ŞİİR.NASÎHAT:
SENDEN BİR NASİHAT ALMAYA GELDİM
05.09.2010

Kaybettim gidiyom tuttuğum
yolu
Senden bir nasihat almaya geldim
Bana tek tek anlat Allahın kulu
Senden bir nasihat almaya geldim

Gelip musibetler beni bulmadan
Etrafımı dert hastalık almadan
Şeytanın elinde düşüp kalmadan
Senden bir nasihat almaya geldim

Cehennemin azabına gitmeden
Ömür bitip vadem tamam yetmeden
Konu komşu salacamdan tutmadan
Senden bir nasihat almaya geldim

Anlatırsın doğru sözden anlamaz
Sivri sinek çalan sazdan anlamaz
Hak yoluna bakan gözden anlamaz
Senden bir nasihat almaya geldim

Bazen dalgalanıp bazen coşuyom
Bazen sel oluyom dosta koşuyom
Bilmiyorum ne hallerde yaşıyom
Senden bir nasihat almaya geldim

Hüseyin'e anlat alsın nasıhat
Sözünü tutmazsam bende habahat
Burda ekip biçte orda rahat et
Senden bir nasihat almaya geldim
 

Hüseyin Parlakdemir

 

Dinle Nasihat

 
Ana,baba sözü hep kıymet bulsun
Gelmeden musibet dinle nasihat
Kurulan tuzaktan haberin olsun.
Gelmeden musibet dinle nasihat

Gaflet uykusuna dalınca kişi
Gören o gözlerin olunca şaşı
Bilemezsin yanlış yaptığın işi
Gelmeden musibet dinle nasihat

İkiyüzlü insan düşer peşine
Hilesi çetindir, bakmaz yaşına
Kocaman dünyayı yıkar başına
Gelmeden musibet dinle nasihat

Çobanoğlu der ki nasihat aldım
Gelen uyarıya duyarsız oldum
Belâlar gelince çok şaştım kaldım
Gelmeden musibet dinle nasihat

(22.05.2004)
 

Şevki Çobanoğlu

 

 

Nasihat

Allahini kalp'den zikret
Haram zina yalan terk et
Islam dini haktir elbet
Benden sana nasihat

Muhammedin ummedisin
Yalniz yaradana kulsun
Tek kitabin kuran olsun
Benden sana nasihat

Mala; mulke meyil verme
Allahina yuz cevirme
Hak yolundan sen ayrilma
Benden sana nasihat

Mali mulku israf etme
Fazlasini ziyan etme
Fakirleri sen unutma
Benden sana nasihat

Sen seytani dostun sanma
Sakin ola nefse kanma
Sonra kalirsin bir gun darda
Benden sana nasihat

Sen hayrini ver elinle
Bence gider o seninle
Gelsen benim sozum dinle
Benden sana nasihat

Hollanda
 
 
 
 
 
 

Hüsamettin Güven

 

 


ALANLARA BİR NASİHAT EDEYİM
08.02.2012


Dinleyin canlarım canı gönülden
Alanlara bir nasihat edeyim
İbret almalıyız geçen ömürden
Alanlara bir nasihat edeyim

Kırmayın kalpleri yıkmayın yuva
Daim bir birinize eyleyin dua
Yalanla dolanla dönmeyin eve
Alanlara bir nasihat edeyim

İçkiden kumardan uzak olalım
Göçüp gidenlerden ibret alalım
Yeter artık kendimize gelelim
Alanlara bir nasihat edeyim

Zina da binayı yıkıyor derler
Rüşveti helaldir diyerek yerler
Bunu bizden birer birer sorarlar
Alanlara bir nasihat edeyim

Hüseyinim saymatınan bitmiyor
Karı kocasını sözün tutmuyor
Ne sçylesen sözler hiç kar etmiyor
Alanlara bir nasihat edeyim
 
 
 
 
 
 

Hüseyin Parlakdemir

 

 

Dinle (Atasözlerinden şiirler)

Bana arkadaşını söyle
Kim olduğunu söyleyeyim
Sıkılma sabret beni dinle
Dinle bir nasihat vereyim.

Adam iş başında bellolur
Adam adama muhtaç olur
Sabırla koruk helva olur
Dinle bir nasihat vereyim.

Kılavuzun karga olmasın
Sırma saçlıdır kel ölmesin
Bırak dost hep acı söylesin
Dinle bir nasihat vereyim.

Kim kimin çukrunu doldurur
El elin eşeğin zor bulur
Tavuk komşuya kaz görünür
Dinle bir nasihat vereyim.

Körle yatan şaşı kalkarmış
Korkaksan kar zarar olmazmış
Her dostun bir kusuru varmış
Dinle bir nasihat vereyim.

Mum dibine ışık verir mi
Öküze boynuz yük gelir mi
Öpülecek el öpülmez mi
Dinle bir nasihat vereyim.

Para dediğin elde kirdir
İman ile para kimdedir
Selle gelen yelle gidendir
Dinle bir nasihat vereyim.

Yatağı güzelse aslandır
Çalışmayan akıl paslanır
Yere bakanlar korkulandır
Dinle bir nasihat vereyim.

Ağaç kurur insanlar ölür
Su akarken testiyi doldur
Edep edepsizlerden gelir
Dinle bir nasihat vereyim.

Kargayı besle oysun gözün
Altın ise az çıkar sözün
Keskin olma çatlamaz küpün
Dinle bir nasihat vereyim.


Komşunu satın al ev alma
İyilik yap onsuz da kalma
Çok az söyle yalansız olma
Dinle bir nasihat vereyim.

Kar kuytuda para cimride
Misafir kısmetli gelir de
Ektiğindir geçen eline
Dinle bir nasihat vereyim.

Bir acılı meyvedir sabır
Tatlı dil yılanı çıkarır
Tembel daima akıl verir
Dinle bir nasihat vereyim.

Bir ağızdır bin ağza yaygın
Büyüğü ye söyleme sakın
Hep en sonunda gelir aklın
Dinle bir nasihat vereyim.

Bekle vaktini baş kesilmez
Turgut bu bir nasihat vermez
Allah’tan umut hiç kesilmez
Tüm dostlara sağlık dileyim.

11/04/2007
 
 
 
 
 
 

Turgut Uzdu


 

Ey Büyük

Topraktan buğday bitmese ekmek olurmu
Emek olmadan şakakta ter dururmu
Sorarım sana bu
gençlik sendede kalırmı
Benden sana nasihat olsun ey büyük

Sen üzüp dur cennetin annesini
Bu gidişle kapatırsın maneviyat kapısını
Alamazsın boşa yorulma dünyanın tapusunu
Benden sana nasihat olsun ey büyük

Baba Atadır bu olanlar sınavdır bize
Yapma Allah aşkı için gel söze
Ana giderse beyhude vur dize
Benden sana nasihat olsun ey büyük

Doğru söze yalan der darılırsın
Irmak olup kendi suyunla bulanırsın
Gel etme gamlara batar çıkamazsın
Benden sana nasihat olsun ey büyük
 

Aysun Küçük


 

 

 

Nasihat

Dinle sana bir nasihat edeyim
Hatırdan gönülden geçici olma
Yiğidin başına bir iş gelince
Onu yad ellere açıcı olma

Mecliste arif ol kelamı dinle
El iki söylerse sen birin söyle
Elinden geldikçe sen eylik eyle
Hatıra dokunup yıkıcı olma

Dokunur hatıra kendisin bilmez
Asilzadelerden hiç kemlik olmaz
Sen iylik etde ozayi olmaz
Darılıpta başa kakıcı olma

El arifdir yoklar senin bendini
Dağıtırlar tuzağını fendini
Alçaklarda otur gözet kendini
Katı yükseklerden uçucuolma

Muradım nasihat bunda söylemek
Size layık olan onu dinlemek
Sev seni seveni zay etme emek
Sevenin sözünden geçici olma

Karacaoğlan söyler sözün başarır
Aşkın deryasını boydan aşırır
Seni bir mecliste hacil düşürür
Kötülere konup göçücü olma
 
 
 
 
 
 
 

Şair Karacaoğlan

 

 

 

Ölmeden Önce

Yaşar iken bilmeli, zamanın değerini
Herkes kendisi vursun, nefsine eyerini
Canlar Canân’ı bulsun, hissettirsin yerini
Bakamazsın yüzüne, tabutun aynası yok
Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok

Dostluk gerekli elbet, kara günde zor günde
Beklenti içindesin, düşündün mü dar günde?
Boşa geçen geceler, yapayalnız kor günde
Bugün geçti ömürden, silindi aynısı yok
Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok

Yontulmamış kütükten, sobalık bile olmaz
Pabuç gibi dil ile, muhabbet kabı dolmaz
Ömrü uzundur belki, sanma ki kaktüs solmaz
Nefsini putlaştıran, insanın gönyesi yok
Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok

Kokarca gibilerin, sermayesi kokusu
Müktesabatı tamdır, çıkamıyor yokuşu
Kanı bir olsa bile, uyuşmuyor dokusu
İğnesi var batırır, göğsünde sinesi yok
Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok

Öfke ile kalkanın, zararı hesaplanmaz
Kısa menzilli oklar, sanma kalbe saplanmaz
Bela ve musibetten, ders alır da uslanmaz
Kısır döngü içinde, nakarat var sesi yok
Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok

Nerede hata yaptık, diye sormaz mı insan?
Eylemine sözüne, kafa yormaz mı insan? ;
Emir var ötelerden, duyup durmaz mı insan
Gururun son nefeste, su içecek tası yok
Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok

Kundağımız beyazdı, kefenimiz ak olsun
Yorganımız topraktan, verimli ve pak olsun
Başlar sessizce yatar, dirilişte dik olsun
Vicdanı lekelinin, kalbinde ibresi yok
Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok

Ali Rıza MALKOÇ 10/04/2011 Bursa

Eyer: Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne
Cânan: Gönülden sevilen, gönül verilmiş olan
Pabuç: Ayakkabı
Gönye: Açı ölçen cetvel
Kokarca: Etoburlardan, orta boyda, kendini korumak için düşmanına kötü kokulu sıvı fışkırtan, ince, uzun bir kürk hayvanı
Müktesebat: Edinilen, kazanılan bilgiler.
İbre: Ölçü aletlerindeki hareketli iğne
 

 

 

Ali Rıza Malkoç


 

 

 

Nasihat Nedir.

İşledim bugün nasihat kavramını,

Biliyor muyuz nasihatin anlamını?

İyileştirme anlamını taşır sözlükte,

Tavsiyedir, öğüttür dinleyene.

İnsanın nefsi çok
güçlüdür kabullenmez,

Çoğunlukla da söylenileni dinlemez.

Üstünlük peşindedir muhatabına,

Nasihat vermeye kalkar ona buna.

Bilmez ki nasihat nedir, nasıl yapılır,

Söylediklerini kendisi
yaşamış mıdır,

Nasihat kime yapılır, nasıl yapılır,

Öncelikle bunu bilmek lazımdır.

Din nasihattir demiş Allah resulü (SAV)

Allah için, Kuran için, Müslüman’a. (1)

Nasihati verende dört şey aranacak,

Birisi kimseyle münazara etmeyecek.

İkinci lafları ağdalı söylemeyecek,

Üçüncüsü yönetimden uzak duracak,

Sonuncusu onlardan
hediye almayacak.

Yapması gereken de dört şey vardır,

Etkili olması için bunlar şarttır.

Kim için yaptığını düşünüp, kırma bir kalbi,

Yapma kimseye yapılmasını istemediğini.

Anlatacağın her şeyi kabul etmeli kalbin,

Ahlakını güzelleştirmiş olmalısın.

Allah Vahyetti Hz. İsa AS’a nefsine öğüt ver,

Fayda görürse kalbin, o
zaman sen öğüt ver.

Yine Hz. İsa dedi Havarilerine

Yönelsenize ibadetin en üstününe,

Sordular üstün ibadet hangisidir?

Dedi ki o alçak gönüllülüktür.

Nasihat bile en etkilidir o zaman,

Vazgeçme alçak gönüllülükten hiçbir zaman,

Lafını kısa tut az ve öz söyle,

Uğramasınlar diye hemen bir musibete.

Hızla geliyorsa bir araba kişinin arkasından,

Anlatır mısın ona şiir, teşbih, cinaslardan.

Talep etmeyene verme, diretme,

Aksi sonuç verir o kendisine.

Yaşamınla örnek ol, dikkatini öyle çek,

Bir süre sonra bil ki kendisi gelecek.

Çok bildiğini düşünme hiçbir zaman,

Nefsini eğit, güzelleştir ahlakını usanmadan.

Bu yazdıklarım nasihat meraklısı içindir.

Büyük alimlerimizin nasihatleridir. (2)

Tutmaya çalışıyorum bende bu nasihatleri,

Nasihat verenlere iletiyorum bu öğütleri.

Her anımız ilim öğrenmek olsun,

Dostum her şey gönlünce olsun.



(1) - Allah Resulü(SAV) şöyle buyurmuştur: “Din nasihattir. Biz kime (yahut kim için) diye sorduk O’ da; “Allah’a, kitabına, Resulüne, Müslümanların (meşru) idarecilerine ve bütün Müslümanlara dedi.” (Müslim, İman, I, 74)

(2) – Misbahhül Necah (İ. Gazali Hz.)



Ahmet Akar (01.10.2009)
 

Ahmet Akar

 


Nasihat


Bir nasihat yazayım kara kaplı kitaptan
Evlenince kız alın, dul almayın ocaktan
Öncesiyle üç olur atılırsın yataktan
Kavradıysan bu sözü ikinciye geçelim

Paran yoksa kimseye sakın olasın kefil
O sürer sefasını sende olursun sefil
Dalga geçer dostların ederler seni rezil
İki küpe kulakta üçüncüye geçelim

Dost arkadan konuşmaz darılma ona sakın
Bir meclise girersen önce edebin takın
Namert ile görüşme uzak dur olma yakın
Yüzün kaldıysa artık dördüncüye geçelim

Dibi görünmeyen sinsi kuyudan uzak ol
Karıdan gelen mala tutma, ondan uzak ol
Yıldızı solmuş hafif meşrep duldan uzak ol
Anlamadıysan artık beygirciye geçelim
 

İhsan Şahin


 

 

 

 

Vardır

 
 
 
Bu dünyanın yok olacak varlığı
Bilindiği halde talanı vardır
Nasihat istersen gör mezarlığı
Yatanlardan ibret alanı vardır




Benlenipte hakir görme kulları
Gaflet ile boş geçirme yılları
Helâlından kazanmalı malları
Bazen kazanmadan çalanı vardır




Herkes biliyor ki bu âlem boştur
Boş olan alemde boşuna koştur
Her kadeh içeni sanma sarhoştur
İlahi kudretten dolanı vardır




Nasihat tutanın dik durur başı
Helalden kazanıp yemeli aşı
Atalar der kaldırmayın her taşı
Belki alttan çıkan yılanı vardır




Tasasız baş olmaz çeker gam keder
Asıl olan ömrü etmeyin heder
Bir günde Şükrani’m
dünyadan gider
İnşallah namazın kılanı vardır

26.11.2011


 
 
 
 
 
 
 
 

Şükrü Toprak


ELLER ARKANDEN HERŞEYİ DERLER
12.08.2010

Sana bir nasihat edeyim gönül
Engin ol
üstünden uzansın yollar
Sakın insanları kırıcı olma
Eller arkamızdan her şeyi deller

Dertliye derman ol hastaya şifa
Eyleme eziyet çektirme cefa
Yakala garibi kurdur bir yuva
Eller arkamızdan her şeyi deller

Daim tut düşenin nazik elini
Yoksulun garibin var sor halini
Boş yere konuşup yorma dilini
Eller arkamızdan her şeyi deller

Kendini koy karşıdakin yerine
Dikkat et noğulur şu sözlerine
Ne yüzle varırız mahşer yerine
Eller arkamızdan her şeyi deller

Kırılsanda kırma incitme gönül
İnsanlar kendisin ebedi sanır
Yeri gelir yüzün döner utanır
Eller arkamızdan her şeyi deller

Hüseyin gönlüne nasihat etti
Duydukları acı sözü unuttu
Kendisinden küçükte olsa affetti
Eller arkamızdan her şeyi deller
 

Hüseyin Parlakdemir

NASİHAT

Nasihat bu sana dinle ey oğul
Çıkarma aklından atanı nolur
İstersen hor görül istersen koğul
Unutma kefensiz yatanı nolur

Atan bu vatana kanını katmış
Bir hilal uğruna ne
güneş batmış
Tilkiler çakallar pusuya yatmış
Çıkarma aklından vatanı nolur

Dokuz ay karnında taşımış niçin
İstemiş dünyada huzurlu geçin
Unutma sadece sırf senin için
Geceyi gündüze katanı nolur
 

Muammer Yalçın

 

 

Nefs Ve Nasihata Dair

Nasihat etmek
kolay zor olanı yapmaktır
Çünkü nefs fıtratında arzular yatmaktadır.

Düşünecek olursak nefs ruhun talanıdır
Ki, şeytanın şerrine en yakın olanıdır.

Nefsine hükmetmeyen hiç nasihat yapmasın
Uymadığı bir şeyi kimseye anlatmasın.

Nasihat yapan kişi önce kendi ders alır
Böylece dinleyene güzel bir örnek olur.

Bir
doktor hastasına 'İçki içme' diyorsa,
Hasta O'na inanmaz doktor da içiyorsa.

Babası evladına diyor ise 'Namaz kıl'
Kendisi kılmıyorsa alır mı çocuk akıl?

Diyecektir elbette' Sen niçin kılmıyorsun'?
Sabah erken uyanıp abdestin almıyorsun.

'Kul hakkı yeme' deyip kul hakkını yiyenin,
Sözlerine itibar olmaz onu diyenin.

Dünya taht ve tacını terketmeyen birinin,
Ne derece tesiri olur ki sözlerinin.

Mehmet der; nasihatı yapan kendi uymalı
Söylediği sözleri ta yürekte duymalı.
 

Mehmet Şengül

 

NASİHAT

Varlıgıda bil yokluguda
Açlığıda bil tokluğuda
Gizliyide bil saklıyıda
Kanaatkar ol evladım

Ses tonunu hiç yükseltme
İhmal edip çok bekletme
Dert üstüne dert ekletme
Hatır sayan ol evladım

Seven lerin çok özletme
Cananını candan etme
Yürekleri sen sızlatma
Kıymet bilen ol evladım

Hak yolundan sapma sakın
Allaha kul ol ve bakın
Ölüm uzak deyil yakın
Doğru yolda ol evladım

Boşa akıp gider yıllar
Arkandan güler kullar
Güller dolsun taşlı yollar
Nasihat alan ol evladım

Anan baban gurur duysun
Şan şöhretin çok büyüsün
Kullar seni sevip saysın
Çok çalışkan ol evladım

İyi dinle tut sözümü
Eller çekmez bak nazını
Kader yazmış bil yazını
Boyun eyen ol evladım


 

Rabiye Tanrıverdioğlu


 
NASİHAT



Her yeni
başlangıçlarında bizi getir aklına
Getir ki bir daha aynı hatayı yapma
Seni seven bir yürek varsa
Onuda beni vurduğun gibi vurma
Kan damlatma gözlerinden
Hıçkırıklara boğma
Sevildiğini bil
Seni seveni sev
İzin ver seni seven sığınsın fırtınasından limanına
Sarıl ona dört kolla
Sarıl ki yürek ateşin sönsün
Sarıl ki azabın dinsin
Sarıl ki bana yaşattıklarının diyetini ödeyesin
İzin ver cemre düşsün yüreğine
Kutupta yazı yaşa bir defa
Kış güneşi dolsun avuçlarına
Azat et ruhunu bedenini
Sürme sürgünlere yüreğini
Aç kanatlarını sonsuza
Süzül sevdanın semasına
Korkma...
Dört aç yüreğinin gözlerini
Duy seni seven kalbin sesini
Bulabilirsen bir ben daha
Sakın olaki bırakma
Sarıl sıkı sıkı ona
Kalbinde dil yarası açma
Derman ol derdine varsa
Düşmüşse birde sen vurma
Karşılık bekleme
Yaptığın hiç birşeyi başına kalkma
Birkez dahi olsa onu anla
Hayallerde değil...Ruyalarda değil...Sevdanı gerçekte yaşa...
Aç yüreğini yüreğine haykır sevdanı
Sessiz çığlıklarınla değil
Bağıra bağıra,feryad ferda susma!
Beni kaybettin bari sıkı tut onu bırakma
Seni seven birinden nasihat sana
İnsan iki defa ölmüyor gülüm
İki defa ölmüyor
Iki defa sevmiyor da
Öleceksen bir defa..
Seveceksen bir defa..

11-11-2005
 
 
 
 
 

Yasemin Çağla

 

Ataların sözleri

Bulut duman duman toplanırda tepe tepe yükseklere
Damlaya damlaya göl olur muş
Pınarlar derelere göller denizlere ulaşırmış ta
Gözden ırak olan gönülden ırak olur muş

Tohum toprağa düşermiş canı suyu içermiş
Fakire kırıp vermediğimiz ekmeği hasat ı gizlermiş
Köylünün borcu olsa hasat zamanı ödermiş
Sakla samanı mutlaka gelirmiş zamanı

Topraklar yetmezmiş hasatlar az gelirmiş
Topraklara sefere, sefere atlarla gidilirmiş
Ya dere geçerken at değiştirilmezmiş
Ya atı olan Üsküdar a çoktan geçermiş

Gece tırnak kesilmez evladım. Asla batıl inanç değil
Önceden lambalar yokmuş, düşen parça temiz değilmiş
Ne İran ı bilir ne Irak ı bilir tırnak makası
Temizlik imandan gelirmiş inan şaka değil

Nusube ler varmış ikazların en anlamlısı
Atalar derki, bir musibet bin nasihat
Derim ki nasihat dinle musibet uzak dursun
Düşün düşünde acaba hangisi hayırlısı

Gözünü dört aç demişler dikkat için hayır için
Aç gözlülüğü ne dördü bir bile kere tasvip etmemişler
Topraktan geldik toprağa gideceğiz derken
Unutmayalım çıplak geldik çıplak gideceğiz
 

Yahya Garip 

 

 

Diklenme dikdur

Bak evladım,benden sana nasihat,
Bu toplumda,diklenme de dik dur sen.
Doğru yürü,izin olsun düzgün hat,
Bu toplumda,diklenme de dik dur sen.

Eğilme de kırıl,acı duymazsın,
Tembel durma yorul,hiç yıpranmazsın,
Doğruluktan kötü,ünvan almazsın,
Bu toplumda,diklenme de dik dur sen.

Diklenen insanın,sevgisin yakar,
Sonra senin adın,kötüye çıkar,
Her kaba kuvveti, birisi yıkar,
Bu toplumda,diklenme de dik dur sen.

Adaba uymayan,edip olamaz,
Gözettiği yerden,hisse alamaz,
İyi olsa bile,iyi kalamaz,
Bu toplumda,diklenme de dik dur sen.

Muhanete avuç,açmak ölümdür,
Etrafına tafra,satmak zulümdür,
Beklentimi yapamaman,elimdir,
Bu toplumda,diklenme de dik dur sen.

Ömer Çetinkaya,iyiyi bilir,
İyinini yolunda, haki pay olur,
İnsan iyi sözden,nasihat alır,
Bu toplumda,diklenme de dik dur sen...

05.05.2006
 
 
 
 
 
 

Ömer Çetinkaya

 

 

Damlaya Damlaya*

Damlaya damlaya, gözyaşlarım göl oldu
Dar günümde, dostlarımın ekseri el oldu
Umutlarım bir bir yel oldu anam yel oldu
İş işten geçince nasihat edenler bol oldu

Âdem görüp duydukları karşısında şok oldu
Bir iyilik için, ipe un serenlerim ne çok oldu
İş işten geçince nasihat edenlerim çok oldu
Dünümü bilip, bugünümü görenler şok oldu

Düşmandan çok dost, dosttan çok o yordu
Bu çile senelerce içimde yanan bir akkordu
Derdimi anlatmak, deveyi atlatmaktan zordu
Zordu anam zordu sensiz şu hayat çok zordu

Beni düşmandan çok dost dosttan çok o yordu
Gelen vurdu, giden vurdu, bak sırtım yara oldu
Dostlarım neyse de bak Aslı da sanki sağır oldu
Yordu anam yordu sensiz hayat beni çok yordu

Yoruldum anam yoruldum sensiz çok yoruldum
Ah bir görseydin kaç kez Sezar misali vuruldum
Bazen sırt üstü, bazen yüzüstü, ne çok düştüm
Darbelere dayanamayıp, sonunda yere düştüm

O düşüşlerimi görseydin için nasıl da cız ederdi
Kimileri bir iyilik yapmamak için, ipe un sererdi
Kimileri bir iyilik için, yüz bin kere başa kakardı
Şair her düştüğünde aah edip arkasına bakardı

Çaresizlikten hicranlı gözyaşları, sel olup akardı
Ah anam ah yokluğunda eller hep kem bakardı
Kimi eli, kimi ayağı, kimi dili, kimi gözüyle iterdi
Ah anam ah şair mum gibi için için eriyip biterdi

05.07.2003-19.09
 

Bayram Tunca



 

 

 

Takma Emmoğlu 

Biraz bekleyelim olacak yarın
Her şeyi kafana takma emmoğlu
Evinde dururken gül gibi karın
Elin güzeline bakma emmoğlu.

Aklıma düşmüşken nasihat edem
Enerjin yok olur yorulur beden
Böyle yaşamadı ihtiyar deden
Gel darda kalanı sıkma emmoğlu.

Gün olur yoksulluk belini büker
Ayak yalın gezme batarha diken
Elin tutar iken gücün var iken
Gece gündüz çalış bıkma emmoğlu

Gün gelir azalır tükenir hisler
Ev yapamaya toprak ister taş ister
Çoluk çocuk senden ekmek aş ister
Paranı kumara yakma emmoğlu.

Bu sene sonbahar tez geldi gitti
İlkbahar gelince çiçekler bitti
Aşık Alim sana Nasihat etti
Sakınha kusura bakma emmoğlu
****************************

Evine sadık ol bakma harama
Bana laf edip de basma yarama
Akşam ne diyeceksin söyle karına
Çok ta ifade verme emmoğlu ….. Zühre Savrulan Gazel

Evde titrer bur da hava atarsın
Karının çayını demli yaparsın
Beğenmezse çayı nasıl korkarsın
Soğuk suya çayı atma emmoğlu.. Zühre Savrulan Gazel
---
 

Ali Ataş


 

 

Yapmayın

Yavrularım size benden nasihat,
Sakın insanlıktan,geri kalmayın,
Hazine de olsa verilen size,
Hak etmedikçede asla almayın.

Birden karar verip koşmayın hemen,
İyice düşünün neyse tamamen,
Menfaat insanın kanını emen,
Kendinizi hırsa kapıp salmayın.

İsteme ektiğin kadardan fazla,
Kadına güvenme çıksa bin nazla,
Erkekse uğraşma düşmüş haylazla
Herkesi, her gülen dosttur sanmayın

Variken binlerce dostunuz olur,
Her nerede isen arar ve bulur,
Kendine gerekli olanı alır.
Yokken kaçar gider sakın kanmayın

Çok sıkı sarılın birbirinize,
Ancak fayda yine sizlerden size.
Dost bilip çatarsan bir edepsize
Sonradan oturup birde yanmayın

Bilinki dünyanınsonucu ölüm,
Öyleyse necefa; ne et bir zulüm,
Gönül ehli gibi menekşem gülüm,
Diyen dilden olun günah almayın.

Kalbinizde duyun her an Allahı,
Osiler gönülden derdi günahı,
Ondan başka dense bu şahın şahı,
Asla gafil olup hiç inanmayın.

Tüm hak sevenler hep bu yoldan gitti,
Onların canıda bir emanetti,
Bakmışsınız birden bir ömür bitti
Ömrü boş geçirip örnek olmayın

Tez geçer düyadan alınılan tat
Gerçek ibadettir en tatlı hayat,
Budur benden size olgun nasihat,
Toplumla yaşayın ayrı kalmayın.


.
 

Ertan Ünlü


 

 

 

 

Kızıma Nasihat

Kızım sana bir nasihat edeyim
Babanın sözünü dinle ha kızım
Hayat çok tatlıdır hem de amansız
Dediğim yabana atma ha kızım

Dostluk dediğimiz yüce değeri
Bilenler bilirler bilmeyen geri
Her zaman bilesin candan seveni
Bilirim canları can olur kızım

İnsanın merdi daim mert olur
Dünyayı verseler sözü söz olur
Çıkar ilişkisi özünde yoktur
Gerçek dostlarını bilesin kızım

Boş hayaller ile zaman öldürme
Doğrudan ölsen de hiç ödün verme
Olur olmaz yerde dostunu yerme
Kaybedersen daha bulaman kızım

Yaşayan canlılar mutlaka ölür
Yaşar iken yaptığıyla anılır
Bilesin ki bir gün baban da ölür
Umudun yitirip yok olma kızım

Güngör’üm babam da etti nasihat
Kötüyü hiç tutma aklından sil at
Namerde ne olsa da etme biat
Onurunla yaşa mert ol ha kızım

2008
 

İsmail Güngör


dodurgabeyi.tr.gg
 
Facebook beğen
 
DODURGA BELDESİ
 
İlçe [değiştir]
Dodurga - Çorum ilinin ilçesi,

Diğer (kasba, köy, mahalleler) [değiştir]
Dodurga - Ankara ili Yenimahalle ilçesinin köyü/mahallesi (2008),
Dodurga - Afyonkarahisar ili Sandıklı ilçesinin köyü,
Dodurga (Hacıömerler) - Balıkesir ili Dursunbey ilçesinin köyü,
Dodurga - Bartın ili Ulus ilçesinin köyü
Yeni Dodurga - Bilecik ili Bozüyük ilçesinin köyü,
Dodurga - Bilecik ili Bozüyük ilçesinin Kasabası/Nahiye Merkezi
Dodurga - Bolu ilinin merkez köyü/mahallesi (2008),
Dodurga - Bolu ili Mudurnu ilçesinin köyü
Dodurga - Çankırı ili Çerkeş ilçesinin köyü
Dodurga - Çankırı ili Orta ilçesinin Kasabası,
Dodurgalar - Denizli ili Acıpayam ilçesinin Kasabası,
Dodurga - Muğla ili Fethiye ilçesinin köyü
Dodurga - Sinop ili Boyabat ilçesinin köyü Dodurga Barajı

Tödürge - Sivas ili Zara ilçesinin köyü, Tödürge Gölü

Dodurga - Tokat ilinin köyü
0507 8179799_ Ali Beylerbeyi
 
DODURGA TARİHİ:



Dodurganın Tarihi
Orta Asyadan gelen Türk kavimlerin Oğuz Boyunu teşkil eden oymakları arasında yine Büyük Türk Hakanı olan Oğuz Kağan’ın Nizam-ül Mülk yani dünya nizamının mülki idaresini ele geçirmek için altı oğlunu görevlendirdiği hüküm yer alır. Bunları iki kola ayırmıştır. Bunlar Üçoklar ve Bozoklardır, ayrıca bu iki kolun mensup olduğu ve aynı zamanda Oğuz Kağan’ın evlatları olarak varsayılan kişilerde ikiye ayrılır bunlar Denizhan, Dağhan ve Gökhan Üçoklar koluna, Yıldızhan, Ayhan ve Günhan ise Bozoklar koluna mensupturlar. Beldemiz kısaca Oğuzların Bozoklar kolunun Ayhan sancağına teşekkül eden Dodurga oymağına mensuptur. Tarihi Osmanlı ve Selçuklu yazıtlarında hatta Moğolların Anadoluyu istilasını kaleme alan Çin’in tarihi kaynaklarında da yer alan hatta Türk tarihçilerinde desteklediği bu teoridir. Beldemizin ismi Toturga, Totruga isimlerinin gelişmesiyle mükerrer olmuş sonuç itibariyle bugünkü halini almıştır. Dodurga kelimesinin menşei ise Kaşgarlı Mahmud’un “Divan-ü Lügat-it Türk” isimli eserinde Dudriaga olduğu görülmektedir. Kaşgarlıya göre bugünkü Çankırı yöresinin bulunduğu coğrafyada Dodurga beldesine verilen isim Osmanlı Padişahı II.Murad’ın hüküm sürdüğü 1451,1452 yıllarında kadı vekilliği yapmakta olan ve ulema adledilen Dudri ağa yada Bedri ağa isimli kişinin adından gelmiş olabileceği bahsedilmektedir. Yine bununla ilgili olarak ünlü Florensalı seyyah Pegalotti “La Pratica Della Mercatura” isimli eserinde Anadolu beyliklerinde olan iştiraklerinde bir Dudri Ağa’dan bahsetmektedir. Fakat Pegalotti’nin bahsettiği kişinin meskun bulunduğu coğrafi konum Kaşgarlı’nınkiyle bağdaşmamaktadır. Pegalotti’nin iki teorisi bulunmaktadır bunlardan ilki Dudri ağa’nın bugünkü Çankırı bölgesinde 1400’lü yıllarda yaşamış bir bilgin olması, ikinci teorisi ise Dudriağa olarak bilinen bir bölgenin bugünkü Sivas il sınırları içinde yer alan bir yöre adı olduğudur. Fakat tüm bu teorilere rağmen tarihçi ve birçok araştırmacının Çankırı ilinin Dodurga beldesinin ismi teşekkülünü Oğuzlardan aldığını varsaymaktadır. Bu olgu daha kuvvetlidir, çünkü büyük tarihi kaynak olarak bilinen Oğuzların Oğuzname isimli resmi belgesine göre Oğuz boy ve kolların ismi Oymakların ismi Selçukluların Anadolu’ya yerleşmesinden sonra yurt edindikleri bölgeler her oymak kendi adını vermiştir. Dolayısıyla tarihi süreçte göçebe olarak hayatlarını idame ettiren bu oymaklar çadır hayatından yerleşik hayata geçtiklerinde dolayısıyla Dodurga imside burada meskun bulunan oymağın ismi olması sebebiyle yerleşik düzende bölgenin ismi haline gelmiştir. Bunun yanı sıra Dodurga ismini taşıyan bugün çeşitli illerde 24 belde bulunmaktadır. Ayrıca 1520 ve 1566 yılları arasında hüküm sürmüş olan Kanuni Sultan Süleyman devrinde Dodurga Beldemiz Ankara’da bulunan Haymana sancağına bağlıydı fakat o devirde belde değil oymak olarak adlandırılmaktaydı. Yine bunlara ek olarak Türkolog olan İsveçli A.Vamberyan Anadolu oymaklarıyla ilgili bir liste hazırlamış bu listeye göre Dodurga beldemizin ismi Dodoung olarak yer almış yine o dönemlerde konsolosluk görevini yürüten General Petruseviç’in arşivlerinde de beldemizin ismi Doudougah olarak yer almıştır. Petruseviç’e göre Ankara’da meskun bulunan Gökmene sancağının en büyük nüfusa sahip Doudougah oymağıydı. (Dodurga hem Ankara’ya bağlı hem Haymana hem Gökmene sancaklarında bulunmaktaydı.) Petruseviç’e göre bu oymak 1880 yıllarında 4000 vergi nüfusuna sahipti. Ancak 4000 kişiyle adledilen Dodurga oymağının sadece beldemizle sınırlı olmadığı Ankara çevresinde bağlı diğer oymaklarında mensup olduğu bir teşekkül olduğu sanılmaktadır.
Dodurganın Damgası
Oğuz soyuna mensup 24 Oğuz boyunun ayrı ayrı damgaları bulunmaktaydı. Bugün nasıl ki her devlet dairesinin bir resmi mührü var ise Oğuzlarda da her boyun bir resmi mührü vardır. Dodurga beldemizin de Oğuzun yirmi dört boyundan birini teşkil etmesi sebebiyle bir mührü bulunmaktadır. (Bu mühür yukarıda verilmiştir.) Dodurganın mührü bir çok tarihçi tarafından değişik şekillerde tanımlanmıştır. Bugün tarihçilerce geçerli ve doğru kabul edilen aşağıda belirttiğimiz Kartal resmini andıran kafa ve kanat kısmının ima edildiği figürdür. Zaten Dodurga oymağının işaretide Kartal olarak adlandırılan kuş simgesidir.

Bu damgalar Selçuklu ve Osmanlı hanedanlıklarında resmi idarelerde kullanılır, kadı ve oymak beylerinin halkı yönlendirmeleri ve resmi yazıt tespitlerinde bu mühürler kullanıldığı söylenmektedir. Hatta bu mühürlerin benzerlerini Osmanlı padişahları ve devlet erkanına mensup kişilerde kullanmaktaydı.

Dodurganın İşareti
Dodurga oymağı aslında Türkî coğrafyanın bir çok yerine dağılmıştır. Bu oymaklar günümüz itibariyle siyasi, iktisadi ve kültürel anlamda birbirlerinden kopmuştur. Ancak tarihinde tarihinde değişmez bir parçası olan amblemini yani işaretini kaybetmemiştir. Buna en yakın örnek olarak bizde Dodurga oymanğının işareti olan Kartal figürünü Dodurganın Sesi isimli dergimizin amblemi olarak kullanmaktayız. Bunun yanı sıra Sivasın Dodurga mezrasındaki halk, Tokat’ın Turhal ilçesine bağlı Dodurga yaylasındaki köylüler, Amasya’nın Sarı Kurşun köyündeki Dodurga oymağına mensup birkaç aileden teşekkül olan halk, Tarsus bölgesinde yaşayan ve bugün Varsak Türkmenleri olarak adlandırılan Türkmen beylerinin mensup olduğu Dodurga oymağına dahil bütün beyliklerin hemen hemen hepsi Kartal figürünü kendi işaretleri kabul etmektedirler.
Değerli hemşehrilerimiz ; Dodurga beldemizle ilgili her şeyi güzümüzün yettiğince sizlere aktaracağız lakin bu çalışmalarda büyük çabalar sarf edilmektedir. Sizlerin desteğiyle birlikte bu güçlüklerin üstesinden geleceğimize inanmaktayız. Bu nedenle destek, öneri, özeleştirilerinizi bekliyoruz.

Dodurga Kelimesinin Anlamı
Dodurga kelimesini bugün kime sorsanız beldemizin adından ibaret olduğunu ifade edecektir. Fakat Dodurga kelimesi şayet Oğuz’un 24 boyunun Dodurga oymağının mensubiyetindeyse bir çoğumuzun bildiği gibi belde ismini oluşturmaktadır. Ancak Oğuznameye göre her oymağın bir adı ve bu adın bir anlamı ayrıca her oymağın bir işareti, damgası ve sayısı bulunmaktadır. Dodurga kelimesinin anlamıda bu noktada karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı kayıtları, Selçuklu arşivleri ve Türk Tarihi araştırıldığında ortak sonuç olarak Oğuz kaynaklarının nitelendirdiği anlam ortaya çıkmaktadır. Bu anlam şudur ki Dodurga demek; Ülke alan, zapt eden, Yurt tutan anlamını taşımaktadır. Tarihi kaynaklar irdelendiğinde 1040 yılında başlayan Selçuklu hanedanlığının kurulma aşamasındaki yıllarda büyük bir payeye sahip olmuşlardır. Bunun yanı sıra yine Anadolu Selçuklularının hüküm sürdüğü 1077-1308 yılları arasında Dodurga oymağı bugünün tabiriyle süvari öncü birlik olmuştur. Bu nedenle Dodurga’nın anlamı Ülke alan, Yurt edinen olarak tarihteki yerini almıştır.


 

 
Bugün 63 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol