ŞEYTAN...!!!


Şeytan
İş ve İşçi Bulma'ya,başvuru yapmış,
Avare,boşta kaldım,diyormuş şeytan.
müslümanı kandırmak,benim işimdi,
Avare,boşta kaldım,diyormuş şeytan.

Vatikan'da Papa'nın,elini opüp,
Okyanus ötesinde,ikâmet yapıp,
Bak işsiz bıraktılar,işimi kapıp,
Avare,boşta kaldım,diyormuş şeytan.

Sinsice bu devletin,içine sızıp,
Sayıca çoğalınca,bir hayli azıp,
İşimden de ettiler,üç satır yazıp,
Avare,boşta kaldım,diyormuş şeytan.

Hem arsızlık,hırsızlık,yolsuzluk yapıp,
Müslümanız diyorlar,paraya tapıp,
Besmeleyle yiyorlar,Millet'ten çarpıp,
Avare,boşta kaldım,diyormuş şeytan.

Şer içinde yüzerken,hayra yorması,
Hak arayan gençlikten,hesap sorması,
Teröristle,hainle,kuzu sarması,
Avare,boşta kaldım,diyormuş şeytan.

Sırça köşkte kuş tüyü,yatakta yatar,
Yalanlarla süsleyip,nutuklar atar,
Kan ile kazanılan,toprağı satar,
Avare,boşta kaldım,diyormuş şeytan.

Sadaka bunlarda var,bunlar da rüşvet,
Bak nasıl da kandılar,koskoca Millet,
Ben bile şaşıp kaldım,bu ne mâharet,
Avare,boşta kaldım,diyormuş şeytan.

Baş örtüye bağlayıp,koca islâm'ı
Göz yaşıyla vaazla,yerler haramı,
Benim işim şeytanlık,bunlar harami,
Avare,boşta kaldım,diyormuş şeytan.

Hac'a gidip dönmeden,günah işlerler,
Halkına zulmederek,cennet düşlerler
Benim işimi yapıp,beni taşlarlar,
Avare,boşta kaldım,diyormuş şeytan.

Bıyıklar badem,başlar,örtülü güya,
Dar etek,sıkma pantol,suratlar boya,
Maksat dini havale,etmektir oy'a,
Avare,boşta kaldım,diyormuş şeytan.
 

İbrahim Kılınç

Sanal Şeytan*

Benim adım İnternet,
Yeni global saltanat...
Bir adım Sanal Şeytan,
Herkese hodri meydan...

Sen gel bana kıyam et,
Kopartayım kıyamet...
Sadakat ve ihanet,
Bulunur her marifet...

Bende Hakk var, Batıl var,
Bir de Sanal Katil var...
Sanal'da aşklar beleş,
Kanal'da meşkler beleş...

Hayali aşka tapan,
Beyninde zina yapan...
Geride gözü yaşlı,
Bırakır dokuz oynaşlı...

Tutsaklarım var benim.
Kelepçem dijital benim...
Bu markette herkes var,
Bulamazsın sadık yar...
24.11.2005
Mehmet Demir Atmalı 



 

 

 

Şeytan Sokakta...

Susmuş edep erkân kesmiş sözünü,
Geceler iniler dört bir sokakta
Coşup alkışlıyor dansöz kızını,
İnsan kılığında şeytan sokakta...

Sutyen giyip çıkmış alışverişe,
Baba alkış ile çıkmış teftişe,
Ana kızdan beter hele bak işe,
İnsan kılığında şeytan sokakta…

Streç giymiş oğlan kız gibi aynı,
Yürek yaralayan köz gibi aynı,
Babası da aynı oğlu da aynı,
Zübbe kılığında şeytan sokakta…

Sokaklar derbeder içim sızılar,
Bunlardan edepli vallah tazılar,
Fuhuş aşılıyor yeni diziler,
Hem evlerde hem de şeytan sokakta...

Micingirt şeytana sataşıp durma,
Gençliğe sahip çık yatıp oturma,
Şiirle olmaz bu boşa yorulma,
İnsan kılığında şeytan sokakta…
 

Ömer Ekinci Micingirt



Şeytan

Şeytan; bazen bir kadeh, bazen güzel bir kadın,
Bazen bir oyun kartı,ya da bir
arkadaştır .
İnsanların içinde bastırılmış arzular,
Gizli kalmış hislerin her birine sırdaştır.

Şeytan, kurbanlarını hep zayıflardan seçer.
Onun lânetli gücü, inançsızlara geçer.
Îmanın karşısında, onun tüm gücü biter,
Şeytanı alt etmeye, Allah inancı yeter.

(2004)
 

Ünal Beşkese

 

 

 

Şeytan

Takmış maskeyi yüzüne,
Kestirmiş cemaati gözüne,
Şeytanı dolar sözüne.

Pamuk eller cebe,
Paracıklar holdinge hibe,
Sakın kimselere deme.

Faiz haram,kar ortağım,
Sen biriktir ben yutayım,
Polis ararsa sotayım.

Holding iflas etti,
Paralar uçup gitti,
Demez Recebim,yetti.

Allah adı dilinde,
Şeytan sözlügü elinde,
Uçkur yok belinde.

Oynat atını boş meydan,
İşsiz kaldı canım Şeytan,
Akıl ermez nice fettan,
Yetişti İnsan,şaştı Şeytan.
 
 
 
 
 
 
 

İshak Özlü

 

 

 

Adem ve Şeytan

O; Arzı istila adına
Seni alt edebilmek için
Öyle bir dağın altına başını koydu ki!
Elini dünyanın yumuşak karnına sokarak
Cehennemi cennete yeğledi.

Sen se; Dünyanın midesinde
Nefsi terbiye adına
Elini başına ve vicdanına koymadan
Onu mat edeceğini mi sanıyorsun.

Ne cennet
ucuzdur , ne de cehennem pahalı
Şeytanın hilesi boyunu aşar
Önüne serdi mi,yemyeşil halı
Kıbleni bozdurur,pusulan şaşar

Ne sağ kalır ne solun
Sanırsın ki yol onun
Çıkmaza düşer sonun
Ayak kesilir yerden
Cezbeyle tavlanırsın
Ava gideyim derken
Av olup avlanırsın.
 

Hamit Korken

 

 

 

Abdest alan kimseden şeytan kaçar

Abdestli gezmede fayda var derim,
Abdest alan kimseden şeytan kaçar.
Besmeleyle abdestli yemek yerim,
Abdest alan kimseden şeytan kaçar.

Abdestli olanın günahı erir,
Abdest alan kimse neşeli durur.
Abdest insanı günahlardan korur,
Abdest alan kimseden şeytan kaçar.

Abdestsiz olanlar manen kirlidir,
Abdest alan dünyada
huzurludur .
Abdestli insanın yüzü nurludur,
Abdest alan kimseden şeytan kaçar.

Abdestliye şeytan zarar veremez,
Abdest alınan eve de giremez.
Abdestin sırrına kimse eremez,
Abdest alan kimseden şeytan kaçar.

Yusuf silelim gönüldeki pası,
Namaz yüreklerde sevginin hası.
Abdes bize peygamberin mirası,
Abdest alan kimseden şeytan kaçar.
 

Yusuf Tuna

Ş

 

eytan Taşlaması

Hiddetin depreşti, yaran nüksetti
Yine cehenneme doldurdun bizi (!)
Vicdandaki kaos, söze aksetti
Afaki dillere yıldırdın bizi (!)

Herkes inancında, özgürdür - hürdür
Baskı ve tahakküm, geçersiz kurdur
Îman denen nakış, solmaz mühürdür
Suyu kestin güya, soldurdun bizi

Zebani misin ki, tasnif yaparsın?
Kapıyı bir açar, bir de kaparsın
Ayarsız pusulan, rota saparsın
Neşemiz kaçmıştı, güldürdün bizi

Mekke'nin fethinde, kimse yıkmadı
Fatih İstanbul'da, ateş yakmadı
Farklı ten ve dini, başa kakmadı
Azrailden çalıp, öldürdün bizi

Ey şeytanım! ..., seni hergün anarım
Sanma ki, hilene şaşar kanarım
Vazifende, kusurun yok sanırım
Beş kardeştik, beşe böldürdün bizi

Eleye eleye, doldum seleye
Selam olsun, gurbet ele sılaya
Artık bildim seni, aldım alaya
Labirent içinde, buldurdun bizi

Ali Rıza Malkoç 22/07/2007 Bursa
 

 

 

 

 

 

Şeytan..!

Ey gönül sen sen ol doğrudan şaşma
En sağlam yüreği eritir Şeytan
Hak
yoldan ayrılıp gaflete düşme
Günahın hükmünde yürütür Şeytan

Nice benim diyen salih kulları
Uydurur kendine sapar yolları
Kırılır sonunda iman dalları
İnsanı özünden arıtır Şeytan

Ey gönül dikkat et seni vurmasın
Bu illet katiyyen sana varmasın
Güzelden gayrısı sende durmasın
Mahşerde gülünü kurutur Şeytan

Düsturun doğrudan yana olmalı
Benliğin her zaman hakla dolmalı
Dikkat et özün hep sağlam kalmalı
İnsanın ömrünü çürütür Şeytan

Olaki bir defa düşsen ağına
Diken serer hemen gönül bağına
Gölge düşürür hep iman dağına
Yürekte irinler türetir Şeytan

İsa can has kullan
hayat vadeni
Hasletlerle doldur ömür badeni
Erenlere yazdır sen de adını
Kullara maziyi aratır Şeytan
 

İsa Kocagül

 

 

 

 

 

Şeytan insan ilişkisi

Beyhude gezenin peşinde iblis
Hep dolaşır durur, kandırmak için
Onunla bir olur, isyankar nefis
Kaydırıp ateşte yandırmak için

İnsan ok misali fırlarsa yaydan
Hudutları aşar onundur meydan
Dünyayı bir cennet gösterir şeytan
İnsanı nefsine yendirmek için

Zaten insan olmaz aylak borular
Öylesine birdir yaşlar kurular
İblis kalbe sokar sapık sorular
İnandıktan sonra döndürmek için

Kul yoldan kayarsa bu kendi suçu
Şeytanın elinde ipinin uçu
Sevdirir makamı sevdirir gücü
Gönülde ki aşkı söndürmek için

Cehenneme yakın cennete uzak
Allah unutulur tapılır buzak
Şeytan böyle kurar insana tuzak
Onu cehenneme kondurmak için

Mikdatî eğridir iblisin yolu
Temenni, kibirdir, hep tuzak dolu
En güzel bicimde halkolan kulu
En alçak çukura indir mek için
 

Mikdat Bal


 

 

 

 

Şeytan mı Suçlu?

Deve hörgücünde harcanır nurlar,
Gönüle simsiyah kazınır urlar!
Her ihtardan sonra başlanır kurlar:
Şeytandır tek suçlu, düşünmez azar...

Aklın varsa gafil, tek suçlu sensin!
Vesvesen gelir hoş, boş eğlenirsin...
Nefsini perişan, zalim edensin!
Şeytan yaşar hazda, aczinde mezar...

Nedir öğüt, gizli hazine... Oku!
Sanatında sırlar, mükemmel doku!
Şeytan ilk kapıdır, geçince şoku
Allah’ı tanır aşk, yaşanır huzur...

Şeytan taşlıyorum Hacda, Mina’da!
Bütün hiddetimle, dilde-manada...
Küçük, orta, büyük, sembolik nazar!
Ruhta beden doğar, uçar semaya...
 
 
 
 
 
 
 
 

Safet Kuramaz

 

 

 

 

 

Şeytan

İnsan,
insandan,
bezermiş,
insanda bazen,
şeytanla gezermiş!
Şeytanla gezen de,
O'ndan hep hile sezermiş!
Bir gün,
şeytan,
eline bir ip alıp örmüş!
Bizim insanoğlu da,
bunu görmüş,
çekine-mekine,
şeytana sormuş:

- Elindeki,
o ipte,
nedir,
yoksa ben miyim takipte,
bir senedir?

Şeytan:
* Buna derler 'yular',
ben bu yuları,
insanların başına dolarım,
benimle gelmeyenin,
saçlarını yolarım!

İnsan:
- Peki?
Bende insanım.
benim başıma,
neden yular dolamadın?

Şeytan:
* Sen zaten benimlesin,
sen tâ-câ insan olamadın! ! !
 
 
 
 
 
 
 
 

Hüseyin Avni Çakıroğlu

 

 

 

 

 

Şeytan ile Oduncu

Bir zamanlar bir yerde, koca bir orman varmış
İnsanlar bir ağaca, gelir-gider taparmış.

Müslüman bir oduncu, fena kızarmış buna;
Ağacı kesmek için, çıkmış orman yoluna.

Çam yarması bir adam geçivermiş önüne
Sormuş “böyle pür telaş, yapmak istediğin ne? ”

-Sapıkların şirkine, şimdi son vereceğim
Andolsun bu ağacı, yerlere sereceğim!

-Burada gece-gündüz, boşa mı duruyorum
Benim adım iblistir, onu ben koruyorum!

Ona zarar verecek, rüzgar bile estirmem
Hadi burdan, çekil - git, bu ağacı kestirmem.

-Bunca kötülükleri, demek yaptıran sensin
İnsan oğlunu böyle, puta taptıran sensin!

Esas seni kesmeli deyip, hemen saldırdı
Tomruk gibi uzatıp, baltasını kaldırdı.

Şeytan dedi: sürem var, öldüremezsin beni;
Bu ağacı kesmezsen, memnun ederim seni...

Mala - mülke erersin; olur araban-atın
Ormana hiç ugrama, her gününe bir altın...

Dünyalığı duyunca, hemen öfkesi diner
Anlaşma üzerine, oduncu köye döner.

Sabah görürki, altın yanıbaşına gelmiş
Yorulmadan kazanmak, ne kadar da güzelmiş!

Ertesi gün beklemiş, yine o bir altını;
Merak ile yoklamış, yastığının altını...

Anlaşmanın gereği, yerine gelmeyince,
Bu bizim saf oduncu, sinirlenmiş iyice.

Baltasını kaparak, koşmuş doğru ormana
İçinden de diyormuş, gösteririm ben sana!

Ağacın yakınında, yine görmüş bekçiyi
“Önce bir halledeyim, şu inatçı keçiyi”

Derken hemen saldırmış, şeytanın üzerine
Fakat gücü yetmemiş, “Allah Allah bu da ne?

Daha dün darmadağın, eylediğim bu kişi
Sanki bu gün dev olmuş, anlamadım bu işi.”
* * *
Bu sefer de kör şeytan, oduncuya ders verdi:
Sille – tokat girişti, onu yerlere serdi!

Madde bir: imanının, tadını tatmalısın
Attığın her adımı, hak için atmalısın!

Dünyana alet etme, Hak için yaptığını
Kâr belleme oduncu, emeksiz kaptığını!

Eğer değer verirsen, şeytanın altınına;
Dilindeki besmele, fayda verir mi sana!

Hesabını iyi yap; dilin, kalbin bir olsun
Her “bismillah” deyişin, şeytana zehir olsun!

Allaha dayanırsan, kuvvet gelir hız gelir
Bir tanesi ne demek, tüm şeytanlar vız gelir!
 

Kadir Soytürk

 

 

 

 

 

Para Denen Şeytan

 
 
 
Ey para denen şeytan
Utan.. utan.. utan..
Bak beni iyi dinle
Şimdi hesaplaşacağız seninle.
Kimi zaman morsun, yeşilsin
Kimi zaman kara para.
Namusludan kaçıp
Namussuza kucak açıp
Neler çektiriyorsun insanlara.

Ey para denen şeytan
Utan.. utan.. utan..
Senin için satılır ar, namus
Yitirilir onur gurur
Senin yoluna paspas olur.

O insanlar seni bir şey sanır
Yalnız seni tanır
Her şeyi sende bulur.
Senin adına bile bile
Hain, katil, hırsız, orospu olur.

Öyle şerefsizsin ki sen
Her kılığa girersin
Her kapıyı açarsın
Sen namusluyu ezer
Namussuza güç katarsın.

Sana kul olmayanı inleten
Yolunu kötülere belleten
Yalan söyleten
Cinayet işleten sensin.

Ey para denen şeytan
Ne vatanın var ne milletin
Bazen dolar, euro, sterlin
Daha bilmem ne
Bazen TL. parasın
Fakirin eline bulaşmaz
Zenginin alnında karasın.

Elbet her zengin senin eserin
Senin esirin değil ama
Bilir şerefsizler kendini
Benim sözüm onlara.
Onlar kulun kölen olurlar
Her şeyi sende bulurlar
Vatanlarını bile satarlar senin uğruna
Analarını, babalarını, karılarını, çocuklarını
Dinlerini, imanlarını bile satarlar.

Ey para denen şeytan
Utan.. utan.. utan..
Zaman - zaman uğraştın benimle
Senin oyununa gelmedim
Buldukça kullandım seni ama
Kulun kölen olmadım
Seni hesaba almadım…
ÖZKAN GÖNLÜM 
 

 

 

 

 

 

 

Şeytan

 
 
 
Bu nasıl bir devran gözlere ayan
Ar edilen edep satılır olmuş
İnsanlıktan çıkmış utançla hayan
Yiğide namertlik katılır olmuş

Görse bile susar demez dilleri
Dilleri şehvete tutulur olmuş
Doğruluktan ayrı düşmüş
yolları
İhanet yenilir yutulur olmuş

Çok geçmişte değil şimdiki çağda
Anadan babadan sıkılır olmuş
Giydiği çaputtan sürdüğü rujdan
Çiçekli basmalar utanır olmuş

Memed der gördüğüm doğruysa eğer
Mahşerde boynumuz vurulur olmuş
Tepeden tırnağa günahsa heryer
İnsanlar şeytanla yarışır olmuş

Mehmet KOCA

 

 

 

 

 

Şeytan

 
 
Dostum.!
Şeytan:
Ayrıntılarda saklıdır.
Onu...
Güneşin,ayın altında...
Yada...
Karanlıkta burnuyun ucunda
 
 
 
 
 
 
 
arama .
Bir romanda,
Bir hikayede,
Bir mektupta...
Bir paragrafın,
Bir cümlesinin içinde.
Virgülde,ünlemde.
Yada...
Soru işaretinin noktasında saklıdır.
Bazan şeytan...
Kaşta, gözde...
jestte,mimikte...
Tatlı dilde saklıdır.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

Şuayip Atay

 

 

 

 

Nefis ve Şeytan

Allah'tan bir iman nuru gelse,
Haksızlar, haksızlığını bilse,
Asla bir aynaya bakamazlar.
Ve insan içine çıkamazlar.
İşte, nefis ve şeytan böyledir,
Haksızı haklı gibi söyletir.
 
 
 
 
 
 
 

Rıza Akbulut

 

 

 

 

Şeytan

 

Yanıbaşımda şeytan
Lafa tutuyor beni
Kalk gidelim der gibi
Aldı götürdü beni

Girmişiz sokaklara
Sataşırız insana
Vazgeçmişiz helaldan
Tokalaştık haramla

Kolay lokma sen var ya
Giriyordun kanıma
Kanıma işlemiştin
Kopamıyordum asla

Karakolu mapusu
Adliye ve savcısı
Nezaretten hücreye
Hepsiyle tanıştırdın

Sabıka doldu taştı
Günah defteri şaştı
Sol yanda duran melek
Benden epey bıkmıştı

Bir gözümü açtım ki
Mezar taşında alnım
Cemaat gidiyordu
Yapayalnız kalmıştım

İş işten geçiyordu
Pişman olup ağladım
Şeytanın kahkahası
Ona nasıl aldandım

(Diyarbakır 01 02 2009)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Sadık Yahşi

 

 

 

 

Şeytan

Merak uyandırıp, kötülük düşler,
Umutları söndürüp, mutsuzluğa güler,
Şirret hastalığı bulaştırır, insanlığı böler,
Arkadan kuyu kazar, önünde güler,

Öyle bakış baktırır ki,
dünya senin sanırsın,
Çeker gözüne perde görmezsin aldanırsın,
İş işten geçerken, keşkelerle kıvranırsın,
Attığı tekmelerle mel'un olur kalırsın,

Şeytandır onun adı, yavrusudur vesvese,
Tetikler durmadan düşürür de yeise,
Koltuğunu kabartır, getirir de, hevese
Ne oldum diyemeden girersin kodese,

İlacı şerrinden, Rabbe sığınmak,
Hakkı sevenlerle oturup, onlara bakmak,
Kötülük adına her şeyi yakıp, yıkmak
İnanç denizinde yıkanıp çıkmak,
 

Sünbül Bulgu

 

 

 

 

 

Şeytan

Başa gelen bela, cehalet kulvarından süzülür
Çivisi çıkmış toplum, düştüğü hale üzülür.
Yutkunmakta zorlanan dil derdini anlatmaz
Sancılar oluk oluk çıkıp, can
rahatlatmaz .
Sızısı derindir ah ile vah ile izaha gelmez
Çaresizce kıvranmanın şiddeti huzur vermez.

Hüküm bekleyen el, semaya açılır bil hak,
Titreyen gönül büyük arzuyla hukuka ilhak.
Ümit ederek dört elle sarıldığı yılanın
Isırması boş, hissi boş rahatlamayanın.
Hem bitkin hem Umutsuz, çare diz çökerken;
Eller arasında erir huzur, şafak sökerken.

Korkuya mahal olmaz gelmişse ecel kapıya
Bir nefeslik ruh durur mu çektiği kahrıyla.
Ve Hayal peşinde, ruhu
hasta , elleri işe naz
Beklentilerinin bozgununda tarumar düzenbaz.
En sonunda Avuçlarını yalar düzenci sersefil,
Günah ufkunun ardında tuzaklar kuran serseri.
 

Yaşar Saim Aslan

 

 

 

 

Namaz Ve Şeytan

 
 
Kulak kesildim can-ı gönülden Ezan-ı Muhammediye,
Niyet ettim namaza, yönüm Kabeye,
Allahüekber dedim, döndüm kıbleye,
Avuç avuç niyazlar, yanık yanık dualar;
Dil Amin dedikçe, şeytanın yüreği yanar!

Ellerimi bağladım şeytanın gırtlağına,
Fatihaya başladım, tutuldu ağlamaya,
Hele İhlası okurken başladı çatlamaya,
Avuç avuç niyazlar, yanık yanık dualar;
Dil Amin dedikçe, şeytanın yüreği yanar!

Rükuya vardım, diyor; çabucak doğrul!
İnadına uzattım, Rabbim eylesin kabul,
Doğrulurken rükudan, dimdik ve makul,
Avuç avuç niyazlar, yanık yanık dualar;
Dil Amin dedikçe, şeytanın yüreği yanar!

Secdeye kapanınca rengi uçtu lainin,
Çıldırdı adeta, nefesi kesildi iblisin,
Secdede kul en
 
yakınındadır Rabbinin,
Avuç avuç niyazlar, yanık yanık dualar;
Dil Amin dedikçe, şeytanın yüreği yanar!

Teşehhüde oturdum, okumaya başladım,
Salli-Barik diyorken, laini bi güzel haşladım,
Rabbenayla şükürle namazımı boşladım,
Avuç avuç niyazlar, yanık yanık dualar;
Dil Amin dedikçe, şeytanın yüreği yanar!

 
 
Tesbihatı saydım, gönülden dillenerek,
Rahmanın kapısından mağfiret dilenerek,
Havf ve Recayla el açıp, istiğfarlar ederek,
Avuç avuç niyazlar, yanık yanık dualar;
Dil Amin dedikçe, şeytanın yüreği yanar!

Seccademi toplarken dedi, yaktın beni kül ettin,
Bu ne huşu, bu ne hudu? .. Niye böyle niyaz ettin? .
Dedim beter ol be lain, çok hafifmiş sıkletin,
Avuç avuç niyazlar, yanık yanık dualar;
Dil Amin dedikçe, şeytanın yüreği yanar!

İşte kardeşim,böyle sevdalarla kılarsan namazı,
Testereyle doğranır kellesi, mengeneyle sıkılır lainin boğazı,
Bozulur hilesi, yıkılır düzeni, çıkmaz olur avazı,
Avuç avuç niyazlar, yanık yanık dualar;
Dil Amin dedikçe, şeytanın yüreği yanar!
 

İlyas Ayyıldız

 

 

 

Şeytan

Aza kanaat etmez, fazlasını istersin
Nifak sokar araya, sonra seyredersin
İnsanlığa sen gam ve kedersin
Yaradılmış en yanlış akıl sensin

Bazen bir iş, bazen bir araçsın
Bazen bir düşünce, bazen bir dalgınlıksın
Her türlü
fırsattan acımasızca yararlanırsın
Acele ettirir yanlışlar yaptırırsın.

Bazen acı çektirir, bazen üzülürsün
Dışarda ararken seni beyinlerde düşünürsün
Düşünce girdabına attıklarını nereye götürürsün
Acı trene bindirip insanları peşinden sürürsün

Bazen bir iş, bazen bir işçisin
İnsanların beynine bir nakış gibi işlemişsin
Canlı bir varlık gibi daima bizimlesin
Sen yanlış bir akıldan başka bir şey değilsin

İki akıl var biri doğru, biri yanlış
Bilgisizliktir dimağları soğutan kış
Yaradan iradeyi bizlere bırakmış
Senin elinde her şey ey insan
İşte, biri doğru biri yanlış.
 

Necip Oğozhan Daşçı

 

 

 

 

Şeytan

Seytan derki bak hele
Gel gidelim eylenmeye
Zevki sefa durur iken
Sen ne duruyorsun böyle

Ben derimki bak hele
Sakin beni kandirma
Üc bes günlük dünya icin
Beni atese atma

Seytan derki bir dinle
Bir seferden ne olur
Begenmessen eger sen
Gidersin bildigin yere

Ben derimki dur hele
Biri de bir binide bir
Beni imandan etme
Git sen bildigin yere

Seytan derki dünya zordur
Hayatin cilesi coktur
Bardaga sarabin doldur
O zaman,hayat kolay olur

Ben derimki be hey seytan
Dünya gecici yerdir
Sükretmesini bilene
Hayat gayet güzeldir

Seytan derki dur hele
Hemen kizma bir dinle
Bunca insanlar yasiyor
Sende yapsan ne olur

Ben derimki bak buraya
Herkes bildigini yapsin
Yarin hakkin huzurunda
Sen sen den sorulacak sin

Hadi cekil git seytan
Beni uydurma sana
Ben senin serrinden
Siginirim ALLAH a

Ebubekir uyma seytana
Sonra pisman olursun ha
Tatli söze inanma sakin
Ecel sana cok yakin
 
 
 
 
 
 
 

Ebubekir Dogan

 

 

 

 

 

 

Şeytan

Şeytana benzemeyin, inan çevirir yolunuzu,
Sakın kanmayın hayine, kaptırırsınız kolunuzu.

28/12/2006
 
 
 
 
 
 
 
 

Ramazan Çağlar

 
 
 
 
 

dodurgabeyi.tr.gg
 
Facebook beğen
 
DODURGA BELDESİ
 
İlçe [değiştir]
Dodurga - Çorum ilinin ilçesi,

Diğer (kasba, köy, mahalleler) [değiştir]
Dodurga - Ankara ili Yenimahalle ilçesinin köyü/mahallesi (2008),
Dodurga - Afyonkarahisar ili Sandıklı ilçesinin köyü,
Dodurga (Hacıömerler) - Balıkesir ili Dursunbey ilçesinin köyü,
Dodurga - Bartın ili Ulus ilçesinin köyü
Yeni Dodurga - Bilecik ili Bozüyük ilçesinin köyü,
Dodurga - Bilecik ili Bozüyük ilçesinin Kasabası/Nahiye Merkezi
Dodurga - Bolu ilinin merkez köyü/mahallesi (2008),
Dodurga - Bolu ili Mudurnu ilçesinin köyü
Dodurga - Çankırı ili Çerkeş ilçesinin köyü
Dodurga - Çankırı ili Orta ilçesinin Kasabası,
Dodurgalar - Denizli ili Acıpayam ilçesinin Kasabası,
Dodurga - Muğla ili Fethiye ilçesinin köyü
Dodurga - Sinop ili Boyabat ilçesinin köyü Dodurga Barajı

Tödürge - Sivas ili Zara ilçesinin köyü, Tödürge Gölü

Dodurga - Tokat ilinin köyü
0507 8179799_ Ali Beylerbeyi
 
DODURGA TARİHİ:



Dodurganın Tarihi
Orta Asyadan gelen Türk kavimlerin Oğuz Boyunu teşkil eden oymakları arasında yine Büyük Türk Hakanı olan Oğuz Kağan’ın Nizam-ül Mülk yani dünya nizamının mülki idaresini ele geçirmek için altı oğlunu görevlendirdiği hüküm yer alır. Bunları iki kola ayırmıştır. Bunlar Üçoklar ve Bozoklardır, ayrıca bu iki kolun mensup olduğu ve aynı zamanda Oğuz Kağan’ın evlatları olarak varsayılan kişilerde ikiye ayrılır bunlar Denizhan, Dağhan ve Gökhan Üçoklar koluna, Yıldızhan, Ayhan ve Günhan ise Bozoklar koluna mensupturlar. Beldemiz kısaca Oğuzların Bozoklar kolunun Ayhan sancağına teşekkül eden Dodurga oymağına mensuptur. Tarihi Osmanlı ve Selçuklu yazıtlarında hatta Moğolların Anadoluyu istilasını kaleme alan Çin’in tarihi kaynaklarında da yer alan hatta Türk tarihçilerinde desteklediği bu teoridir. Beldemizin ismi Toturga, Totruga isimlerinin gelişmesiyle mükerrer olmuş sonuç itibariyle bugünkü halini almıştır. Dodurga kelimesinin menşei ise Kaşgarlı Mahmud’un “Divan-ü Lügat-it Türk” isimli eserinde Dudriaga olduğu görülmektedir. Kaşgarlıya göre bugünkü Çankırı yöresinin bulunduğu coğrafyada Dodurga beldesine verilen isim Osmanlı Padişahı II.Murad’ın hüküm sürdüğü 1451,1452 yıllarında kadı vekilliği yapmakta olan ve ulema adledilen Dudri ağa yada Bedri ağa isimli kişinin adından gelmiş olabileceği bahsedilmektedir. Yine bununla ilgili olarak ünlü Florensalı seyyah Pegalotti “La Pratica Della Mercatura” isimli eserinde Anadolu beyliklerinde olan iştiraklerinde bir Dudri Ağa’dan bahsetmektedir. Fakat Pegalotti’nin bahsettiği kişinin meskun bulunduğu coğrafi konum Kaşgarlı’nınkiyle bağdaşmamaktadır. Pegalotti’nin iki teorisi bulunmaktadır bunlardan ilki Dudri ağa’nın bugünkü Çankırı bölgesinde 1400’lü yıllarda yaşamış bir bilgin olması, ikinci teorisi ise Dudriağa olarak bilinen bir bölgenin bugünkü Sivas il sınırları içinde yer alan bir yöre adı olduğudur. Fakat tüm bu teorilere rağmen tarihçi ve birçok araştırmacının Çankırı ilinin Dodurga beldesinin ismi teşekkülünü Oğuzlardan aldığını varsaymaktadır. Bu olgu daha kuvvetlidir, çünkü büyük tarihi kaynak olarak bilinen Oğuzların Oğuzname isimli resmi belgesine göre Oğuz boy ve kolların ismi Oymakların ismi Selçukluların Anadolu’ya yerleşmesinden sonra yurt edindikleri bölgeler her oymak kendi adını vermiştir. Dolayısıyla tarihi süreçte göçebe olarak hayatlarını idame ettiren bu oymaklar çadır hayatından yerleşik hayata geçtiklerinde dolayısıyla Dodurga imside burada meskun bulunan oymağın ismi olması sebebiyle yerleşik düzende bölgenin ismi haline gelmiştir. Bunun yanı sıra Dodurga ismini taşıyan bugün çeşitli illerde 24 belde bulunmaktadır. Ayrıca 1520 ve 1566 yılları arasında hüküm sürmüş olan Kanuni Sultan Süleyman devrinde Dodurga Beldemiz Ankara’da bulunan Haymana sancağına bağlıydı fakat o devirde belde değil oymak olarak adlandırılmaktaydı. Yine bunlara ek olarak Türkolog olan İsveçli A.Vamberyan Anadolu oymaklarıyla ilgili bir liste hazırlamış bu listeye göre Dodurga beldemizin ismi Dodoung olarak yer almış yine o dönemlerde konsolosluk görevini yürüten General Petruseviç’in arşivlerinde de beldemizin ismi Doudougah olarak yer almıştır. Petruseviç’e göre Ankara’da meskun bulunan Gökmene sancağının en büyük nüfusa sahip Doudougah oymağıydı. (Dodurga hem Ankara’ya bağlı hem Haymana hem Gökmene sancaklarında bulunmaktaydı.) Petruseviç’e göre bu oymak 1880 yıllarında 4000 vergi nüfusuna sahipti. Ancak 4000 kişiyle adledilen Dodurga oymağının sadece beldemizle sınırlı olmadığı Ankara çevresinde bağlı diğer oymaklarında mensup olduğu bir teşekkül olduğu sanılmaktadır.
Dodurganın Damgası
Oğuz soyuna mensup 24 Oğuz boyunun ayrı ayrı damgaları bulunmaktaydı. Bugün nasıl ki her devlet dairesinin bir resmi mührü var ise Oğuzlarda da her boyun bir resmi mührü vardır. Dodurga beldemizin de Oğuzun yirmi dört boyundan birini teşkil etmesi sebebiyle bir mührü bulunmaktadır. (Bu mühür yukarıda verilmiştir.) Dodurganın mührü bir çok tarihçi tarafından değişik şekillerde tanımlanmıştır. Bugün tarihçilerce geçerli ve doğru kabul edilen aşağıda belirttiğimiz Kartal resmini andıran kafa ve kanat kısmının ima edildiği figürdür. Zaten Dodurga oymağının işaretide Kartal olarak adlandırılan kuş simgesidir.

Bu damgalar Selçuklu ve Osmanlı hanedanlıklarında resmi idarelerde kullanılır, kadı ve oymak beylerinin halkı yönlendirmeleri ve resmi yazıt tespitlerinde bu mühürler kullanıldığı söylenmektedir. Hatta bu mühürlerin benzerlerini Osmanlı padişahları ve devlet erkanına mensup kişilerde kullanmaktaydı.

Dodurganın İşareti
Dodurga oymağı aslında Türkî coğrafyanın bir çok yerine dağılmıştır. Bu oymaklar günümüz itibariyle siyasi, iktisadi ve kültürel anlamda birbirlerinden kopmuştur. Ancak tarihinde tarihinde değişmez bir parçası olan amblemini yani işaretini kaybetmemiştir. Buna en yakın örnek olarak bizde Dodurga oymanğının işareti olan Kartal figürünü Dodurganın Sesi isimli dergimizin amblemi olarak kullanmaktayız. Bunun yanı sıra Sivasın Dodurga mezrasındaki halk, Tokat’ın Turhal ilçesine bağlı Dodurga yaylasındaki köylüler, Amasya’nın Sarı Kurşun köyündeki Dodurga oymağına mensup birkaç aileden teşekkül olan halk, Tarsus bölgesinde yaşayan ve bugün Varsak Türkmenleri olarak adlandırılan Türkmen beylerinin mensup olduğu Dodurga oymağına dahil bütün beyliklerin hemen hemen hepsi Kartal figürünü kendi işaretleri kabul etmektedirler.
Değerli hemşehrilerimiz ; Dodurga beldemizle ilgili her şeyi güzümüzün yettiğince sizlere aktaracağız lakin bu çalışmalarda büyük çabalar sarf edilmektedir. Sizlerin desteğiyle birlikte bu güçlüklerin üstesinden geleceğimize inanmaktayız. Bu nedenle destek, öneri, özeleştirilerinizi bekliyoruz.

Dodurga Kelimesinin Anlamı
Dodurga kelimesini bugün kime sorsanız beldemizin adından ibaret olduğunu ifade edecektir. Fakat Dodurga kelimesi şayet Oğuz’un 24 boyunun Dodurga oymağının mensubiyetindeyse bir çoğumuzun bildiği gibi belde ismini oluşturmaktadır. Ancak Oğuznameye göre her oymağın bir adı ve bu adın bir anlamı ayrıca her oymağın bir işareti, damgası ve sayısı bulunmaktadır. Dodurga kelimesinin anlamıda bu noktada karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı kayıtları, Selçuklu arşivleri ve Türk Tarihi araştırıldığında ortak sonuç olarak Oğuz kaynaklarının nitelendirdiği anlam ortaya çıkmaktadır. Bu anlam şudur ki Dodurga demek; Ülke alan, zapt eden, Yurt tutan anlamını taşımaktadır. Tarihi kaynaklar irdelendiğinde 1040 yılında başlayan Selçuklu hanedanlığının kurulma aşamasındaki yıllarda büyük bir payeye sahip olmuşlardır. Bunun yanı sıra yine Anadolu Selçuklularının hüküm sürdüğü 1077-1308 yılları arasında Dodurga oymağı bugünün tabiriyle süvari öncü birlik olmuştur. Bu nedenle Dodurga’nın anlamı Ülke alan, Yurt edinen olarak tarihteki yerini almıştır.


 

 
Bugün 19 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol