ŞİİR,HATUN:

 

 


 

Narına yandığım

Unutmuş sevgiyi dargın yüreği
Bir zerre mutluluk olmuş dileği
Maziye takılmış aklı belleği
Narına yandığım ey güzel hatun

Viranemi enkazmı dünyası bomboş
Uzaklarda gözü sanırsın serhoş
Dilinden dökülür sözleri bir hoş
Narına yandığım ey güzel hatun.

Sevdayla çoktandır açık arası
Dokunma baş tabip kanar yarası
Hiç korkma herşeyin vardır sırası
Narına yandığım ey güzel hatun.

Gel şöyle yanıma otur karşıma
O nazik ellere kirpik kaşına
İnci mercan akan gözün yaşına
Kurbanın olduğum ey güzel hatun.

Sürmeli gözleri yanak gamzeli
Bilekler halhallı burnu hızmalı
Elele tutupta gurbet gezmeli
Kurbanın olduğum ey güzel hatun.

Bu kalbim senindir dinle derinden
Dolanıp boynuna öpsem lebinden
Sol yanım yanıyor nar alevinden
Kurbanın olduğum ey güzel hatun.

Siması bir maral kumral saçları
Yaralar bağrımı kirpik uçları
Barınır sinende kumru kuşları
Narına yandığım ey güzel hatun.

Usumu kapladı bakış nazarın
Sevdamı karalar sana yazarım
Dilimde isminle birhoş gezerim
Narına yandığım ey güzel hatun.

Bak hayat geçiyor ikinci bahar
Yaprak gazel oldu mevsim sonbahar
Çağlasın sevdamız durmasın ey yâr
Narına yandığım ey güzel hatun.

Gönlümün kapısı açıktır sana
Ne ağa paşa nede sultana
Sol yanım bom boş yuva yapsana
Narına yandığım ey güzel hatun.

O gamlı başını yasla göğsüme
Saçların dağılsın düşsün yüzüme
Bırakıp kendini yatsan dizime
Narına yandığım ey güzel hatun.

Öpsem bir kerecik olsa hediyem
Bu divane gönlümü nasıl eyliyem
Seviyorum seni daha ne diyem
Narına yandığım ey güzel hatun.

Bedri Hüseyin Çiftçi mayıs 2008.
 

Bedri Hüseyin Çiftçi


 

Bizim Hatun! ..

Allah'ı var, durak bilmez, dur bilmez,
Zahmetliymiş, çetin nedir, zor bilmez,
Ağzı, dili yoktur sanki, hır bilmez,
Bizim hatun, çile çeker, dert çeker,
Sızlanmak yok, mızmız etmez, sert çeker!

Dört yavruya dört bölünür, az bilir,
Hiç çekilmem, dertlerimi naz bilir,
Hânesini hizmetini haz bilir,
Bizim hatun çile çeker, dert çeker,
Sızlanmak yok, mızmız etmez, sert çeker!

Tatlı esen meltem gibi sözü var,
Abdest, namaz, Kur'ân'ı var, cüzü var
Melâike gibi temiz özü var
Bizim hatun çile çeker, dert çeker,
Sızlanmak yok, mızmız etmez, sert çeker!

Ozan İlo'm övgü, ona az gelir
Çile, mihnet, varlık, yokluk vız gelir
Yüreğini bilmeyene, buz gelir
Bizim hatun çile çeker, dert çeker,
Sızlanmak yok, mızmız etmez, sert çeker!
22.02.2007/ 03.15
 
 
 
 
 
 
 
 
 

İlhami Erdoğan


 

Dört Kişi Bir Yatağa Sığmayınca

bir gün nasrettin hoca'nın karısı ölür
bu zamansız ölüme hoca çok üzülür
aradan zaman geçer hoca bırakır yası
neden tekrar evlenmesin hem normaldir yaşı
mahallede varmış kendine uygun bir kul
kadıncağızın kocası ölmüş kala kalmış dul
sevinilir
 

 
 
 
e gerçekten uygundur denir
uzatmayalım hoca bu kadınla evlenir
fakat bir garip huyu çıkar kadının ortaya
hep ölen kocasını anar girince yatağa
yine henüz yatarlar ki bir gece kadın başlar
rahmetli şöyle, rahmetli böyleydi diyerek hocayı taşlar
uyuyamaz tabi hoca, üstelik de usanır
ölen karısını metheder bunu çıkar yol sanır
bir hengamedir başlar, uzayıp gider
sonunda hoca yorulur, aman hatun yeter der
bakar ki söz kar etmiyor bir tekme atar
yataktan düşerek kadın döşemeye yatar
uyanır komşular kopan gürültüye gece yarısı
gelip bakarlar ki yerlerde hocanın karısı
sorarlar hepsi: nedir bu saatte derdiniz
böldük uykularımızı, koşup geldik hepimiz
çare bulamadık ne yaptıysak der hoca
hatun yere düştü dört kişi bir yatağa sığmayınca

bursa; 27.04.1973
 
 

Zeki Tüyen


 

Hanım Olursun

İşte geldim sana, aç kollarını,
Koş sarıl boynuma, canım olursun.
Kırma gel hatırımı, ver ellerini,
Gidelim buradan anım olursun.

Duysun bütün dünya ben sana aşık,
Kalbimde heyecan gözümde ışık,
Beline sarılır kırmızı kuşak,
Damarıma dolan, kanım olursun.

Bütün engelleri aşıp kıralım,
Şirin mi şirin bir yuva kuralım,
Mevla huzurunda divan duralım,
Cennet müjdesidir hanım olursun.
 
 
 
 
 
 

Cengiz Özkan


 



Yemek Getir Yiyek Hanım

Karnım çok acıktı benim
Yemek getir yiyek hanım
Mantı, börek ister canım
Yemek getir yiyek hanım

Peynir, zeytin koydun gittin
Kaymak, reçel tadı kattın
Hani şu çorbayı nettin?
Yemek getir yiyek hanım

Misafirler geldi bize
Herkes karışıyor söze
Karnım açtır diyom size
Yemek getir yiyek hanım

Yemekler yaparsın bana
Küsme hiç kıyamam sana
Gel İbrahim sofrasına
Yemek getir yiyek hanım

Parasız pazara gitme
Baklavayı eksik etme
Davran, sofrada seyretme
Yemek getir yiyek hanım

Çobanoğlu yemek ister
Ekmek, katık demek ister
Sofrada kendini göster
Yemek getir yiyek hanım

(22.07.1997)
 
 
 
 
 
 

Şevki Çobanoğlu

 

TV’de kocası ile barışmak isteyen hanım

 
Bir odun da olsan gölgen gerekli
Sahi baş uçumda kalsan ne olur
Olma öyle haşin katı yürekli
Sana el uzattım alsan ne olur

Bir zamanlar bensiz edemiyordun
Yüzüme bakarak öf demiyordun
Yalınız bir yere gidemiyordun
O kayıp duyguyu bulsan ne olur

Hep seni beklerim gözlerim yolda
Evine sahip çık bir adam ol da.
Gezer dolaşırsın hep sağda solda
Benim de kapımı çalsan ne olur

Azgınlık çok kötü bela getirir
Bu hiddet bu şiddet seni bitirir
Sana her nefeste zehir yedirir
İçindeki kini salsan ne olur

Bekleye bekleye güneşim ağdı
Dünyanın kederi gönlüme sığdı
Üstümüze nice gazaplar yağdı
Bir
şemsiye kadar olsan ne olur
 
 
 
 
 

Mikdat Bal

 

Bizim Hanım.

Okutmadılar diye içinde ukte kaldı,
Düşünüp bir an eskilere daldı,
Çocukları olunca içini
sıcaklık sardı,
Geçmişe, yıllara meydan okur o.

Evlatları için yemek yapsa,
Yeşilliği bol salata varsa,
Sofrada torunlar sıraya dursa,
Yemeden, içmeden doyar o.

Yemek onun en başarılı alanı,
Görmedim yemeğinden arta kalanı,
Gezdim, bulamadım ondan usta olanı,
Yoktan yemek yapar, çıkarır o.

Her zaman tertiplidir bir bilsen,
İstersen ona
habersiz gelsen,
Yalnız ona beş dakika versen,
Şipşak ikramı çıkarır o.

Giyim, kuşam üzerne tam uzman,
Örgüsünü görsen,dersinki aman aman,
Mağaza gezerken yetmezki zaman,
İpliği iğneye bakmadan takar o.

Dip köşe yapılıp, odalar havalanacak,
Perdeler matlaşmış hemen yıkanacak,
Su
harcamada rekorlar kırılacak,
Biraz temizlik hastasıdır o.

Onunla istediği yere varsan,
Sevdiği arkadaşları bir bulsan
Kızdırmak için damarına bassan,
Torun bakarken ehliyet alır o.

Derde tasaya yıllarca sabır,
Elbette onuda alacak kabir,
Onda göremezsin arama kibir,
Eşi bulunmaz gönül dostudur o.
 

Kadir Kaya


dodurgabeyi.tr.gg
 
Facebook beğen
 
DODURGA BELDESİ
 
İlçe [değiştir]
Dodurga - Çorum ilinin ilçesi,

Diğer (kasba, köy, mahalleler) [değiştir]
Dodurga - Ankara ili Yenimahalle ilçesinin köyü/mahallesi (2008),
Dodurga - Afyonkarahisar ili Sandıklı ilçesinin köyü,
Dodurga (Hacıömerler) - Balıkesir ili Dursunbey ilçesinin köyü,
Dodurga - Bartın ili Ulus ilçesinin köyü
Yeni Dodurga - Bilecik ili Bozüyük ilçesinin köyü,
Dodurga - Bilecik ili Bozüyük ilçesinin Kasabası/Nahiye Merkezi
Dodurga - Bolu ilinin merkez köyü/mahallesi (2008),
Dodurga - Bolu ili Mudurnu ilçesinin köyü
Dodurga - Çankırı ili Çerkeş ilçesinin köyü
Dodurga - Çankırı ili Orta ilçesinin Kasabası,
Dodurgalar - Denizli ili Acıpayam ilçesinin Kasabası,
Dodurga - Muğla ili Fethiye ilçesinin köyü
Dodurga - Sinop ili Boyabat ilçesinin köyü Dodurga Barajı

Tödürge - Sivas ili Zara ilçesinin köyü, Tödürge Gölü

Dodurga - Tokat ilinin köyü
0507 8179799_ Ali Beylerbeyi
 
DODURGA TARİHİ:



Dodurganın Tarihi
Orta Asyadan gelen Türk kavimlerin Oğuz Boyunu teşkil eden oymakları arasında yine Büyük Türk Hakanı olan Oğuz Kağan’ın Nizam-ül Mülk yani dünya nizamının mülki idaresini ele geçirmek için altı oğlunu görevlendirdiği hüküm yer alır. Bunları iki kola ayırmıştır. Bunlar Üçoklar ve Bozoklardır, ayrıca bu iki kolun mensup olduğu ve aynı zamanda Oğuz Kağan’ın evlatları olarak varsayılan kişilerde ikiye ayrılır bunlar Denizhan, Dağhan ve Gökhan Üçoklar koluna, Yıldızhan, Ayhan ve Günhan ise Bozoklar koluna mensupturlar. Beldemiz kısaca Oğuzların Bozoklar kolunun Ayhan sancağına teşekkül eden Dodurga oymağına mensuptur. Tarihi Osmanlı ve Selçuklu yazıtlarında hatta Moğolların Anadoluyu istilasını kaleme alan Çin’in tarihi kaynaklarında da yer alan hatta Türk tarihçilerinde desteklediği bu teoridir. Beldemizin ismi Toturga, Totruga isimlerinin gelişmesiyle mükerrer olmuş sonuç itibariyle bugünkü halini almıştır. Dodurga kelimesinin menşei ise Kaşgarlı Mahmud’un “Divan-ü Lügat-it Türk” isimli eserinde Dudriaga olduğu görülmektedir. Kaşgarlıya göre bugünkü Çankırı yöresinin bulunduğu coğrafyada Dodurga beldesine verilen isim Osmanlı Padişahı II.Murad’ın hüküm sürdüğü 1451,1452 yıllarında kadı vekilliği yapmakta olan ve ulema adledilen Dudri ağa yada Bedri ağa isimli kişinin adından gelmiş olabileceği bahsedilmektedir. Yine bununla ilgili olarak ünlü Florensalı seyyah Pegalotti “La Pratica Della Mercatura” isimli eserinde Anadolu beyliklerinde olan iştiraklerinde bir Dudri Ağa’dan bahsetmektedir. Fakat Pegalotti’nin bahsettiği kişinin meskun bulunduğu coğrafi konum Kaşgarlı’nınkiyle bağdaşmamaktadır. Pegalotti’nin iki teorisi bulunmaktadır bunlardan ilki Dudri ağa’nın bugünkü Çankırı bölgesinde 1400’lü yıllarda yaşamış bir bilgin olması, ikinci teorisi ise Dudriağa olarak bilinen bir bölgenin bugünkü Sivas il sınırları içinde yer alan bir yöre adı olduğudur. Fakat tüm bu teorilere rağmen tarihçi ve birçok araştırmacının Çankırı ilinin Dodurga beldesinin ismi teşekkülünü Oğuzlardan aldığını varsaymaktadır. Bu olgu daha kuvvetlidir, çünkü büyük tarihi kaynak olarak bilinen Oğuzların Oğuzname isimli resmi belgesine göre Oğuz boy ve kolların ismi Oymakların ismi Selçukluların Anadolu’ya yerleşmesinden sonra yurt edindikleri bölgeler her oymak kendi adını vermiştir. Dolayısıyla tarihi süreçte göçebe olarak hayatlarını idame ettiren bu oymaklar çadır hayatından yerleşik hayata geçtiklerinde dolayısıyla Dodurga imside burada meskun bulunan oymağın ismi olması sebebiyle yerleşik düzende bölgenin ismi haline gelmiştir. Bunun yanı sıra Dodurga ismini taşıyan bugün çeşitli illerde 24 belde bulunmaktadır. Ayrıca 1520 ve 1566 yılları arasında hüküm sürmüş olan Kanuni Sultan Süleyman devrinde Dodurga Beldemiz Ankara’da bulunan Haymana sancağına bağlıydı fakat o devirde belde değil oymak olarak adlandırılmaktaydı. Yine bunlara ek olarak Türkolog olan İsveçli A.Vamberyan Anadolu oymaklarıyla ilgili bir liste hazırlamış bu listeye göre Dodurga beldemizin ismi Dodoung olarak yer almış yine o dönemlerde konsolosluk görevini yürüten General Petruseviç’in arşivlerinde de beldemizin ismi Doudougah olarak yer almıştır. Petruseviç’e göre Ankara’da meskun bulunan Gökmene sancağının en büyük nüfusa sahip Doudougah oymağıydı. (Dodurga hem Ankara’ya bağlı hem Haymana hem Gökmene sancaklarında bulunmaktaydı.) Petruseviç’e göre bu oymak 1880 yıllarında 4000 vergi nüfusuna sahipti. Ancak 4000 kişiyle adledilen Dodurga oymağının sadece beldemizle sınırlı olmadığı Ankara çevresinde bağlı diğer oymaklarında mensup olduğu bir teşekkül olduğu sanılmaktadır.
Dodurganın Damgası
Oğuz soyuna mensup 24 Oğuz boyunun ayrı ayrı damgaları bulunmaktaydı. Bugün nasıl ki her devlet dairesinin bir resmi mührü var ise Oğuzlarda da her boyun bir resmi mührü vardır. Dodurga beldemizin de Oğuzun yirmi dört boyundan birini teşkil etmesi sebebiyle bir mührü bulunmaktadır. (Bu mühür yukarıda verilmiştir.) Dodurganın mührü bir çok tarihçi tarafından değişik şekillerde tanımlanmıştır. Bugün tarihçilerce geçerli ve doğru kabul edilen aşağıda belirttiğimiz Kartal resmini andıran kafa ve kanat kısmının ima edildiği figürdür. Zaten Dodurga oymağının işaretide Kartal olarak adlandırılan kuş simgesidir.

Bu damgalar Selçuklu ve Osmanlı hanedanlıklarında resmi idarelerde kullanılır, kadı ve oymak beylerinin halkı yönlendirmeleri ve resmi yazıt tespitlerinde bu mühürler kullanıldığı söylenmektedir. Hatta bu mühürlerin benzerlerini Osmanlı padişahları ve devlet erkanına mensup kişilerde kullanmaktaydı.

Dodurganın İşareti
Dodurga oymağı aslında Türkî coğrafyanın bir çok yerine dağılmıştır. Bu oymaklar günümüz itibariyle siyasi, iktisadi ve kültürel anlamda birbirlerinden kopmuştur. Ancak tarihinde tarihinde değişmez bir parçası olan amblemini yani işaretini kaybetmemiştir. Buna en yakın örnek olarak bizde Dodurga oymanğının işareti olan Kartal figürünü Dodurganın Sesi isimli dergimizin amblemi olarak kullanmaktayız. Bunun yanı sıra Sivasın Dodurga mezrasındaki halk, Tokat’ın Turhal ilçesine bağlı Dodurga yaylasındaki köylüler, Amasya’nın Sarı Kurşun köyündeki Dodurga oymağına mensup birkaç aileden teşekkül olan halk, Tarsus bölgesinde yaşayan ve bugün Varsak Türkmenleri olarak adlandırılan Türkmen beylerinin mensup olduğu Dodurga oymağına dahil bütün beyliklerin hemen hemen hepsi Kartal figürünü kendi işaretleri kabul etmektedirler.
Değerli hemşehrilerimiz ; Dodurga beldemizle ilgili her şeyi güzümüzün yettiğince sizlere aktaracağız lakin bu çalışmalarda büyük çabalar sarf edilmektedir. Sizlerin desteğiyle birlikte bu güçlüklerin üstesinden geleceğimize inanmaktayız. Bu nedenle destek, öneri, özeleştirilerinizi bekliyoruz.

Dodurga Kelimesinin Anlamı
Dodurga kelimesini bugün kime sorsanız beldemizin adından ibaret olduğunu ifade edecektir. Fakat Dodurga kelimesi şayet Oğuz’un 24 boyunun Dodurga oymağının mensubiyetindeyse bir çoğumuzun bildiği gibi belde ismini oluşturmaktadır. Ancak Oğuznameye göre her oymağın bir adı ve bu adın bir anlamı ayrıca her oymağın bir işareti, damgası ve sayısı bulunmaktadır. Dodurga kelimesinin anlamıda bu noktada karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı kayıtları, Selçuklu arşivleri ve Türk Tarihi araştırıldığında ortak sonuç olarak Oğuz kaynaklarının nitelendirdiği anlam ortaya çıkmaktadır. Bu anlam şudur ki Dodurga demek; Ülke alan, zapt eden, Yurt tutan anlamını taşımaktadır. Tarihi kaynaklar irdelendiğinde 1040 yılında başlayan Selçuklu hanedanlığının kurulma aşamasındaki yıllarda büyük bir payeye sahip olmuşlardır. Bunun yanı sıra yine Anadolu Selçuklularının hüküm sürdüğü 1077-1308 yılları arasında Dodurga oymağı bugünün tabiriyle süvari öncü birlik olmuştur. Bu nedenle Dodurga’nın anlamı Ülke alan, Yurt edinen olarak tarihteki yerini almıştır.


 

 
Bugün 58 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol