keser
Yaşayan bir ölüdür, İnternet bağımlısı

Sanal bir dünyadadır, hayallerde yaşıyor
Gecesi gündüz onun, huzursuz dolaşıyor
Kapılır sapıklara, doğru yolu şaşıyor
Bunun farkında değil, İnternet bağımlısı

Ne bulsa alır okur, seçemez, nur’u nârdan
İlmi yok ki tanısın, faydaları, zarardan
Kapılır sapıklara, hep batar günahlardan
Artık iflah bulamaz İnternet bağımlısı

Karşısında bir hoca, ne görmüş ne de tanır
Aslında bir yahudi, sahtekara inanır
Müslüman insanımız, beyni böyle yıkanır
Mezhep, sünnet tanımaz, İnternet bağımlısı!

Gece gündüz işi bu, vakitler uçar gider
Ne bıkar ne usanır, demez bu kadar yeter
Kendine geldiğinde, birden her şeyi biter
Ailesi dağılmış, İnternet bağımlısı

Kapalı bir oda da, her hücresi ölüyor
Kendini harcamakta, hem de bunu biliyor
İnternet çok önemli, namazı zor kılıyor
Yaşayan bir hortlaktır, İnternet bağımlısı

Yerinden kımıldamaz, kalır olduğu yerde
Saatlerce bakmaktan, gözüne iner perde
Bilmediği biriyle, başı girmiştir derde
Hayatı stres içinde, İnternet bağimlisi

Mikdat der bu gafletten, ne olur bir uyansa
Şiirimi okuyup, zararına inansa
Belki kendini tanır, bu halinden utansa
Aramıza katılsa, İnternet bağımlısı
 

Mikdat Bal

 

 

İnternet Hoca

Gitti, gizli, saklılar,
Gün gördü, yasaklılar,
Baktı gördü,haklılar,
Fırsatı fırsat bilip,
Geldi internet hoca.

Geçti pc başına,
Bakmaz o göz yaşına,
Rastık sürer kaşına,
Kaşı gözü yerinde
Kuldu internet hoca.

Evini barkını da,
Sırtında kürkünü de,
İçteki korkunu da,
Nereden öğrendiyse,
Bildi internet hoca.

Kimi alay ediyor,
Kimi sessiz güdüyor,
Cepten üç beş gidiyor,
Lafları etti bolca,
Yoldu internet hoca.

Aldı aklın pasını,
Sildi tüm tasasını,
Kaptırdı paçasını,
Milletteki saflığa,
Güldü internet hoca.

Sürme çeker gözünden,
Kıl aldırmaz özünden,
Çabuk döner sözünden,
Yüreğe doğru esen,
Yeldi internet hoca.

Usul usul üfledi,
Olmadıysa püfledi,
Okunan hafifledi,
Maziyi bir çırpıda
Sildi internet hoca.

Sanaldan güller verdi,
Aldı gönülden derdi,
Kederi yere serdi,
Geleni pek de mutlu,
Kıldı internet hoca.

O bir internet kurdu,
Şimdi buralar yurdu,
Sayfa tıklanıp durdu,
Pek içimizden biri
Oldu internet hoca.

06.09.2010
 
 
 
 
 

Sevim Aslanalp


 

Sanal Yaşıyoruz

Sanal yaşıyoruz gerçekten uzak
Bize yeni bir tarz biçti internet
Bir kere düşene çıkılmaz tuzak
Başımıza işler açtı internet

Öğrenciler kitap okumaz oldu
Eşler birbirine bakamaz oldu
Genç kızlar kanevçe dokumaz oldu
Bizi orta yerden biçti internet

Fark etmiyor evli bekar genç yaşlı
Eğlenmeye eşler arar telaşlı
Sahte yüzlü düzenbaz gizli işli
Şeytanları bile geçti internet

Namussuza fırsat olan siteler
Namusluyu yobazlıkla niteler
Önden çeker arkasından iteler
Yudum yudum bizi içti internet
 

Mehmet Çiftci

 

 

Çocuğa Virüs

Çocuğa nette virüs bulaştı
Onbeşinde otuza yandı ulaştı
Anaya ataya fazla dalaştı
İnternet çağında başka veba var.

Nette züppe olmuş hava atarsın
İnsan-ı arife çalım satarsın
Edebin üstüne düşer, kalkarsın.
İnternet çağında başka veba var

Para her kapıyı açar dediler
Kulüpte sübyana afyon verdiler
Kaldırıma atıp öldü dediler
İnternet çağında başka veba var

Dizi filmlerde kurtlar çoğaldı
Parayı hilebaz, hokkabaz aldı
Mazluma ekmekle bir soğan kaldı
İnternet çağında başka veba var

Erdoğan'ım yeter ağlatma bizi
Yüreğimde kaldı çıkmadı izi
Üstüme vebaldir uyarmak sizi
İnternet çağında başka veba var
 

Ali Rıza Erdoğan

 

 

İnternet

Bilgisayar icat edildi, ortaya çıktı internet
Arkasından geldi teklifler, cümle gayet net
Sözler seviyesizleşti, önüne çekilmedi set
Burada her şey mubahtır, nede olsa internet

Ey internet, bilmem ki seni hep ne? Yapmalı
Topluma yaptırdıklarınla, bence seni asmalı
Köpek bile tasmalı, internette olsun tasmalı
Yirmi birinci asırda, bu fikirleri artık aşmalı

İnternet senin elinde, yasaklı sitelere girme
İnternete elini verdin, bari kollarını verme
Çeki düzen ver kendine, ahlaksız dedirtme
Teknolojinin nimetine, sakın leke değdirme

Bilgisayar, artık evlerimizin bir köşesinde
İnternette sörf yaparken, insan neşesinde
Kocası elinden giderse, bence suç eşinde
Hele birde hanımı giderse, kocası peşinde

21.11.2010
Fikret Gürsoy
ARAŞTIRMACI-YAZAR-ŞAİR-PROGRAMCI
 

Fikret Gürsoy

 

 

Internet

Teknoloji hârikası çıktı bir internet
Ne kadar güzel olsada içi dolu melanet
Neslimiz ise maalesef buna emânet
Asrın en büyük deccâli’dir internet.

Neyi ararsan ara mevcuttur, içinde var
Bırakmıyor insan neslinde nâmus ve ar
Netkolik olanlara geliyor dünyalar dar
Asrın en büyük felâket’idir internet.

Câzibesi çok kuvvetlidir netkolik yapıyor
Íçindeki pazarda herkes herşeyini satıyor
Maus ise yapışan eli çekiyor insan batıyor
Asrın en büyük Tsunami’sidir internet.

Karşısına oturan elbette kaldıramıyor başını
Acıktığının bile farkında değil unutuyor aşını
Mübtelası olan evliler kandırıyorlar eşini
Âile dramlarının baş aktörü’dür internet.

Bunun tahribâtı çok hemde televizyon’dan fazla
Çocuk bunu aldırıyor ebeveynine sözle ve nazla
Çocuk elden gittikden sonra sen durmadan sızla
Evlatlarımızı ısyâna teşvîk eden âlet’tir internet.

Elbette ve elbette güzel şeylerde vardır içinde
Çoğu insan kullanmasını bilmiyor nasıl,biçimde
Ínsanlık ve Íslâm adına korkum büyüyor içimde
Çaresizliğimizden istifade ediyor tabi internet..

Mevlüt Bicik
25.01.2006 saat 21.04
Esslingen
 

Mevlüt Bicik

 

İ n t e r n e t

Alma benim tüm vaktimi elimden
Çelme beni gideceğim yolumdan
Anlar mısın söyle benim halimden?
Derim sensiz yaşanıyor İnternet
Dersin Âşık yaşanır mı kur seyret

Çağın gereğidir dedim bağlandım
Biraz bilgi aldım, biraz
eğlendim
Sanal Âleminde yittim kayboldum
Derim sensiz yaşanıyor İnternet
Dersin Âşık yaşanır mı var seyret

Çivilendim bir kenara pek yaman
Sorar durur ' nerdesin' der can,canan
Büyülendim bir hoş oldum el'aman!
Derim sensiz yaşanıyor İnternet
Dersin Âşık yaşanır mı gör seyret

Giyinirsin, türlü
takı takarsın
Yaşlı, genci hep kendine çekersin
Nere gitsem sen karşıma çıkarsın
Derim sensiz yaşanıyor İnternet
Dersin Âşık yaşanır mı gir seyret

Ne tatlısın şeker misin bal mısın?
Okyanuslar aşacağım yolmusun?
Vay aklıma! tutunacak dalmısın?
Derim sensiz yaşanıyor İnternet
Dersin Âşık yaşanır mı bir seyret

Baş köşeye sen tahtını kurarsın
Şuur koymaz, gözleride yorarsın
Demiyorum hep ekranın kararsın
Derim sensiz yaşanıyor İnternet
Dersin Âşık yaşanır mı dur seyret

Nasıl meydan okuyorsun zamana
Hastalıksın bulaşırsın insan' a
Anti virüs olsam çıksam karşına
Derim sensiz yaşanıyor İnternet
Dersin Âşık yaşanır mı yor.. seyret

Medeniyim kopabilmem zor senden
Ne kadar çok kaçar isem
kar senden
Bilirmisin şikayetci yar senden
Derim sensiz yaşanıyor İnternet
Dersin Âşık yaşanır mı sor seyret

İlme koşan asla düşmez zillete
Çağ atlattın nice, nice millete.
Sanıyorlar ben girmişim halvete
Derim sensiz yaşanıyor İnternet
Dersin Âşık yaşanır mı er.. seyret

En sonunda her bir işe el attın
Rızai yi ellisinde alt ettin
Kral sensin tacı, tahtı hak ettin
Derim sensiz yaşanıyor İnternet
Dersin Âşık Yaşanır mı zor.. seyret
 

Rıza Özcan

 

 

İnternet Unutturdu Her Şeyi

Arkadaşlarla, dostlarla buluşmayı,
Sevgiliyle kucaklaşmayı,
Gülmeyi, duymayı, konuşmayı bile unuttuk.
Masa başında internet âlemindeyiz.

Acıkmayı, susamayı.
Yatağı, yorganı.
Uyumayı bile unuttuk.
Masa başında internet âlemindeyiz.

Televizyon seyretmeyi.
Radyo dinlemeyi.
Kitap okumayı bile unuttuk.
Masa başında internet âlemindeyiz.

Bulaşık, çamaşır, ütüyü yarım bıraktık.
Çiçekleri sulamayı, odaların temizliğini sonraya bıraktık.
Pastayı fırında unuttuk, yemeği ocakta yaktık.
Masa başında internet âlemindeyiz.

Karımız mı seslendi, kocamız mı gelmiş hiç oralı değiliz.
Yıkıldı yuvalarımız, yok oldu
aile sevgimiz.
Yediden yetmiş yediye hepimiz.
Masa başında internet âlemindeyiz.

Tıkla müzik dinle.
Tıkla film seyret.
Tıkla sohbet et.
Tıkla oyun oyna.
Tıkla şiir yaz.
Tıkla.
Tıkla.
Sabah internet, öğle internet, akşam internet.
Aah aah nerden de çıktı bu meret.


Meret (Arapça) Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler veya kimseler için kullanılan sövgü sözü.
 

Nihat İlikcioğlu

 

İnternet..

Herkes istediği gibi yaşıyor.
Hastalık gün geçtikçe bulaşıyor.
Başımızda çok belalar dolaşıyor.
Çağımızın vebasıdır internet.

Dostluk yok olmuş iyilik çürümüş.
Yalan dolan almış başın yürümüş.
Gençliği kin nefret ölüm bürümüş.
İnsanlığın yüz karasıdır internet.

Sanal alem deyip geçiverme.
Sen sen ol kimseye küfretme.
Beni bulamazlar deyip güvenme.
Asrımızın hastalığıdır internet.

Tutkunu olup işlerini aksatma.
Sanalını görüp gerçeğini unutma.
Hayat bu hayat başka yok sanma.
Yaşamın en tatlı çilesidir internet.

Çağa ayak uydur ol kol kanat.
İyililikleri araştır doğruları anlat.
İster adına net de istersen cennet.
Yaşamak ve yaşatmaktır internet.

Dıştan bakınca bilgi bankası.
Herkes var tayfası yada kankası.
Hem çöplüğü var hemde kahvesi.
Gerçekde ne varsa hepsi internet.

Kayıp ilanı verip arayan arayana.
Bence yapılan tüm atışlar karavana.
Ciddi olan çok az çıkar hepsi paçavra.
Hayalleri gerçek gibi internet

Keskinoğluyum iyi huyluyum.
Şükür yaradana onun kuluyum.
Çağın icadı olurda ben durumuyum.
Hayatımın bir parçasıdır internet.

A.KESKİNOĞLU
Ankara
08.03.2010
 
 
 
 
 

Abdurrahman Keskinoğlu

İNTERNETTEKİ CANAVAR



Doluşmuşlar milyarlarca kişi, hepsi de internette,

Hiç bilinmez ki, kim iyi niyette, kim kötü niyette,

Akıllı, tedbirli kişi ancak kalır
güven ve emniyette,

Doluşmuşlar milyarlarca kişi, hepsi de internette.



İnternet dediğin, öyle tehlikeli, öyle karışık bir şey ki,

Hemen anlamak ne mümkün kim çapulcu, kim bey ki,

Şunu zihnine, aklına sokmalı, her toplum, her birey ki

İnternet dediğin, öyle tehlikeli, öyle karışık bir şey ki.



İnternet çıktı çıkalı, ne kitap kaldı, ne de hoş sohbet,

Okuma yok, hepsi hava civa, internette boş muhabbet,

Sanal alemde cirit atar milyonlarca alçak ve melanet,

İnternet çıktı çıkalı, ne kitap kaldı, ne de hoş sohbet,



İnternette canavar var, canavar var, acımaz cana kıyar,

Haneleri yıkar,
paraları çalar, insanları soğan gibi soyar,

Uyanıklar, üstelik insanları bir de enayi yerine koyar,

İnternette canavar var, canavar var, acımaz cana kıyar.



Saklar kendisini internetteki canavar, perdenin arkasına,

İnanma hemen ismine, cismine, kafasındaki şapkasına,

Hiç
güvenme bildik tanıdık ve dostundan başkasına,

Saklar kendisini internetteki canavar, perdenin arkasına.



Köpeklerde tasma, hani internetteki canavarın tasması,

Siteler arası fink atar, dolandırıcısı, alçağı, yosması,

Haneleri yıksalar da, idam da kalktı, yok ki asması,

Köpeklerde tasma, hani internetteki canavarın tasması.



Çıyanı, yılanı, çakalı gördüğünde hemen kaçarsın,

Sanal alem canavarı görünmez, görmekte naçarsın,

Öyleyse bu alçaklara siteni, kapını neden açarsın,

Çıyanı, yılanı, çakalı gördüğünde hemen kaçarsın.



İnternette gezer milyonlarca serseri başıboş alçak,

Kimisi berduş, kimisi üçkağıtçı, kimisi de kaçak,

Bul kendine bunlara karşı, bir sığınak ve saçak,

İnternette gezer milyonlarca serseri başıboş alçak.



Pusudadır her zaman internette milyonlarca canavar,

Gözü dönmüş bu alçakların ne vicdanı, ne imanı var,

Şerlerinden emin olmak için, al tedbiri, çek duvar,

Pusudadır her zaman internette milyonlarca canavar.



Çağın vebasıdır internet, en tehlikeli salgın hastalık,

İnternetteki canavara sakın inanma, olma sakın alık,

Dilerim yerini bulur, verdiğim bunca öğüt ve salık,

Çağın vebasıdır internet, en tehlikeli salgın hastalık.



Ahmet SANDAL

 

 

İnternet Kafeler

Okul kenarları açılış yeri
Kafeler kaplamış tüm köşeleri
Oyunlar filimler çeker gençleri
Gençleri yolundan saptıranlar kim

İnternet kafeler okula yakın
Bunlar tesadüftür demeyin sakın
Alışkanlıkların ilkine bakın
Onlara ilk adım attıranlar kim

Öğretmen çocuğa ödev veriyor
İnternetten ara çıkart gel diyor
Kafeye gitmeye teşvik ediyor
Sonucu hesaba katmayanlar kim

Çocuk ödev için kapıdan girer
Kafe sahibine çıkarıver der
İşi yapılırken kenarda bekler
Oraya gönderip baktıranlar kim

Beklerken ekranda görür oyunu
Derki ben oynarım severim bunu
Hoşuna gidince bırakmaz onu
Onları tuzağa kaptıranlar kim

Çocuk etrafını izlemektedir
Ekranda olanı gözlemektedir
Gördüğü şeyleri özlemektedir
Çocuğa o zevki tattıranlar kim

Gördüğü şeylere özlem duyanlar
Sahip olmak için çareler arar
Okuldan kaçarak kafeye dalar
Çocuğu kafeye koşturanlar kim

Bence okuldaki öğretmen suçlu
İnternet kafeler çocukla dolu
Ödev içim düşer kafeye yolu
Körpe beyinleri şaşırtanlar kim

Ödevi olmasa çocuk girmezdi
İnternette ne var onu bilmezdi
Gençlik bu duruma fazla gelmezdi
Olayın şekline bakmayanlar kim

Okul kenarında kafe dolunca
Yenisi açılır talep olunca
Kişiler işletir para bulunca
Bu sektöre imkan yaratanlar kim

Gençliğin haline üzülen görsün
Okuldan başlayıp izini sürsün
Yetkili kuruma çözüm götürsün
Konuyu masaya yatıranlar kim

Özümüz başkadır sözümüz ayrı
Suç varsa çocukta okulla yarı
Okul idaresi yapsın ayarı
Böyle kafeleri yaşatanlar kim

Öğretmen çocuğa ödevi versin
İnternetten çıktı kabul etmesin
Kafe açmak için kıstaslar gelsin
Çözüm önerisi arayanlar kim

Niğmetullah UÇAR
Antalya
18.01.2007
 

Niğmetullah Uçar

 

 

 

Bugünkü Gençlik

Bugünkü gençlik, yorgun ve uykusuz
Bu gençlik yemek, yemez aç ve susuz
İnternet, aile hayatımıza girdi gireli
Bu gençlik, huzursuz ve doyumsuz

Evde aile içinde, gençler konuşmaz
Gençlerin, derdi azarı mazırı anlaşamaz
Cep
telefonu , aile hayatına girdi gireli
Bu gençlik kimseyle, asla görüşmez

Rehberdir, önderidir, internet sitesi
Cep telefonudur, onların dostu gözdesi
Gençlik bizden, yavaş yavaş kopuyor
Msn’dir adeta onların, ezber portresi

Asla büyüklerden, almıyorlar dersi
Kibarcıktan yalancıktan, derler mersi
Otobüste, bir ihtiyar adam görünce
Sanki uykusuz, dönüp yatıyor tersi

Kalabalıkta gülerek, gürültülü konuşur
Uslu kibar konuş, dersen sana sataşır
Zaten gençlerin kulakları, duymaz tıpalı
Çok ukala’dır, her şeyinize karışır

Bu gençlik, töre möre nedir takmıyor
Giyinmenin, sınırı ne adabı ne bilmiyor
Her haltı aşırılığı,
modern zannederler
Doğru budur desen, işlerine gelmiyor

İsterim kültürünü, yaşayan bir gençlik
Elimizden çıkıyor, bunlar oluyor hiçlik
Tahsin yalvarırım, bu gençliğin iyiliğine
Korkarım ki asıl, nesil karışa ola piç’lik


Ankara- 31.03.2011

 

 

Tahsin Koç

 

T e p k i

İnternet denen şey iyice bozdu,
Dürüst alanlara çirkefi yazdı,
Ehli müslüm dostlar duruma kızdı,
Sanal kanallara tepki yağıyor.

Büyükten,küçükten ayırım kalktı,
Tavizler verildi günaha battı,
Umursamıyanlar üstüne yattı,
Uydu kanallara tepki yağıyor.

Görsel basınlar da bazen azıttı,
Televole deyip cinsel tozuttu,
Alkolü alanlar çarpık sözetti,
Müstehcen teveye tepki yağıyor.

Yazılı basının bazısı farklı,
Erotik sunarak alıyor aklı,
Uygunsuz reklama kafalar taklı,
Yalancı medyaya tepki yağıyor.

Kime bakacağız bende şaşırdım,
Sabredemiyorum nefsi taşırdım,
Uslan Zeki diye şamar aşırdım,
Arsıza, hırsıza tepki yağıyor.

10-4-2009
 

Zeki Çelik

 

 

 

Sanal İnsanlık

İcât oldu internet
Bozuldu mertlik
Sanallaştı herşeyimiz
Sanal sohbet
Sanal arkadaşlık
Sanal alışveriş
Sanal gazete
Sanal bankacılık
Sanal oğlu sanal
Durum böyle olunca
İnsanlık da sanal
oldu hâliyle

(15 Ocak 2006/ İstanbul)
 
 
 
 
 
 

Timur İlikan

 

 

U ğ r a

Uzaktan araman yeterli olmaz,
Sevgiyle sulanan çiçekler solmaz,
Hal, hatır sorarsan pürüzler kalmaz,
Arada,sırada yanıma uğra.

Seviyom demekte bencede yetmez,
Diyaloğu artır muhabbet bitmez,
Nefretle karılan ocaklar tütmez,
Elinde çiçekle yanıma uğra.

Hediye vermekte,almakta güzel,
Plaket yapılır kişiye özel,
Masrafın azaldı araban dizel,
Sevgini ıspatla yanıma uğra.

İnternet sitemde duygular dizli,
İki yıl bekledik seninle sözlü,
Samimi davranıp olmadın yüzlü,
Evlenmek istersen yanıma uğra.

Büromda başbaşa konuşmalıyız,
Dargınlık var ise barışmalıyız,
Evlenip yuvada buluşmalıyız,
Hayırlı iş için Zeki'ye uğra.

2-1-2010
 
 
 
 
 
 

Zeki Çelik

 

 

 

Hepsi Yabancı

İnternet telefon
Meğafon mikrofon
Televizyon
Ampülü bulanda edison
Hepsi yabancı


Uçaklar trenler
Arabalar kalemler
Çalar saat
Zamanlı
Hepsi yabancı


Makinalar robotlar
Üç şekilli boyutlar
Bilgi sayar oyunlar
Hepsi yabancı


Fermar düğme dedikleri
Japon işi terlikleri
Bizde ise taklitleri
Hepsi yabancı


Bizler neyi icat ettik
Neyi bulduk ne keşfettik
Tabanca tüfek tetik
Hepsi yabancı


Hayret ettik cavur işi deyipte
Kabul ettik işimize gelince
Dürbün bile o gördüğün uzagı
Hepsi yabancı


Gözlük taktık okumaya yardımcı
Gazetede zaten cavur icadı
Yüz yıl sonra kabul ettik matbayı
Hepsi yabancı
 
 
 
 
 
 

İsmail Bozkuş


dodurgabeyi.tr.gg
 
Facebook beğen
 
DODURGA BELDESİ
 
İlçe [değiştir]
Dodurga - Çorum ilinin ilçesi,

Diğer (kasba, köy, mahalleler) [değiştir]
Dodurga - Ankara ili Yenimahalle ilçesinin köyü/mahallesi (2008),
Dodurga - Afyonkarahisar ili Sandıklı ilçesinin köyü,
Dodurga (Hacıömerler) - Balıkesir ili Dursunbey ilçesinin köyü,
Dodurga - Bartın ili Ulus ilçesinin köyü
Yeni Dodurga - Bilecik ili Bozüyük ilçesinin köyü,
Dodurga - Bilecik ili Bozüyük ilçesinin Kasabası/Nahiye Merkezi
Dodurga - Bolu ilinin merkez köyü/mahallesi (2008),
Dodurga - Bolu ili Mudurnu ilçesinin köyü
Dodurga - Çankırı ili Çerkeş ilçesinin köyü
Dodurga - Çankırı ili Orta ilçesinin Kasabası,
Dodurgalar - Denizli ili Acıpayam ilçesinin Kasabası,
Dodurga - Muğla ili Fethiye ilçesinin köyü
Dodurga - Sinop ili Boyabat ilçesinin köyü Dodurga Barajı

Tödürge - Sivas ili Zara ilçesinin köyü, Tödürge Gölü

Dodurga - Tokat ilinin köyü
0507 8179799_ Ali Beylerbeyi
 
DODURGA TARİHİ:



Dodurganın Tarihi
Orta Asyadan gelen Türk kavimlerin Oğuz Boyunu teşkil eden oymakları arasında yine Büyük Türk Hakanı olan Oğuz Kağan’ın Nizam-ül Mülk yani dünya nizamının mülki idaresini ele geçirmek için altı oğlunu görevlendirdiği hüküm yer alır. Bunları iki kola ayırmıştır. Bunlar Üçoklar ve Bozoklardır, ayrıca bu iki kolun mensup olduğu ve aynı zamanda Oğuz Kağan’ın evlatları olarak varsayılan kişilerde ikiye ayrılır bunlar Denizhan, Dağhan ve Gökhan Üçoklar koluna, Yıldızhan, Ayhan ve Günhan ise Bozoklar koluna mensupturlar. Beldemiz kısaca Oğuzların Bozoklar kolunun Ayhan sancağına teşekkül eden Dodurga oymağına mensuptur. Tarihi Osmanlı ve Selçuklu yazıtlarında hatta Moğolların Anadoluyu istilasını kaleme alan Çin’in tarihi kaynaklarında da yer alan hatta Türk tarihçilerinde desteklediği bu teoridir. Beldemizin ismi Toturga, Totruga isimlerinin gelişmesiyle mükerrer olmuş sonuç itibariyle bugünkü halini almıştır. Dodurga kelimesinin menşei ise Kaşgarlı Mahmud’un “Divan-ü Lügat-it Türk” isimli eserinde Dudriaga olduğu görülmektedir. Kaşgarlıya göre bugünkü Çankırı yöresinin bulunduğu coğrafyada Dodurga beldesine verilen isim Osmanlı Padişahı II.Murad’ın hüküm sürdüğü 1451,1452 yıllarında kadı vekilliği yapmakta olan ve ulema adledilen Dudri ağa yada Bedri ağa isimli kişinin adından gelmiş olabileceği bahsedilmektedir. Yine bununla ilgili olarak ünlü Florensalı seyyah Pegalotti “La Pratica Della Mercatura” isimli eserinde Anadolu beyliklerinde olan iştiraklerinde bir Dudri Ağa’dan bahsetmektedir. Fakat Pegalotti’nin bahsettiği kişinin meskun bulunduğu coğrafi konum Kaşgarlı’nınkiyle bağdaşmamaktadır. Pegalotti’nin iki teorisi bulunmaktadır bunlardan ilki Dudri ağa’nın bugünkü Çankırı bölgesinde 1400’lü yıllarda yaşamış bir bilgin olması, ikinci teorisi ise Dudriağa olarak bilinen bir bölgenin bugünkü Sivas il sınırları içinde yer alan bir yöre adı olduğudur. Fakat tüm bu teorilere rağmen tarihçi ve birçok araştırmacının Çankırı ilinin Dodurga beldesinin ismi teşekkülünü Oğuzlardan aldığını varsaymaktadır. Bu olgu daha kuvvetlidir, çünkü büyük tarihi kaynak olarak bilinen Oğuzların Oğuzname isimli resmi belgesine göre Oğuz boy ve kolların ismi Oymakların ismi Selçukluların Anadolu’ya yerleşmesinden sonra yurt edindikleri bölgeler her oymak kendi adını vermiştir. Dolayısıyla tarihi süreçte göçebe olarak hayatlarını idame ettiren bu oymaklar çadır hayatından yerleşik hayata geçtiklerinde dolayısıyla Dodurga imside burada meskun bulunan oymağın ismi olması sebebiyle yerleşik düzende bölgenin ismi haline gelmiştir. Bunun yanı sıra Dodurga ismini taşıyan bugün çeşitli illerde 24 belde bulunmaktadır. Ayrıca 1520 ve 1566 yılları arasında hüküm sürmüş olan Kanuni Sultan Süleyman devrinde Dodurga Beldemiz Ankara’da bulunan Haymana sancağına bağlıydı fakat o devirde belde değil oymak olarak adlandırılmaktaydı. Yine bunlara ek olarak Türkolog olan İsveçli A.Vamberyan Anadolu oymaklarıyla ilgili bir liste hazırlamış bu listeye göre Dodurga beldemizin ismi Dodoung olarak yer almış yine o dönemlerde konsolosluk görevini yürüten General Petruseviç’in arşivlerinde de beldemizin ismi Doudougah olarak yer almıştır. Petruseviç’e göre Ankara’da meskun bulunan Gökmene sancağının en büyük nüfusa sahip Doudougah oymağıydı. (Dodurga hem Ankara’ya bağlı hem Haymana hem Gökmene sancaklarında bulunmaktaydı.) Petruseviç’e göre bu oymak 1880 yıllarında 4000 vergi nüfusuna sahipti. Ancak 4000 kişiyle adledilen Dodurga oymağının sadece beldemizle sınırlı olmadığı Ankara çevresinde bağlı diğer oymaklarında mensup olduğu bir teşekkül olduğu sanılmaktadır.
Dodurganın Damgası
Oğuz soyuna mensup 24 Oğuz boyunun ayrı ayrı damgaları bulunmaktaydı. Bugün nasıl ki her devlet dairesinin bir resmi mührü var ise Oğuzlarda da her boyun bir resmi mührü vardır. Dodurga beldemizin de Oğuzun yirmi dört boyundan birini teşkil etmesi sebebiyle bir mührü bulunmaktadır. (Bu mühür yukarıda verilmiştir.) Dodurganın mührü bir çok tarihçi tarafından değişik şekillerde tanımlanmıştır. Bugün tarihçilerce geçerli ve doğru kabul edilen aşağıda belirttiğimiz Kartal resmini andıran kafa ve kanat kısmının ima edildiği figürdür. Zaten Dodurga oymağının işaretide Kartal olarak adlandırılan kuş simgesidir.

Bu damgalar Selçuklu ve Osmanlı hanedanlıklarında resmi idarelerde kullanılır, kadı ve oymak beylerinin halkı yönlendirmeleri ve resmi yazıt tespitlerinde bu mühürler kullanıldığı söylenmektedir. Hatta bu mühürlerin benzerlerini Osmanlı padişahları ve devlet erkanına mensup kişilerde kullanmaktaydı.

Dodurganın İşareti
Dodurga oymağı aslında Türkî coğrafyanın bir çok yerine dağılmıştır. Bu oymaklar günümüz itibariyle siyasi, iktisadi ve kültürel anlamda birbirlerinden kopmuştur. Ancak tarihinde tarihinde değişmez bir parçası olan amblemini yani işaretini kaybetmemiştir. Buna en yakın örnek olarak bizde Dodurga oymanğının işareti olan Kartal figürünü Dodurganın Sesi isimli dergimizin amblemi olarak kullanmaktayız. Bunun yanı sıra Sivasın Dodurga mezrasındaki halk, Tokat’ın Turhal ilçesine bağlı Dodurga yaylasındaki köylüler, Amasya’nın Sarı Kurşun köyündeki Dodurga oymağına mensup birkaç aileden teşekkül olan halk, Tarsus bölgesinde yaşayan ve bugün Varsak Türkmenleri olarak adlandırılan Türkmen beylerinin mensup olduğu Dodurga oymağına dahil bütün beyliklerin hemen hemen hepsi Kartal figürünü kendi işaretleri kabul etmektedirler.
Değerli hemşehrilerimiz ; Dodurga beldemizle ilgili her şeyi güzümüzün yettiğince sizlere aktaracağız lakin bu çalışmalarda büyük çabalar sarf edilmektedir. Sizlerin desteğiyle birlikte bu güçlüklerin üstesinden geleceğimize inanmaktayız. Bu nedenle destek, öneri, özeleştirilerinizi bekliyoruz.

Dodurga Kelimesinin Anlamı
Dodurga kelimesini bugün kime sorsanız beldemizin adından ibaret olduğunu ifade edecektir. Fakat Dodurga kelimesi şayet Oğuz’un 24 boyunun Dodurga oymağının mensubiyetindeyse bir çoğumuzun bildiği gibi belde ismini oluşturmaktadır. Ancak Oğuznameye göre her oymağın bir adı ve bu adın bir anlamı ayrıca her oymağın bir işareti, damgası ve sayısı bulunmaktadır. Dodurga kelimesinin anlamıda bu noktada karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı kayıtları, Selçuklu arşivleri ve Türk Tarihi araştırıldığında ortak sonuç olarak Oğuz kaynaklarının nitelendirdiği anlam ortaya çıkmaktadır. Bu anlam şudur ki Dodurga demek; Ülke alan, zapt eden, Yurt tutan anlamını taşımaktadır. Tarihi kaynaklar irdelendiğinde 1040 yılında başlayan Selçuklu hanedanlığının kurulma aşamasındaki yıllarda büyük bir payeye sahip olmuşlardır. Bunun yanı sıra yine Anadolu Selçuklularının hüküm sürdüğü 1077-1308 yılları arasında Dodurga oymağı bugünün tabiriyle süvari öncü birlik olmuştur. Bu nedenle Dodurga’nın anlamı Ülke alan, Yurt edinen olarak tarihteki yerini almıştır.


 

 
Bugün 88 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol