ŞİİR,KURBAN BAYRAMI:

 

 

 

Kurban bayramı.

İbrahim'in Hâk-tan,murad-ı idi,
Erkek evlad olsa,kurban vâdi-ydi,
Evladın babaya,itaati-ydi;
Kurban Bayramınız,mübarek olsun...

İsmail'i verdi,Rabbim bir hikmet,
Vakit geldi bıçak,kesmez kör! .Hikmet,
Gökten bir koç indi,kurban sır hikmet;
Kurban bayramınız mübarek olsun...

Böyle Vacip oldu,bu bayram bize,
Hâkk-ın imtihanı,inersen öze,
Hacet bırakmamış,fetvaya söze;
Kurban bayramınız,mübarek olsun...

Etem der; bayramlar,şükür günüdür,
Mutluluk ziyaret,zikir günüdür,
Nimet-i tefekkür,fikir günüdür;
Kurban bayramınız mübarek olsun...

İBRAHİM ETEM EKİNCİ.
13.11.2010.ANKARA.

DOST KALEMLER

Bir imtihandır bu Adem'den beri...
Cimrilik edenler kaldılar geri...
Vallahi bu dünya imtihan yeri..
Kurban bayramınız mübarek olsun........Şehri Karakaya
 

İbrahim Etem Ekinci

 

 

 

 

Kurban Bayramı

Küskün isen barış, İslam, firsat dini,
Uzaktaysan yaklaş, dışlama kendini,
Resmiyeti bitir, kaldır Çin Seddi’ni,
Besmeleyle söndür, kalbinin reddini,
Allah asla sevmez, aşmazsan bendini,
Nedamet kâr etmez, bekletme ceddini.

Bu bayramı hisset, kurban kes, vaciptir,
Allah katında kul, makbul ve neciptir.
Yedi haneye ver, kurbanın etinden,
Razı olsun Allah, dostça niyetinden.
Ana, baba, kardeş, herkes neşe dolsun,
Müminin kalbinde, şer açmadan solsun,
Islanmasın gözler, bayramlar şen olsun.
 
 
 
 
 
 
 

Ahmet Kısa

 

 

 

 

Kurban Bayramı

Hikmetinden soru sual olmaz yarabbim,
Ne güzel
uygun görmüşsün kurban bayramı
Yoksulun,fakirin,yetimin yüzü güldü bu gün
Ne güzel münasip görmüşsün kurban bayramı

Kınalanıp sürmelendi koclar emrine amade
Nice aşıklar nice veliler yoluna deli divane
Yetimin öksüzün başı okşandi yüreği gülhane
Ne güzel münasip görmüşsün kurban bayram

Hz İbrahimi sebeb kılıp ettin bizlere vacip
Muktedir olanlar emrimle bir
kurban kesip
Dağıtsın fakire fukaraya hem yetieme gidip
Ne güzel münasip görmüşsün kurban bayramı

Hz İsmail için cebrail cennetten getirdi bir koç
Bu vesile ile emir buyurdu yoksullara elini aç
Emribil maruf yap iyilikleri söyle kötülükten kaç
Ne güzel münasip görmüşsün kurban bayaramı

Koç gelince ismail azad olup koc boğazlandı
Bunu gören şeytanın yüreği gözleri dağlandı
Hz İbrahim Hz İsmail rabbine dahada
bağlandı
Ne güzel müansip görmüşsün kurban bayramı

Gafillerin gözünde zafiyettir o mukaddes bayram
Kalb gözü açık olanlar biliyorlar oluyorlar hayran
Mahşere dek
sürecektir bu minval üzere bu devran
Ne güzel müansip görmüşsün kurban bayramı

Mehmedim emrine itat edip kestik bir kurban
Rahmetinle muamele eyle cevirme bizi kardan
ayırma bizleri iman denilen o yüce yardan
Ne güzel münasip görmüşsün kurban bayramı


Mehmet Harımdar 13.11.2010
 

Mehmet Harimdar

 

 

 

 

Kurban Bayramı Özlemi.

Merhaba canlar-arkadaşlar;
Dostluğu, sevgiyi ve geleceği aşımızı, ekmeğimizi, soframızı hüznümüzü, acımızı, yalnızlığımızı paylaştığımız; birlik ve beraberliğimizi, kardeşlik ve dostluğumuzu en sıcak şekilde hissedeceğimiz mübarek Kurban Bayramınızı tebrik eder, Sağlıklı huzur dolu nice mutlu Bayramlar dilerim.
Sevgi saygı ve selamlarımla.
-KURBAN BAYRAMI ÖZLEMİ
Bayramların amacı, küs olanlar barışır,
Irak kalan sevgiler, bir biriyle yarışır.
Öpüşmeyen dudaklar, küs kalmaya alışır,
Kösleme kapıları, seviyorum yaz cama,
Hasretle sarılalım, bu gün bayram can cana.

Gecenin siyahında, çat kapı bak gelirim,
Adresi bilmem sanma, has kokundan bilirim.
Mevsim kışa kalırda, eşiğinde ölürüm,
Kösleme kapıları, bekliyorum yaz cama,
Hasretle sarılalım, son verip keder-gama.

İstemem gören olsun, istemem duyan olsun,
Gecenin siyahında, canlar uykuya varsın.
Gözlerin gökyüzünde, onlarca yıldız sağsın,
Kösleme kapıları, sözlü yorum yaz cama,
Hasretle sarılalım, diyeceğim var sana.

Bunca yılık hasreti, sırtıma şelek yaptım,
Bunca yıllık özlemi, kalbime belek yaptım.
Beni af etsin diye, mabette dilek tutum,
Kösleme kapıları, gözlüyorum yaz cama,
Özlem dolu bir öpüş, şifadır hasta cana.

Rızaoğlu, bıçakta cezasını ödesin,
Seni üzmemek için, bin kere tövbe etsin.
Hasretliğin-özlemin, yeter carıma yetsin,
Kösleme kapıları, özlüyorum yaz cama,
Aman katilim olma, her gün ağlarsın gama.
—08- ARALIK- 2008.
*FAHRİ BULUT RIZAOĞLU.*
 

Fahri Bulut

 

 

 

Kurban Bayramı

Bayram gönüllerin birlikte anılmasıdır,
Hasret kalan gönüllerin buluşup sevişmesidir
Bu günde dostlukların iyi pekişmesidir
Bayramlar kulların Mevla'sına yaklaştırmasıdır...

Hz. İbrahim'den beri yapılan en güzel ibadettir
O Rab tarafından bize gönderilen bir rahmettir
“Allah ü ekber” sedalarıyla, yer gök yankılanır
Onun ulviliğinden, melekler bile cezbeye gelir...

Kurbanlık hayvan, burak mertebesine yükselir
Kurbanlık hayvanlar her cihetten beşere nimettir
Bayram nimetinden en çok insanlar istifade eder
Zenginler huzur bularak, fakire et ikram eder...

Dost akrabayı arıyarak hallerini soralım,
Sevinci,kederimizi onlarla paylaşalım,
Büyükleri arayarak bayramlarını kutlayalım,
Hayır dualar alarak,Mevla'mıza yakın kul olalım...

Yeni bir yılla birlikte hayırlı iş yapalım,
Bir yılımız nasıl geçti,şöyle dönüp bakalım.
Bu arefe gecesi Şeytan'ın yoluna sapmayalım,
Allah'ın istediği ihlaslı kul olalım...

Seyfet der hep birlikte bayramların kıymetini bilelim
Yoksulu doyuralım,bolca ikram edelim.
Tövbe ve istiğfarla günahlarımızın affını dileyelim
Sevelim-sevilelim, o gün bayram edelim...

30.12.2006 Gebze
 

Seyfet Bozçalı


 

 

 

Geldi Kurban Bayramı

İşte kara kış geldi yakacak da kalmadı.
Hem de parasızlıktan doğalgaz alınmadı.
Odunun, kömürün de yanına varılmadı.
Böyle giderse bıçak hem kemiğe dayandı

Beşbin lira ediyor, hem küçücük bir tosun.
Et yüzü görmez fakir tencere tuttu yosun.
İnternet girdi eve, çocuklar ne okusun.
Bunlar millete bayram bak hediyesi olsun.

Şaşkın bir zat tavuktan hem kurban olur dedi.
Acaba bunu neye dayanarak söyledi
Sapıttı, sapıttırdı, başörtüsün neyledi,
Bu kişinin sözleri milleti kahreyledi.

Bunlar Hak dinimizi yozlaştırmak istiyor
Tavuktan, horozdan da kurbanlar olur diyor.
Vatandaşın aklına çok şüpheler veriyor.
Buna düşmanlarımız şimdi nasıl gülüyor.

Sen sakın bu milleti hiç sahipsiz sanmayın,
Hain planlarınla milleti uyutmayın
Sapık fikirlerini doğru diye satmayın.
Kurbanda bu milletin, yarasın kanatmayın.

02.03.2001
 

Osman Karahasanoğlu



 

 

 

Kurban Bayramı

Gel güz ömrüm film şeridi ol bir kez,
Geri gelsin bu çocuğun bayramı…
Yüz süreyim sıla candır geçilmez,
Canımda can olur bayram kavramı…

Bana gülün gül koktuğu zamandı,
Babam dağdı canım annem limandı,
Dört yan dosttu sevgi şefkat ummandı,
Hicran neydi ne bilirdim dramı…

Günler önce bayram yeli eserdi,
Neşe gelir hüzün bize küserdi,
Kurban diye babam davar keserdi,
Herkes doyar kim bilirdi gramı…

Konu komşu dönüşürdük bir cana,
Güven huzur veriyordu insana,
Ne oldu da o günlerden bu yana,
Utanmadan helal saydık haramı…

Cantekin der; çok güzellik yitirdik,
Adı kaldı bayramları bitirdik,
Başımıza nice bela getirdik,
Kimim kaldı kim saracak yaramı…
 

Mahmut Cantekin

 

 

 

 

Kurban Bayramı Tebriki

Kurbana da erdik Allah’a şükür
Kurban Bayramınız mübarek olsun.
Kesilsin kurbanlar, sevinsin fakir
Kurban Bayramınız mübarek olsun.

Gülümsesin mahzun duran yüzlere
Deva olsun yaş akıtan gözlere
Rahmetiyle yağsın, yağsın bizlere!
Kurban Bayramınız mübarek olsun.

Ruhlar şifa bulsun faziletiyle
Güçlensin bedenler kurban etiyle
İslâm Âlemi’yle, Türk Milleti’yle
Kurban Bayramınız mübarek olsun.

Nimete gark olsun tüm aileniz
Biriniz bin olsun, damlanız deniz
Şans getirsin, hep şenlensin haneniz
Kurban Bayramınız mübarek olsun.
 

Cemal Gören

 

 

 

Kurban Bayramı

İbrahim peygamberin,
Çocuğu olmuyordu.
Ellerini açıp ta,
Dua etti Allah’a.

Ey Allah’ım,sen bana,
Evlat verirsen eğer,
Onu senin yoluna,
Kurban ederim inan.

Dualar kabul oldu,
Oğlu İsmail doğdu.
Aradan geçti yıllar,
Başladı hep rüyalar.

Ey İbrahim verdiğin,
Sözünü unuttun mu?
Artık yarine getir,
Sözünün gereğini.

İbrahim peygamber de,
Gördüğü rüyaları,
Anlattı karısına,
Sonrasında oğluna.

İsmail dedi ona,
Sen peygambersin baba
Sözünü tuta baba,
Kurban olayım sana.

İbrahim peygamberin,
Eşi geldi yanına.
Kına yaktı oğluna,
İlahi hak aşkıyla.

İbrahim peygamberle,
İsmail düştü yola.
Takıldı peşlerine,
Bunu gören Şeytan da.

Fitne vermek istedi
İbrahim ve oğluna
İsmail’e dedi ki,
Sakın gitme babanla.

Dinlemediler onu,
Babası ve oğlu da.
Devam ettiler yola,
Ulaştılar Mina’ya.

İbrahim çukur kazdı,
İsmail’i yatırdı.
İsmail babasına,
Bakın nasıl yalvardı.

Baba gözümü bağla,
Kıyamazsın sen bana.
Yufka yüreklisin sen,
Ben kesemezsin sen.

İbrahim peygamber de,
Hak verdi de oğluna.
Bağladı gözlerini,
Cebindeki mendille.

Bıçağını biledi,
Allahüekber dedi,
Eziyet etmemek için,
Hızla sürttü bıçağı.

Bıçak işlemiyordu,
İsmail’in boynuna.
Kayaları kesede,
İsmail’i kesmedi,

Bıçağa emredildi,
Kesme sakın onu dendi.
Bıçak ta görevini,
Yerine getirmedi.

İndi gökten Cebrail,
Yanındaki bir koçla.
Melekler safa durup,
Şahit oldular duruma

Cebrail, İbrahim’e
Önce selamın verdi.
İsmail’in affını,
İbrahim’e müjdeledi.

Ey İbrahim sadece,
Allah seni sınadı.
Sen sözünü tutunca,
Bağışladı Allah’ta.

Kurban ettiler koçu
Allah’ın yoluna da.
Döndüler baba oğul,
Mutlu yuvalarına.

İşte o günden beri,
Gücü yeten Müslümanlar,
Kurbanlarını kesip,
Bu bayramı kutlarlar.
 
 
 
 
 
 
 

Kemal Tekir

 

 

 

 

Kurban Bayramı

Yine
bayram geldi,gönüller çoştu,
Zevk-neşe geldi,gam-keder kaçtı,
Çoluk çocuk bütün bayrama koştu,
Ben yalnız bunlara bakarak durdum.

Akraba,dost birbirine gittiler,
Hediye getirip,selam verdiler,
Bayram günü sevdiler,sevildiler,
Ben yalnız bakmakla yetinip durdum,

Kimi kıra gitti,kimi denize,
ANTALYA dönmüştür bugün sessize,
Gitmedik bir yere gelen yok bize,
Mahzun,mahzun
evde oturup durdum.

Çok ağlayan vardır,gülenlerde çok,
Bayram günü bana saplandı bir ok,
Ne gelen var,ne giden var,bana yok,
Ben kendi halime düşünüp durdum.

Yapan yok zevk ile bayram,
Herkes mesut dersin,kesilir kurban,
Bilmem ki fakire var mı bir soran,
Et dahi zengine gidiyor gördüm,

Fakir eşe dosta kapı çalınmaz,
Nedir hali diye bakılmaz,
Fakir sevimsizdir,fakir yaramaz,
Yok fakiri seven aleme sordum.

Manası yok,maddesi var
dünyanın ,
Neşesi yok,kederi var bayramın,
Sorulmaz hatırı ana babanın,
Böyle geldi böyle geçti bayramım.

Bayram eskidendi,bir hayal oldu,
Müslüman görünen kafire döndu,
Ne bir bayram gördüm,ne bize geldi,
Bayram
dost iledir,kalmadı dostum.

Bayram nedir,niçin olur bilinmez,
Çoğu kurban Allah için kesilmez,
Fakir,yetim bakıyorum görülmez,
Süsü vardır,özü yoktur dünyanın,

Ne dünyam bellidir,ne de bayramım,
Kalem kağıt biter bitmez kelamım,
Ben yine vereyim Hakk'ın selamın,
Dosta diyemem,mutlu olsun bayramın.

İyi,kötü günler geçiyor bayram,
Ben Hakk'tan isterim daima imkan,
Ne zekat,ne hac,ne dahi kurban,
Fayda vermez olmayınca saf iman.

Fakire,deliye bayram ne gezer,
Bilen bilir bayram yapana güzel
Davulla,zurnayla söylenen gazel,
İnşallah kabüldür,olmasın yalan.

Yalanla dolanla olurmu bayram,
Arafat yerinde kesilen kurban,
Akmasın boş yere sen düşün insan,
Dua edin,kabul isten mevladan,

Yazdım ben yazımı kitap halinde,
Gönlümden geçenler kalsın dilimde,
Hasan, halin ne olur ahiret gününde
Dünyan zindan olsun,ahiret bayram.
 

Hasan Karakuş

 

 

 

Kurban Bayramı

Nasıl eğleneyim nasıl güleyim
Küsmüş bana çoban neyime bayram
O nazlı güzele sevdiceğime
Olmayınca kurban neyime bayram

Ayağındaki toz parlak altından
Pırlanta yıldızdır aşar üstünden
Ağzı deniz derya taşar inciden
Ben yoksul gariban neyime bayram

Dünyanın bağında açsa kızıl gül
Dikensiz gül ile oynaşsa bülbül
Sönmüş yanardağım içim dışım kül
Başımda sis duman neyime bayram

Daldaki kuş gibi yuvam yok benim
Esen rüzgara küs solgun tenim
Ayaz zemherime bitmez güvenim
Yok ki kapım çalan neyime bayram

Dostlar yok yanımda sevdiceğim yok
Güzel sözlerimi diyeceğim yok
Kalamam ya burda gideceğim yok
Dünyam kör bir kapan neyime bayram
 

Yahya Harbalioğlu

 

 

 


KURBAN BAYRAMI

Bu gün bayram, yürektendir duygular,
Birde yoksa eli öpecek analar ve babalar
Meleşsede kapıda sürü ile kurbanlar
Söndüremez yürekteki hasreti bayramlar.

Bu bayramda insanlar erken kalkarlar
Birlikte bayram namazını camisinde kılarlar.
Sonra teşrik tekbiri getirerek ufukları açarlar
Sessiz mutluluk verir yüreklere bayramlar

Dönülünce camiden, toplanmışsa çocuklar
Küçükler ellerini öper, mutlu olur ana babalar
Kurbanı kesmek için babalar hazırlığı yaparlar
Akan kan değil gül suyudur, kesilirken kurbanlar.

Kurbanın gözleri bağlanır ve kıbleye yatırılır
Kıbleye yatırılıp gözlerine güzel yazma bağlanır,
“Bismillahi Allaha ekber “ deyerek hakka yollanır.
Öyle duygudur ki anlatılmaz, işte o an bayramlar

İbadet bilinciyle hareket edince, tüm insanlar
Çevre temizliğine önem verir, atık atmazlar
Yalnız yenmez kurban eti, çok olmalı paydaşlar
Gelen misafirle paylaştıkça, anlam taşır bayramlar.

Ana baba göç etmişse ahirete buruk olur bayramlar,
Toplanmışsa yuvaya,ne hoş olur, uzaktaki yavrular
Eş dost hısım akraba, birlikteyse, söz olurken anılar,
Ramazan, Kurban birdir, bir başkadır bayramlar..

Selahattin ÖLMEZ
16.11.2010
 

 

 

 

 

 

Kurban Bayramı

Kısmetse keserim kurbanımı
Bunun adı hayvan katliamı mı
Ah canım önce sen veriver
Şu öldürdüğün çocukların hesabını
Sevsinler senin işine geldiğince
Dünyaya bakışını
Kurbana eziyet etmeyeceksin
Bu kutlu günü kirletmeyeceksin
Başına kurdele tak
Bembeyaz yününe kına yak
Sev okşa hayvanı
Kara gözlerinde beyaz bez bağlı
Yaradan inşaalah kabul eder kurbanını
Amaç et yemeyene yedirmek
Büyüklerin, çocukların, eşin dostun gönlüne girmek
Küskünlükleri gidermek
Önce yetimleri yoksulları giydirmek
Onlarla kavurma yemek
Kavruk yüreklere sevinç serpmek
İşte bayram bu demek
         AYNUR BAYDAR

 


 

Bugün Kurban bayramı.

Bugün kurban
bayramı herkeste bir telaş var.
Her tarafta dizilen boy boy kurbanlıklar var.
Kesenlerde bir gurur kesmeyende hüzün var.
__Kurban bir kültür oldu kessen ne kesmesen ne.
__Kurallar bilinmeden uysan ne uymasan ne.

Kurban ibadetinin zordur kabul olması.
İbadet şöyle dursun güzeldir kavurması.
En iyi tarafının ben ce yardımlaşması.
__Şartlar uygun değilse kesmemiz caiz değil.
__Buna dikkat edelim
kurban bir kültür değil.

Et bayramı değildir amaç bağış olmalı.
Kurban kesenlerimiz fakiri kollamalı.
En önemli kuralı hayvanı yormamalı.
__Hayvanlar kaçıyorlar kasaplar kovalıyor.
__Acayip görüntüler dine zarar veriyor.

Merhametli olmazsak inançlı sayılmayız.
İnancımız olmadan sevap kazanamayız.
Adıl davranamazsak hakka ulaşamayız.
__Yaptığımız işlerin akla uyması lazım.
__Konu bir canlı ise önce merhamet lazım.

İsraf etmek haramdır Müslümanlar biliyor.
Zengini ve fakiri herkes kurban kesiyor.
Acaba bu gidişten kimler memnun oluyor.
__Bilinçsiz ibadetten Allah memnun olur mu?
__Kurban kültür olunca acep kabul olur mu?

Abdulkadır inancın bu kadar zayıf mıdır?
Eğer zengin değilsen kesmemen ayıp mıdır?
Yanlış yapılan işler sence bir kayıp mıdır?
__Hakkiyle yapılan
elbette kayıp değil
__Ölçüsünü bilene hiçbir şey ayıp değil.

27—11—2009-
 

 

Abdulkadir Azaklı


 

 

 

 

Çocukluğumda Kurban Bayramı

Çocukluğum geldi birden aklıma
Ardından gençliğim,
Üç gün evvelden çıkardık pazara
Yanımda annem ve babam
Kınalı koçlara bakardık,
Kıvırcık, Trakya, Merinosu
Birde kuyruklu olup olmadıklarına
- Kaça kardeşim derdi, babam
- Satıcı derdi ağabey anlaşırız tamam.
- Sen yeter ki beğen, pazarlık yaparız gerisi
kolay
Derken toka
tutarlar , ortada cambazın teki,
- Çok söyledin hemşerim derdi babam,
- Satıcı sermayesi bu kadar,
- Zarar ederim billâh,
Üç aşağı derken, beş yukarı derken
Anlaşırlar,
Hayvanı kamyonete koyarlar

Pazardan eve gelirdik,
Kardeşimle yem verirdik
Başını okşar, tüylerini tarar,
Canımız gibi severdik
Bir gün önceden, yemi keser, sadece su verirdik,

Sabah erken kalkar, ezana kulak verir
Beraber camiye varır, önce vaazı dinler,
Sonra namazı eda ederdik,
Cami çıkışında,
Babamın eline tekrar kapanır bir kez daha
bayramlaşırdık ,
Çokça satıcı toplanırdı cami önünde,
Hepsi geçim derdinde,

Fırına varır, ekmek alırdık,
Ardından
kurban kesmeye koyulurduk
Babam Allahümme diyerek tekbir getirir
Bizde ona uyardık

Babam kurbana abdest aldırır
Gözlerini bağlar
Ben bacaklarını tutar,
Babam bıçağı salar,
Birkaç dakika sonra,
Kurban kesilir, önce derisi yüzülür

Komşu payı, yoksul payı, akraba payı ayrılır
Ciğerlerinden kavurma yapılır.
Hep beraber dua edilir
Sonrasında kurban yenir
Komşular ziyaret edilir
Ertesinde büyükler ziyaret edilir
Hal hatır sorulur, gönüller hoş olur

Büyükler sohbet derdinde
Biz küçükler şeker derdinde
Hep beraber yarışır
Kimin parası çoksa harcanır,

Dayıoğlu vardı Ahmet
Kız kovalayan alır,
Mantar alır, beraber patlatılır
Babam amcam bağırır
Dayım bizi çağırır
Kulaklarımızı çeker
- Bir daha yapmayın veletler,
Dört gün böyle geçer,
Ruhum hoş geçer,
Bir dahaki bayrama kadar
Ne mantar kalır,
Ne şeker

Küçüklüğüm böyleydi benim
Gençlime yer kalmadı
İnşallah bir dahaki sefere
Şimdilik hoşçakalın.

31.12.05 saat: 24.35
 

Serdar Ahmet Güzel

 

 

 

 

Kurban Bayramı

Bayramlar insanların sevinç, neşe günleri
Muhtaçların, kimsesizlerin alınmalı gönülleri
Yılda bir kere olsun et yüzü görsün fakir komşular
Kesilen kurbanınız sizi sırat köprüsünde karşılar

Bayram namazında zengin, fakir aynı safta birleşir
Sosyal dayanışma ile toplumsal barış gerçekleşir
Bu mubarek bayram günlerinde milletce kaynaşalım
Dayanışma, yardımlaşma ile bencilliğimizi aşalım

Aile büyüklerini, akrabaları ziyaret edelim
Bayram vesilesiyle komşularımıza gidelim
Fakir, kimsesiz çocukları giydirelim bayramda
Onlara da biraz sevinç, coşku verelim bayramda

Bayramda zengin komşun Avrupada
tatil yapıyorsa
Bir fakiri ziyaret et, veya kimsesiz komşunu eğer varsa
Muhtaçları, kimsesizleri sevindir böyle mubarek günlerde
Onlar isteyemez sen arayıp bulmalısın böyleleri nerde

Kurban bayramı aynı zamanda hac mevsimidir
Hac Kabeyi ziyaretle bir farzın ifa edilmesidir
Çeşitli ülkeden iki milyon müslüman bir araya gelir
Beyaz İhramlar ile mahşerin benzeri Arafatta belirir

Bayramın getirdiği manevi hava ile sevgiyle kucaklaşalım
Milli birli,ve dayanışma ile bütün zorlukları aşalım
Sahip olduğumuz şeyler değil, ne olduğumuz önemli
Biz kahkaha atarken bazıları olmamalı gözü nemli

Bu duygu düşüncelerle herkesin bayramını tebrik ediyorum
Bayram için çok sözüm var, fakat bu kadar yeter diyorum
Tüm dostlara iyilikler, güzelikler,nice bayramlar diliyorum
İnsanlık için huzurlu bir dünya temennimi yeniliyorum.
 

Recep Karagöl

 

 

 

 

Kurban Bayramı Kutlu Olsun

İslam âlemince kutlarız, kurban
bayramını ,
Allah anlatır, kuranı kerimde anlamını,
Pazarlarda herkes seçer, kurbanlık hayvanını,
Tüm Müslümanların, kurban bayramı kutlu olsun.

Hz. İbrahim den bugüne, aynı gelenek sürer,
Kesilen her
kurbanda , fakirin sofrası güler,
Dargınlıkların sona ermesi, ayrı bir hüner,
Tüm Müslümanların, kurban bayramı kutlu olsun.

Bayram günü, gönüllerimiz sevinçle coşmalı,
Kurban keserken, vicdanlar Allaha yaklaşmalı,
Önce yaşlı, çocuk, fakirin gönlünü almalı,
Tüm Müslümanların, kurban bayramı kutlu olsun.

Bu bayram da, akraba dost ziyarete gitmeli,
Kini nefreti, tümden yaşamımızdan silmeli,
Milletçe, birliğe beraberliğe yer vermeli,
Tüm Müslümanların, kurban bayramı kutlu olsun.

Yarab! Bu bayrama da eriştik, şükürler olsun,
Aramızdan ayrılanların, kabri nurla dolsun,
Resulün sevgisiyle gönüllere ışık doğsun
Tüm Müslümanların, kurban bayramı kutlu olsun.
 

Erdoğan Kırmızıoğlu

 

 

 

 

Kurban Bayramı

KURBAN
BAYRAMI (Ni.998, Konut Kent)

Bir başkadır bizim için, bayram sevinci,
Her zaman özlem duyar, ihtiyarı ve
genci .
Kadın, erkek, onun, gelmesini bekler, her yaşta,
Beklentiler ve istekler farklı da olsa, her başta.

Yaşlılar der ki” Nerede, o eski bayramlar “
Onlar, bu günden ziyade, geçmişe hayranlar.
Sözlerinden belli ki, geçen yıllara, özlem duyarlar.
Adettir diyerek, o
güzel ananelere, sadakatle, uyarlar.

Saygı, sevgi, hürmet ve içten gelen şefkat,
Yürekten olursa, Onlar için, büyük bir tat.
Duygusal olurlar, gençlere göre, bir kat,
Bedende kalmayınca direnç, güç ve takat.

Kurban kesmek farz olmalı, her bir zengine,
Kadın, erkek bakılmadan, insanların rengine.
Olsa da asıl maksat, Tanrıyı hoşnut etmek,
Ete hasret kalana, olmalı nefis bir yemek.
)

Güzel ananeler sürüp gider köylerde, küçük yörede;
Ziyaretler, el öpmeler, hâl- hatır sorma, vardır törede.
Bayram harçlığı, mendil, şekerle sevinen çocuklar,
Yaşayarak bu güzelliği, istikbâle taşıyacaklar.

Bir zamanlar, eğlenceler
basitti , yoktu ayıbı,
Ne stres vardı, ne de trafikte, çok can kayıbı.
Tiyatro, açık hava, bir de bayram yerleri,
Yeşil çimen üstünde, güreş tutan, meydan erleri.

Yaşlılar var hanelerde, huzur evinde,
Kimsesiz, boynu bükük, bayramları bekleyen;
Yaşamın sonundalar, belki, kâlbi tekleyen,
Bir ziyaretçi gelince, gark olurlar sevince.

Toplum gibi, düşünce de, değişimden geçiyor;
Çoğu zengin, şehri değil, tatil yöresini seçiyor.
“Çalıştım, yoruldum, dinlenmek hakkımdır” diyen;
Bir kaçıştır başlar, güzel ananeden, biraz eskiyen.


Tıklım, tıklım doludur, otobüsler, trenler,
Bir kısmı var ki, Onlar muradına erenler;
Bir de, son sür ‘at seyrederken, tutmaz ise frenler,
Herhalde, sonrasına karışır, RÜFÂİ ler, ERENLER.

Tatile karar veren, aslında, çeker eziyet,
Evdeki hesap çarşıya uymaz ki, ama edilmiştir niyet;
İlk etap ta, OTOYOL gişeleri, çok, çok uzaktır,
Belli ki, araç kuyruğu, ilk sıkıntı, ilk tuzaktır.

Maksat dinlenmek olsa da, ağır basar çile ve yorgunluk,
Otoyolda, gişelerde, uzayan acaip bir kuyruk
“Para alınmasın “ diye, gelse de kesin bir buyruk,
Stresten, duygular kızgın ve biraz da buruk.

Disiplin ve kurallara uymayanın, çoğunlukla cezası,
Ölümle biter, ancak, adı olur, TRAFİK KAZASI;
Böylece bayramlar, kimileri için olurken sevinç kaynağı,
Kimilerinin acı, ıstırap, göz yaşıyla ıslanır, solgun yanağı.

Sanki yetmezmiş gibi, akıtılan bunca koç kanı,
Ağır basınca insanın sürat tutkusu, cehalet yanı;
Ancak savaşlarda akar böyle fazla, Onun saf kanı.
Daha çook kurban olur, bayramlarda insanın canı.

Bayram deyip, seyran deyip, sakın içki içmeyin!
Gidiş ve dönüşte, CANAVAR olup, araç biçmeyin!
Yollar olmasın KAN GÖLÜ, gaflete dalıp, bir anlık,
Uymayın Şeytana, bayramlarda, olmayın KURBANLIK!

nisan1998-Konutkent
 

Yusuf Cantürk

dodurgabeyi.tr.gg
 
Facebook beğen
 
DODURGA BELDESİ
 
İlçe [değiştir]
Dodurga - Çorum ilinin ilçesi,

Diğer (kasba, köy, mahalleler) [değiştir]
Dodurga - Ankara ili Yenimahalle ilçesinin köyü/mahallesi (2008),
Dodurga - Afyonkarahisar ili Sandıklı ilçesinin köyü,
Dodurga (Hacıömerler) - Balıkesir ili Dursunbey ilçesinin köyü,
Dodurga - Bartın ili Ulus ilçesinin köyü
Yeni Dodurga - Bilecik ili Bozüyük ilçesinin köyü,
Dodurga - Bilecik ili Bozüyük ilçesinin Kasabası/Nahiye Merkezi
Dodurga - Bolu ilinin merkez köyü/mahallesi (2008),
Dodurga - Bolu ili Mudurnu ilçesinin köyü
Dodurga - Çankırı ili Çerkeş ilçesinin köyü
Dodurga - Çankırı ili Orta ilçesinin Kasabası,
Dodurgalar - Denizli ili Acıpayam ilçesinin Kasabası,
Dodurga - Muğla ili Fethiye ilçesinin köyü
Dodurga - Sinop ili Boyabat ilçesinin köyü Dodurga Barajı

Tödürge - Sivas ili Zara ilçesinin köyü, Tödürge Gölü

Dodurga - Tokat ilinin köyü
0507 8179799_ Ali Beylerbeyi
 
DODURGA TARİHİ:



Dodurganın Tarihi
Orta Asyadan gelen Türk kavimlerin Oğuz Boyunu teşkil eden oymakları arasında yine Büyük Türk Hakanı olan Oğuz Kağan’ın Nizam-ül Mülk yani dünya nizamının mülki idaresini ele geçirmek için altı oğlunu görevlendirdiği hüküm yer alır. Bunları iki kola ayırmıştır. Bunlar Üçoklar ve Bozoklardır, ayrıca bu iki kolun mensup olduğu ve aynı zamanda Oğuz Kağan’ın evlatları olarak varsayılan kişilerde ikiye ayrılır bunlar Denizhan, Dağhan ve Gökhan Üçoklar koluna, Yıldızhan, Ayhan ve Günhan ise Bozoklar koluna mensupturlar. Beldemiz kısaca Oğuzların Bozoklar kolunun Ayhan sancağına teşekkül eden Dodurga oymağına mensuptur. Tarihi Osmanlı ve Selçuklu yazıtlarında hatta Moğolların Anadoluyu istilasını kaleme alan Çin’in tarihi kaynaklarında da yer alan hatta Türk tarihçilerinde desteklediği bu teoridir. Beldemizin ismi Toturga, Totruga isimlerinin gelişmesiyle mükerrer olmuş sonuç itibariyle bugünkü halini almıştır. Dodurga kelimesinin menşei ise Kaşgarlı Mahmud’un “Divan-ü Lügat-it Türk” isimli eserinde Dudriaga olduğu görülmektedir. Kaşgarlıya göre bugünkü Çankırı yöresinin bulunduğu coğrafyada Dodurga beldesine verilen isim Osmanlı Padişahı II.Murad’ın hüküm sürdüğü 1451,1452 yıllarında kadı vekilliği yapmakta olan ve ulema adledilen Dudri ağa yada Bedri ağa isimli kişinin adından gelmiş olabileceği bahsedilmektedir. Yine bununla ilgili olarak ünlü Florensalı seyyah Pegalotti “La Pratica Della Mercatura” isimli eserinde Anadolu beyliklerinde olan iştiraklerinde bir Dudri Ağa’dan bahsetmektedir. Fakat Pegalotti’nin bahsettiği kişinin meskun bulunduğu coğrafi konum Kaşgarlı’nınkiyle bağdaşmamaktadır. Pegalotti’nin iki teorisi bulunmaktadır bunlardan ilki Dudri ağa’nın bugünkü Çankırı bölgesinde 1400’lü yıllarda yaşamış bir bilgin olması, ikinci teorisi ise Dudriağa olarak bilinen bir bölgenin bugünkü Sivas il sınırları içinde yer alan bir yöre adı olduğudur. Fakat tüm bu teorilere rağmen tarihçi ve birçok araştırmacının Çankırı ilinin Dodurga beldesinin ismi teşekkülünü Oğuzlardan aldığını varsaymaktadır. Bu olgu daha kuvvetlidir, çünkü büyük tarihi kaynak olarak bilinen Oğuzların Oğuzname isimli resmi belgesine göre Oğuz boy ve kolların ismi Oymakların ismi Selçukluların Anadolu’ya yerleşmesinden sonra yurt edindikleri bölgeler her oymak kendi adını vermiştir. Dolayısıyla tarihi süreçte göçebe olarak hayatlarını idame ettiren bu oymaklar çadır hayatından yerleşik hayata geçtiklerinde dolayısıyla Dodurga imside burada meskun bulunan oymağın ismi olması sebebiyle yerleşik düzende bölgenin ismi haline gelmiştir. Bunun yanı sıra Dodurga ismini taşıyan bugün çeşitli illerde 24 belde bulunmaktadır. Ayrıca 1520 ve 1566 yılları arasında hüküm sürmüş olan Kanuni Sultan Süleyman devrinde Dodurga Beldemiz Ankara’da bulunan Haymana sancağına bağlıydı fakat o devirde belde değil oymak olarak adlandırılmaktaydı. Yine bunlara ek olarak Türkolog olan İsveçli A.Vamberyan Anadolu oymaklarıyla ilgili bir liste hazırlamış bu listeye göre Dodurga beldemizin ismi Dodoung olarak yer almış yine o dönemlerde konsolosluk görevini yürüten General Petruseviç’in arşivlerinde de beldemizin ismi Doudougah olarak yer almıştır. Petruseviç’e göre Ankara’da meskun bulunan Gökmene sancağının en büyük nüfusa sahip Doudougah oymağıydı. (Dodurga hem Ankara’ya bağlı hem Haymana hem Gökmene sancaklarında bulunmaktaydı.) Petruseviç’e göre bu oymak 1880 yıllarında 4000 vergi nüfusuna sahipti. Ancak 4000 kişiyle adledilen Dodurga oymağının sadece beldemizle sınırlı olmadığı Ankara çevresinde bağlı diğer oymaklarında mensup olduğu bir teşekkül olduğu sanılmaktadır.
Dodurganın Damgası
Oğuz soyuna mensup 24 Oğuz boyunun ayrı ayrı damgaları bulunmaktaydı. Bugün nasıl ki her devlet dairesinin bir resmi mührü var ise Oğuzlarda da her boyun bir resmi mührü vardır. Dodurga beldemizin de Oğuzun yirmi dört boyundan birini teşkil etmesi sebebiyle bir mührü bulunmaktadır. (Bu mühür yukarıda verilmiştir.) Dodurganın mührü bir çok tarihçi tarafından değişik şekillerde tanımlanmıştır. Bugün tarihçilerce geçerli ve doğru kabul edilen aşağıda belirttiğimiz Kartal resmini andıran kafa ve kanat kısmının ima edildiği figürdür. Zaten Dodurga oymağının işaretide Kartal olarak adlandırılan kuş simgesidir.

Bu damgalar Selçuklu ve Osmanlı hanedanlıklarında resmi idarelerde kullanılır, kadı ve oymak beylerinin halkı yönlendirmeleri ve resmi yazıt tespitlerinde bu mühürler kullanıldığı söylenmektedir. Hatta bu mühürlerin benzerlerini Osmanlı padişahları ve devlet erkanına mensup kişilerde kullanmaktaydı.

Dodurganın İşareti
Dodurga oymağı aslında Türkî coğrafyanın bir çok yerine dağılmıştır. Bu oymaklar günümüz itibariyle siyasi, iktisadi ve kültürel anlamda birbirlerinden kopmuştur. Ancak tarihinde tarihinde değişmez bir parçası olan amblemini yani işaretini kaybetmemiştir. Buna en yakın örnek olarak bizde Dodurga oymanğının işareti olan Kartal figürünü Dodurganın Sesi isimli dergimizin amblemi olarak kullanmaktayız. Bunun yanı sıra Sivasın Dodurga mezrasındaki halk, Tokat’ın Turhal ilçesine bağlı Dodurga yaylasındaki köylüler, Amasya’nın Sarı Kurşun köyündeki Dodurga oymağına mensup birkaç aileden teşekkül olan halk, Tarsus bölgesinde yaşayan ve bugün Varsak Türkmenleri olarak adlandırılan Türkmen beylerinin mensup olduğu Dodurga oymağına dahil bütün beyliklerin hemen hemen hepsi Kartal figürünü kendi işaretleri kabul etmektedirler.
Değerli hemşehrilerimiz ; Dodurga beldemizle ilgili her şeyi güzümüzün yettiğince sizlere aktaracağız lakin bu çalışmalarda büyük çabalar sarf edilmektedir. Sizlerin desteğiyle birlikte bu güçlüklerin üstesinden geleceğimize inanmaktayız. Bu nedenle destek, öneri, özeleştirilerinizi bekliyoruz.

Dodurga Kelimesinin Anlamı
Dodurga kelimesini bugün kime sorsanız beldemizin adından ibaret olduğunu ifade edecektir. Fakat Dodurga kelimesi şayet Oğuz’un 24 boyunun Dodurga oymağının mensubiyetindeyse bir çoğumuzun bildiği gibi belde ismini oluşturmaktadır. Ancak Oğuznameye göre her oymağın bir adı ve bu adın bir anlamı ayrıca her oymağın bir işareti, damgası ve sayısı bulunmaktadır. Dodurga kelimesinin anlamıda bu noktada karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı kayıtları, Selçuklu arşivleri ve Türk Tarihi araştırıldığında ortak sonuç olarak Oğuz kaynaklarının nitelendirdiği anlam ortaya çıkmaktadır. Bu anlam şudur ki Dodurga demek; Ülke alan, zapt eden, Yurt tutan anlamını taşımaktadır. Tarihi kaynaklar irdelendiğinde 1040 yılında başlayan Selçuklu hanedanlığının kurulma aşamasındaki yıllarda büyük bir payeye sahip olmuşlardır. Bunun yanı sıra yine Anadolu Selçuklularının hüküm sürdüğü 1077-1308 yılları arasında Dodurga oymağı bugünün tabiriyle süvari öncü birlik olmuştur. Bu nedenle Dodurga’nın anlamı Ülke alan, Yurt edinen olarak tarihteki yerini almıştır.


 

 
Bugün 17 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol