PEYGAMBER SÜNNETİ

PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN 78 SÜNNETİ

e-PostaYazdır

alt

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in 78 Sünneti

  1. Her işe "besmele" ile başlamak.

  2. Suyu üç yudumda oturarak, kıbleye dönerek içmek. Başında "besmele" çekmek, sonunda "elhamdülillah" demek.

  3. Evden çıkarken aynaya bakmak (O dönemde ayna olmadığı için Efendimiz (s.a.v.)suya bakarmış).

  4. Abdest alırken kıbleye dönmek, sonunda üç yudum su içmek )bu su zemzem hükmünde olup, şifa niyetine içilmelidir).

  5. Yolda önüne bakarak hızlı adımlara yürümek.

  6. Selamlaştığı insana sağ elini uzatmak, işaret ve baş parmağı arasındaki boşluğu karşıdaki insanın aynı yerine temas ettirmek. Çünkü bu yerlerde muhabbet damarları varmış.

  7. Saçları gece yatmadan hemen önce ve kıbleye dönerek her gün taramak, ortadan ayırmak.

  8. Yanında misvak, ayna, kesici bir alet, yakıcı bir alet, güzel koku ve tarak taşımak.

  9. Gece abdestli yatağa girmek (Şayet ölüm gelirse şehit hükmünde olmak için).

  10. Gece yatmadan önce "Felak-Nas Sureleri"ni okuyup iki elini birleştirerek üflemek ve vücudunun her yerine sürmek.

  11. Tuvalete girerken sol ayakla girmek, çıkarken sağ ayakla çıkmak.

  12. Tuvalete girerken "Bismillâh. Allahümme innî eûzü bike minelhubsi velhabâis"
    çıkarken de "Ğufrânek! Elhamdü lillâhillezî ezhebe annil'ezâ âfânî."
    demek.
  13. Tuvalete tükürmemek, orada konuşmamak, bir şey yememek, oradan çabuk çıkmak.

  14. Def-i hacette bulunmadan önce bir miktar su dökmek.

  15. Tuvalete başı kapalı girmek (idrardan çıkan asitin ilk temas ettiği yer saç kökleri olduğu için başı kapalı olmazsa saç dökülmesine sebep olur. Bilhassa alkoliklerin kel olma sebebi budur).

  16. Mutfakta bir kabı kullanmadan önce onu temiz su ile durulamak.

  17. Açıkta kalan yiyeceklerin üzerini örtmek.

  18. Ayakkabıları gitmeden önce ters çevirip silkelemek.

  19. Kıyafetleri sağdan giyip, soldan çıkartmaya başlamak. Mesela çorap giyerken önce sağ ayakla giymek, çıkarırken de sol ayağı çıkarmak .

  20. Sofraya oturmadan hayalen mideyi üçe bölmek 1/3 su, 1/3 yemek, 1/3 hava.

  21. Acıkmadan sofraya oturmamak ve doymadan sofradan kalkmak.

  22. Uykudan kalkınca elleri en az üç defa yıkamadan yiyecek kabına daldırmamak.

  23. Akşam üzeri önce perdeyi çekmek, sonra ışığı açmak.

  24. Banyodan son çıkma sırasında ayaklara soğuk su dökmek.

  25. Tabakta hiçbir şey kalmayacak şekilde yemek tabağını sünnetlemek. Sonra bir miktar su koyup onu kaşıksız içmek.

  26. Tek sayıyı tercih etmek. Mesela, misafirlikte şeker ikramında bir ya da üçü tercih etme gibi.

  27. Cuma günleri farz olmasa bile gusül abdesti almak (şartlar müsait değilse hiç olmazsa saçı yıkamak), güzel koku sürünmek, sadaka vermek, beyaz giyinmek, tırnak kesmek(orta, serçe, baş, yüzük, işaret parmağı sırası takip edilerek kesildiğinde görme bozukluklarının azalacağını Peygamber Efendimiz( s.a.v.) bizzat söylemiştir).

  28. Yatarken yatağa çarşaf sermek.

  29. Gece, günlük kıyafetleri çıkarınca katlamak.

  30. Sabah namazı vakti çıkınca ilk 45 dk (Keraat vakti) ve akşam ezanının okunmasına 45 dk kala uyumamak (bu vakitlerde uyumak cüzzam hastalığına, bel ağrıların sebeptir).

  31. Güneş tam tepede iken yani öğle vakti bir miktar uyumak, uyuyamıyorsa bile 10 dk gözleri kapatmak (Bu uykuya kaylule denir ve uyuyanların yüzüne güzellik gelir).

  32. Gece yatmadan önce 3 defa toz sürme çekmek (Göz hastalıklarına şifadır).

  33. İşrak namazı kılmak.

  34. Konuştuğu kimseye bedeniyle dönerek konuşmak.

  35. Yemek tabağına düşen sineği tamamen batırıp geri çıkarmak ve o yemeği yemeye devam etmek (çünkü sineğin bir kanadında zehir diğer kanadında panzehir vardır).

  36. Kapıyı üç kez bekleyerek çalmak (4 rekat namaz vakti kadar).

  37. Kapıyı çalarken kapının ya sağında ya da solunda beklemek, karşısında durup da içeriyi izlememek (kapı ilk açıldığında ev sahibinden izinsiz içeriye bakmak haramdır).

  38. Baş kıbleye gelecek şekilde sağ el sol yanak altında, sol el iki diz arasında, dizler de karın bölgesine bükülü vaziyette yatmak. Bu vaziyette yatınca üstten bakıldığında arapça olarak "MUHAMMED" yazısı görülecektir. Aynı zamanda kıbleye karşı ayak uzatıp da yatanlar sabah kalktıklarında yorgun olarak kalkarkar, sebebi ise ekvatorun kıbleden geçmesidir.

  39. Başı ağrıdığında tülbent ile sıkıca sarmak.

  40. Yemeğe tuz ile başlamak (Tuz dişlere kayganlık sağladığı için yemeklerin yapışması önlenmiş olur ve temizleme kolaylığı oluşur).

  41. Yemeği ayrı tabaklarda değil de ortak tabakta yemek, yerken önünden almak, yemeğin ortasına dokunmamak.

  42. Misafire bir bardak su bile olsa ikramda bulunmak, mümkünse etli yemek ikram etmek.

  43. Çörek otu yemek(ölümden başka her derde deva olduğuna dair sahih hadisler vardır).

  44. Sofrada yeşillik, evde sirke bulundurmak.

  45. Sofrada sol ayak kalçanın altında, sağ ayak karın bölgesine kırılmış vaziyette oturmak, bağdaş kurmamak (sofrada ayak değiştirmek doymanın alametidir).

  46. Kur'an-ı Kerim'i hüzünle, mümkünse ağlayarak okumak.

  47. Yemekten önce ve sonra elleri yıkamak (yemeğin bereketi buradadır).

  48. Hastayı üçüncü gününden sonra da iyileşmezse ziyaret etmek. Hastanın olduğu yerde çorba pişirmek.

  49. Kabak yemek.

  50. Hapşurunca "elhamdülillah" diyene "yerhamukellah (bayan ise "yerhamukillah") demek. Aynı kişinin diğerine "yehdina ve yehdikümullah" demesi.

  51. Kahkaha atmamak, gülümsemek.

  52. Kına yakmak

  53. (erkekler için) Eve gelmeden önce hanımına geleceği zamanı bildirmek.

  54. Hediyeleşmek (hediyeleşmek muhabbeti artırır).

  55. Namazı cemaatle kılmak.

  56. Dua ederken elleri birleştirmek ve kaşları hizasına kaldırmak (baş ağrısını giderir).

  57. Tesbihi parmak ile çekmek.

  58. Kapıya geleni durumu ne olursa olsun boş çevirmemek bir hurma tanesi bile olsa.

  59. Sofradan kalkacağı zaman sağ tarafındaki şahıstan izin isteyerek kalkmak.

  60. Ezan-i Muhammedi okunurken onu müezzinden sonra tekrar etmek.

  61. Ezan-i Muhammedi okunurken bir pozisyon da olsa hal değiştirmek.

  62. Orucu su veya hurma ile açmak.

  63. Bir yere misafirliğe giderken tatlı götürmek.

  64. Eve, camiye girerken sağ ayakla girip, sol ayakla çıkmak.

  65. Yolda giderken ayağa takılabilecek veya ona benzer şeyleri kenara çekmek.

  66. Meyvenin çekirdeğini sol elle çıkarmak.

  67. Yüzme öğrenmek, ok atmak.

  68. İnsanları yüzlerine karşı övmemek.

  69. Yemek yerken başkalarının yemeğine bakmamak.

  70. Cuma günleri beyaz elbise giyinmek.

  71. Topluluk içinde yanındaki kişiyle fısıldaşmamak.

  72. Yemekten sonra tatlı yemek

  73. Hergün yüz defa "estağfirullah" demek.

  74. Güler yüzlü olmak, kusurları af ile karşılamak.

  75. Selam vermek, yemeği iki öğün yemek.

  76. Kötülük edene iyilik etmek.

  77. Tane tane konuşmak, anlaşılmayınca üç defa tekrarlamak.

  78. Gusülden sonra iki rekat namaz kılmak. 

dodurgabeyi.tr.gg
 
Facebook beğen
 
DODURGA BELDESİ
 
İlçe [değiştir]
Dodurga - Çorum ilinin ilçesi,

Diğer (kasba, köy, mahalleler) [değiştir]
Dodurga - Ankara ili Yenimahalle ilçesinin köyü/mahallesi (2008),
Dodurga - Afyonkarahisar ili Sandıklı ilçesinin köyü,
Dodurga (Hacıömerler) - Balıkesir ili Dursunbey ilçesinin köyü,
Dodurga - Bartın ili Ulus ilçesinin köyü
Yeni Dodurga - Bilecik ili Bozüyük ilçesinin köyü,
Dodurga - Bilecik ili Bozüyük ilçesinin Kasabası/Nahiye Merkezi
Dodurga - Bolu ilinin merkez köyü/mahallesi (2008),
Dodurga - Bolu ili Mudurnu ilçesinin köyü
Dodurga - Çankırı ili Çerkeş ilçesinin köyü
Dodurga - Çankırı ili Orta ilçesinin Kasabası,
Dodurgalar - Denizli ili Acıpayam ilçesinin Kasabası,
Dodurga - Muğla ili Fethiye ilçesinin köyü
Dodurga - Sinop ili Boyabat ilçesinin köyü Dodurga Barajı

Tödürge - Sivas ili Zara ilçesinin köyü, Tödürge Gölü

Dodurga - Tokat ilinin köyü
0507 8179799_ Ali Beylerbeyi
 
DODURGA TARİHİ:



Dodurganın Tarihi
Orta Asyadan gelen Türk kavimlerin Oğuz Boyunu teşkil eden oymakları arasında yine Büyük Türk Hakanı olan Oğuz Kağan’ın Nizam-ül Mülk yani dünya nizamının mülki idaresini ele geçirmek için altı oğlunu görevlendirdiği hüküm yer alır. Bunları iki kola ayırmıştır. Bunlar Üçoklar ve Bozoklardır, ayrıca bu iki kolun mensup olduğu ve aynı zamanda Oğuz Kağan’ın evlatları olarak varsayılan kişilerde ikiye ayrılır bunlar Denizhan, Dağhan ve Gökhan Üçoklar koluna, Yıldızhan, Ayhan ve Günhan ise Bozoklar koluna mensupturlar. Beldemiz kısaca Oğuzların Bozoklar kolunun Ayhan sancağına teşekkül eden Dodurga oymağına mensuptur. Tarihi Osmanlı ve Selçuklu yazıtlarında hatta Moğolların Anadoluyu istilasını kaleme alan Çin’in tarihi kaynaklarında da yer alan hatta Türk tarihçilerinde desteklediği bu teoridir. Beldemizin ismi Toturga, Totruga isimlerinin gelişmesiyle mükerrer olmuş sonuç itibariyle bugünkü halini almıştır. Dodurga kelimesinin menşei ise Kaşgarlı Mahmud’un “Divan-ü Lügat-it Türk” isimli eserinde Dudriaga olduğu görülmektedir. Kaşgarlıya göre bugünkü Çankırı yöresinin bulunduğu coğrafyada Dodurga beldesine verilen isim Osmanlı Padişahı II.Murad’ın hüküm sürdüğü 1451,1452 yıllarında kadı vekilliği yapmakta olan ve ulema adledilen Dudri ağa yada Bedri ağa isimli kişinin adından gelmiş olabileceği bahsedilmektedir. Yine bununla ilgili olarak ünlü Florensalı seyyah Pegalotti “La Pratica Della Mercatura” isimli eserinde Anadolu beyliklerinde olan iştiraklerinde bir Dudri Ağa’dan bahsetmektedir. Fakat Pegalotti’nin bahsettiği kişinin meskun bulunduğu coğrafi konum Kaşgarlı’nınkiyle bağdaşmamaktadır. Pegalotti’nin iki teorisi bulunmaktadır bunlardan ilki Dudri ağa’nın bugünkü Çankırı bölgesinde 1400’lü yıllarda yaşamış bir bilgin olması, ikinci teorisi ise Dudriağa olarak bilinen bir bölgenin bugünkü Sivas il sınırları içinde yer alan bir yöre adı olduğudur. Fakat tüm bu teorilere rağmen tarihçi ve birçok araştırmacının Çankırı ilinin Dodurga beldesinin ismi teşekkülünü Oğuzlardan aldığını varsaymaktadır. Bu olgu daha kuvvetlidir, çünkü büyük tarihi kaynak olarak bilinen Oğuzların Oğuzname isimli resmi belgesine göre Oğuz boy ve kolların ismi Oymakların ismi Selçukluların Anadolu’ya yerleşmesinden sonra yurt edindikleri bölgeler her oymak kendi adını vermiştir. Dolayısıyla tarihi süreçte göçebe olarak hayatlarını idame ettiren bu oymaklar çadır hayatından yerleşik hayata geçtiklerinde dolayısıyla Dodurga imside burada meskun bulunan oymağın ismi olması sebebiyle yerleşik düzende bölgenin ismi haline gelmiştir. Bunun yanı sıra Dodurga ismini taşıyan bugün çeşitli illerde 24 belde bulunmaktadır. Ayrıca 1520 ve 1566 yılları arasında hüküm sürmüş olan Kanuni Sultan Süleyman devrinde Dodurga Beldemiz Ankara’da bulunan Haymana sancağına bağlıydı fakat o devirde belde değil oymak olarak adlandırılmaktaydı. Yine bunlara ek olarak Türkolog olan İsveçli A.Vamberyan Anadolu oymaklarıyla ilgili bir liste hazırlamış bu listeye göre Dodurga beldemizin ismi Dodoung olarak yer almış yine o dönemlerde konsolosluk görevini yürüten General Petruseviç’in arşivlerinde de beldemizin ismi Doudougah olarak yer almıştır. Petruseviç’e göre Ankara’da meskun bulunan Gökmene sancağının en büyük nüfusa sahip Doudougah oymağıydı. (Dodurga hem Ankara’ya bağlı hem Haymana hem Gökmene sancaklarında bulunmaktaydı.) Petruseviç’e göre bu oymak 1880 yıllarında 4000 vergi nüfusuna sahipti. Ancak 4000 kişiyle adledilen Dodurga oymağının sadece beldemizle sınırlı olmadığı Ankara çevresinde bağlı diğer oymaklarında mensup olduğu bir teşekkül olduğu sanılmaktadır.
Dodurganın Damgası
Oğuz soyuna mensup 24 Oğuz boyunun ayrı ayrı damgaları bulunmaktaydı. Bugün nasıl ki her devlet dairesinin bir resmi mührü var ise Oğuzlarda da her boyun bir resmi mührü vardır. Dodurga beldemizin de Oğuzun yirmi dört boyundan birini teşkil etmesi sebebiyle bir mührü bulunmaktadır. (Bu mühür yukarıda verilmiştir.) Dodurganın mührü bir çok tarihçi tarafından değişik şekillerde tanımlanmıştır. Bugün tarihçilerce geçerli ve doğru kabul edilen aşağıda belirttiğimiz Kartal resmini andıran kafa ve kanat kısmının ima edildiği figürdür. Zaten Dodurga oymağının işaretide Kartal olarak adlandırılan kuş simgesidir.

Bu damgalar Selçuklu ve Osmanlı hanedanlıklarında resmi idarelerde kullanılır, kadı ve oymak beylerinin halkı yönlendirmeleri ve resmi yazıt tespitlerinde bu mühürler kullanıldığı söylenmektedir. Hatta bu mühürlerin benzerlerini Osmanlı padişahları ve devlet erkanına mensup kişilerde kullanmaktaydı.

Dodurganın İşareti
Dodurga oymağı aslında Türkî coğrafyanın bir çok yerine dağılmıştır. Bu oymaklar günümüz itibariyle siyasi, iktisadi ve kültürel anlamda birbirlerinden kopmuştur. Ancak tarihinde tarihinde değişmez bir parçası olan amblemini yani işaretini kaybetmemiştir. Buna en yakın örnek olarak bizde Dodurga oymanğının işareti olan Kartal figürünü Dodurganın Sesi isimli dergimizin amblemi olarak kullanmaktayız. Bunun yanı sıra Sivasın Dodurga mezrasındaki halk, Tokat’ın Turhal ilçesine bağlı Dodurga yaylasındaki köylüler, Amasya’nın Sarı Kurşun köyündeki Dodurga oymağına mensup birkaç aileden teşekkül olan halk, Tarsus bölgesinde yaşayan ve bugün Varsak Türkmenleri olarak adlandırılan Türkmen beylerinin mensup olduğu Dodurga oymağına dahil bütün beyliklerin hemen hemen hepsi Kartal figürünü kendi işaretleri kabul etmektedirler.
Değerli hemşehrilerimiz ; Dodurga beldemizle ilgili her şeyi güzümüzün yettiğince sizlere aktaracağız lakin bu çalışmalarda büyük çabalar sarf edilmektedir. Sizlerin desteğiyle birlikte bu güçlüklerin üstesinden geleceğimize inanmaktayız. Bu nedenle destek, öneri, özeleştirilerinizi bekliyoruz.

Dodurga Kelimesinin Anlamı
Dodurga kelimesini bugün kime sorsanız beldemizin adından ibaret olduğunu ifade edecektir. Fakat Dodurga kelimesi şayet Oğuz’un 24 boyunun Dodurga oymağının mensubiyetindeyse bir çoğumuzun bildiği gibi belde ismini oluşturmaktadır. Ancak Oğuznameye göre her oymağın bir adı ve bu adın bir anlamı ayrıca her oymağın bir işareti, damgası ve sayısı bulunmaktadır. Dodurga kelimesinin anlamıda bu noktada karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı kayıtları, Selçuklu arşivleri ve Türk Tarihi araştırıldığında ortak sonuç olarak Oğuz kaynaklarının nitelendirdiği anlam ortaya çıkmaktadır. Bu anlam şudur ki Dodurga demek; Ülke alan, zapt eden, Yurt tutan anlamını taşımaktadır. Tarihi kaynaklar irdelendiğinde 1040 yılında başlayan Selçuklu hanedanlığının kurulma aşamasındaki yıllarda büyük bir payeye sahip olmuşlardır. Bunun yanı sıra yine Anadolu Selçuklularının hüküm sürdüğü 1077-1308 yılları arasında Dodurga oymağı bugünün tabiriyle süvari öncü birlik olmuştur. Bu nedenle Dodurga’nın anlamı Ülke alan, Yurt edinen olarak tarihteki yerini almıştır.


 

 
Bugün 63 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol