ŞİİR,TELEVİZYON:

 

 

 

Kimin Televizyon

 

 

 

 

seçim geçim kimin televizyon
siyasi zuma kan cama-vizyon
başka kime nasiptir nedir sahi
medya patronunda provizyon
-beyazcam senin benimdir yani

onun bunun kimin televizyon
işbirlikçi yapımcıya eşantiyon
nasıl çaplanır hesaplanır sahi
yalaka yönetmende partisyon
-beyazcam sesime kulaktır yani

kimin kimin kimin televizyon
reytingi toplayanın televizyon
peki ne kadara kim sahip sahi
reklamı koparanın televizyon
-beyazcam mutlak bizimdir yani

kimin kimin kimin televizyon
siyasi zuma kan cama-vizyon
işbirlikçi yapımcıya eşantiyon
medya patronunda provizyon
yalaka yönetmende partisyon
reytingi toplayanın televizyon
reklamı koparanın televizyon
kimin buyur kimin televizyon.
 
 
 
 
 

 

 

Müjdat Eraslan

 

 

 

Televizyon

Televizyon çıktı sohbetler öldü,
İnsanlar onunla ağlayıp güldü,
Bilmiyorum millet onda ne buldu,
Olmaz olasıca şu televizyon.

Toplanırdık hergün köy odasına,
Millet yanamıyor artık yasına,
Program için bakıyoruz basına,
Olmaz olasıca şu televizyon.

Baba maçı, abla şarkı istiyor,
Çocuk boynun bükmüş orda duruyor,
'Televole kaçta' anne soruyor,
Olmaz olasıca şu televizyon.

Kanallar çoğaldı,arttı diziler,
Konuşulmaz oldu artık maziler,
Seyrettikçe yüreklerim sızılar,
Olmaz olasıca şu televizyon.

Yazı yazsam yine açık duruyor,
İnsanlar hep birbirini vuruyor,
Rtük çıkmış ahlakları koruyor(!) ,
Olmaz olasıca şu televizyon.

Reytingler uğruna neler yapılır,
Magazine bütün herkes katılır,
Tövbe haşa artık ona tapılır,
Olmaz olasıca şu televizyon.

Seyrederken evden hiç çıt çıkmıyor,
Hırsız girse kimse dönüp bakmıyor,
Anne ağlar, gözyaşını saklıyor,
Olmaz olasıca şu televizyon.

Otur, seyrederek geçir seneyi,
Okumaya vurdu büyük darbeyi,
Uyuşturuyorlar açsan nereyi,
Olmaz olasıca şu televizyon.

Ali'm seyredecek hiç program yok,
Vurdu, kırdı,asma,kesmeler pek çok,
Düzeltilecekmiş, karnımız pek tok,
Olmaz olasıca şu televizyon.
 

Ali Yıldırım Hançılı

 

 

Televizyon

Çoluk çocuk bakıp seyrine daldı
Bazen iyi bazen kötüyü aldı
Eve istenmeyen misafir geldi
Nerden icadoldun sen televizyon

Akraba kalmadı komşu kalmadı
Dostlar birbirinden selâm almadı
Sebep-i ziyaret sohbet olmadı
Nerden icadoldun sen televizyon

Pembe dizilerden yarışmalara
Yaşam tarzımıza karışmalara
Yön verdin alenen kırışmalara
Nerden icadoldun sen televizyon

Temiz beyinleri fethedip yıktın
Aklı erenlerin canını sıktın
Saçma programla ayyuka çıktın
Nerden icadoldun sen televizyon

Ne anladık bu icattan bilimden
Mahrum kaldık okumadan ilimden
Çocuklar kalkmıyor çizgi
filmden
Nerden icadoldun sen televizyon

Oyaladın akıp giden zamanda
Beyinler bağlanmış aman amanda
Gözler ekranında elde kumanda
Nerden icadoldun sen televizyon

 

Lokman Bal

 

 

 

Televizyon

Aldanma kardeşim bunun rengine
Davullar bile çalar dengi dengine
Bu meret yaramış yalnız zengine
Fakiri işinden eder bu
televizyon

Ne olursa olsun fark etmez yaşın
Çok izleme sonra yaren ağrır başın
Tadı kaçar yediğin boş ekmeğin aşın
İştahını bozar sonra bu televizyon

Nerdesin diye sorunca cevap vermez
Çocuk yoldan çıkmış örfünü bilmez
Anayı babayı unutmuş aklına gelmez
Gör
aileyi parçalıyor bu televizyon

Bu medya atlıdır bak milletse yaya
Meydan okuyorlar bütün dünyaya
Bozulmuştur töresi kalmamış hayâ
Rezil rüsvah ediyor bu televizyon

Gülü bir bir koparıp ortadan kaldırır
Yolmu kapalıdır hemen karar aldırır
Dokunma sakın ha şahin gibi saldırır
İnsanı yok eder bilesin bu televizyon

Sanma eğitime falan bir katkısı ola
Yalpa vurup duruyor hep sağa sola
Nerde
güneş var orda veriyor mola
Gittikçe yozlaşıyor bu televizyon

Sürüce kanallar var çıkar ekranda
Kimisi sol görüşlüdür kimisi sağda
Bölücü fikir işleniyor hele bu çağda
İnsanı çıldırtır canlar bu televizyon

Gözyaşı döküyor bil nice ana bacılar
Gittikçe yasa dönüşüyor derin acılar
Onlarda huzur başlıyor bizde sancılar
İnsanları düşman ediyor bu televizyon

Nefret hile şerefsizlik vardır bunda
Doğruluk hariç şampiyon her dalda
Kozlar onda kuvvet onda güç onda
Hakikati sömürüyor bu televizyon

Deniz der bu
dünya yalandır yalan
Hancılar ediyor görün ülkemi talan
Biz birden yana onlar birbirine salan
Milletimi bölüyor bil ki bu televizyon
 

Mustafa Deniz

 

 

Televizyon

Ne muhabbet ne kaynaşma
Git başımdan man karışma
Vucutta başlar bi uyuşma
Sağlığımızı bozdu, televizyon.

Magazin çıktı, uf be amanda
Avrat gelende, nerde kumanda
Halbuki bakarız, bi yandanda
Ahlağımızı bozdu, televizyon.

Yapmayız çocuğun dersini
Gösteririz elimizin tersini
Bağırırız bir de, kes sesini
Saygımızı bozdu televizyon.

Bakarız zibidi bir ayyaşa
Ahreti unuttuk tövbe haşa
Gidiş geliş yok, bir arkadaşa
Dostluğumuzu bozdu, televizyon.

Eskiden masaldı, el epenekler
Şimdi sihirli bez bebekler
Kımıldamazmı hiç o kirpikler
Çocuğumuzu bozdu, televizyon.

Yok kocanın maç
haberleri
Yok avradın, yaprak dökümleri
Birbirinden yok
haberleri
Evliliğimizi bozdu televizyon.

Hep seviyesiz, kanallar bozuk
Neler öğrenmiş, bu yaşta çocuk
Ana baba hepimize yazık
Terbiyemizi bozdu televizyon.

Gökmen acep, kime kızar
Kendi izler, yine yazar
Bu merat herkesi bozar
Kendisi bozulmaz televizyon.


 

Gökmen Sekin

 

 

 

Televizyon Taksiti

Bir hal geldi dostlar benim başıma
Akıl ermez, şu feleğin işine
Gece girer, yetmiş ekran düşüme
Bitmeyecek, televizyon
taksiti .

Harcamazsam, bir kenara koyarım
Gelir gider, üşenmeden sayarım
Delinmemiş, sağlam cebe bağlarım
Sırtlayacak, televizyon taksiti.

Hanım der ki, herif patates lazım
Para ister, marketçi hınzır Kazım
Yeter kadın, artık kapansın ağzın
Yetmeyecek,
televizyon taksiti.

Bir kısmını, erteledik hatıra
Yarısını, aldı gitti fatura
Haciz geldi, atmış model motura
Artmayacak, televizyon taksiti.

Şöyle, böyle, hesap ettim oturdum
Çabaladım, ikisini yatırdım
Ben ömrümü, ATM de bitirdim
Katlayacak, televizyon taksiti.

Maaş yine, masraflara yetmedi
Güççük hasta, okuluna gitmedi
Üç yıl geçti, taksit hala bitmedi
Yatmayacak, televizyon taksiti.
 

İsmet Bozkurt



 

 

 

Nerde O Günler

Nerde eski sohbetler
Ve nerde eski misyon
Göç etti muhabbetler
Gelince televizyon

Hanidir dertleşmeler
Komşular oldu milyon
Hortladı çekişmeler
Gelince televizyon

Ekrana döndü yüzler
Çevrilmez yazmadan son
Misafiri kim dinler
Gelince televizyon

Ayrı ayrı âlemler
Herkes birer Robinson
Düğümlendi o diller
Gelince televizyon
 
 
 
 
 
 

Saim Güngör

 

 

 

Televizyon

Pembe dizi mavi dizi
Böyle uyuttular bizi
Ne örfümüzü adetimizi
Unutturdu televizyon

Ejnebiler revanşta gezer
Yönetmenler reyting arar
Gençlik hep çığırından çıktı
Televizyon çıkalı

Sohbet neşe yoktur artık
Hep televizyona bağlandık
Kendimiz güldük kendimiz söylendik
Yelevizyon çıkalı

Yalan dolan hepsi plan
Bizi bizden ayrı koyan
Eşi dostu unutturan
Televizyon televizyon
 

Şenol Yıldız

 

 

Kara Kutu Televizyon

Bizleri oyalayan,
Koynumuzdaki yılan.
Zinayı normal kılan
Kara kutu televizyon.

Halkı işsiz bırakan,
Sanki normalmiş olan.
Öylece gülüp bakan
Kara kutu televizyon.

Bilseler de zararı,
İzliyor her zavallı.
Sağlığa da zararlı
Kara kutu televizyon.

Çocuklar bu yaşında,
Saatlerce başında.
Her ülkenin başında
Kara kutu televizyon.
 
 
 
 
 
 
 

Mahmut Kut

 

 

 

Sen Neymişsin Be Televizyon

 
Bin bir umutla girdin yaşama
Kaptırdın bizi parıltılı şaşaana
Duygular; bitti aşama-aşama
Sen; neymişsin be televizyon

Elde kumanda gözler camda
Korku dehşet var programda
Hinlikleri gezdiriyor kafamda
Sen; neymişsin be televizyon

Pembe; pembe renkli diziler
İnsanlar saatlerce oturur izler
Sana; adeta köle olduk bizler
Sen; neymişsin be televizyon

Dizi karakterli yaratıklar üret
Toplumun ta kendisidir suret
İnsanlığa karşı nedir bu cüret
Sen; neymişsin be televizyon

Ne sevgi, saygı ne etik değer
Zehirlemekmiş görevi meğer
İnsanlar sus-pus..boyun eğer
Sen; neymişsin be televizyon

Amacı insanlara ulaşma ergi
Zihinleri; dolduruyor kirli
bilgi
Bilmem nedir sana bunca ilgi
Sen; neymişsin be televizyon

Doğru-yanlış seyreder millet
Gel; çoluk-çocuğa söz dinlet
İnsanların; kanına girmiş illet
Sen; neymişsin be televizyon

Aile bağlarını parçaladı yıktı
Hislerimizi limon misali sıktı
Çağa iletişim aracı olup çıktı
Sen; neymişsin be televizyon

Boşa zaman harcatmada ahi
Zihinleri; bulandırma da dahi
Sen.; in misin, cin misin sahi
Sen; neymişsin be televizyon

Yalnız Kurt’um inanma sakın
İnsani değerleri yitirdik bakın
Bu gidişle sonumuz çok yakın
Sen; neymişsin be televizyon

25.03.2010/Perşembe saat:23:10
 
 
 
 
 

Oktay Doğan


 

 

Bazan Televizyon Seyrediyorum

Bazan boş otururken televizyon seyredeyim diyorum,
Hangi kanalı açsam kaynana gelin kavgası izliyorum,
Beş dakkada evlenip boşanıyorlar nasıl imreniyorum,
Bazan boş otururken televizyon seyredeyim diyorum.


Gelin kaynanasına öyle bir bağırıyor ki sanki yırtılıyor,
Kaynana geri dururmu gergedan gibi nasıl haykırıyor,
İkisi de birbirine nasıl yakışmışlar vallahi iyi yakışıyor,
Bazan boş otururken televizyon seyredeyim diyorum.


Suratlarına okkalı tükürsen ayol yağmur başladı diyor,
Derken o sırada aradan bir de telefon sesi duyuluyor,
İyice kulak veriyorum, esas oğlan, ya yapmayın diyor,
Bazan boş otururken televizyon seyredeyim diyorum.


Bunlar herhalde yanlış yere gelmişler sebze pazarına,
Maydonoz sattıkları besbelli, isterse saman pazarına,
Maymun gibi el kol hareketleri de yapıyorlar sen anla,
Bazan boş otururken televizyon seyredeyim diyorum.
 

Yusuf Önder Bahçeci


 

 

 

Affet Öğretmenim

Sizden aldığımız mirası harcamaktan
Verdiğiniz hayat ödevini uygulamamaktan
Elimizdekini hesapsız kullanmaktan
Sapıkalıyız,affet öğretmenim

Çalışmadık loto,toto dedik
Kültürümüzü değil televoleyi sevdik
Her gün bir televizyon kanalına gittik
Hatalıyız,affet öğretmenim

Kendi cevherimizi bilemeden
Bir adım ileriye gidemeden
Başımıza örüleni görmemekten
Özürlüyüz,affet öğretmenim

Bir bütün olarak savaştan çıktık
Medeniyete doğru koca bir adım attık
Gün geldi yurdu mozaiklerle donattık
Suçluyuz affet öğretmenim
 

Mesut Özbek

 

 

 

Televizyon

Bu televizyon laşkalaştı
Kumanda el el dolaştı
Bizim evde kaş göz şişti
Bu kanalların yüzünden

Evde tartışma başladı
Hanımda beni suçladı
Yüzümü çayla haşladı
Bu dizilerin yüzünden

Ninem sinemaya daldı
Sıkıştı önünde kaldı
Dedem hızlı namaz kıldı
Bu filimlerin yüzünden

Okuldan öğrenci kaçtı
Çizgi filime yetişti
Küçüğü balkondan düştü
Bu çizgilerin yüzünden

Gençler modaya uyuyor
Avrupa cazı çalıyor
Babaya kafa tutuyor
Bu popcuların yüzünden

Bebek çikolata gördü
Ağladı mama istedi
Tuttu ekranı gösterdi
Bu reklamların yüzünden

Evde bulaşık yığıldı
Çay suyu demlik soğuldu
Bardak tabaklar kırıldı
Bu yarışmanın yüzünden

Tuncay tek başına kaldı
Hanım çocuklar bir oldu
En sonunda evden kovdu
Bu televizyonun yüzünden

14.10.1997
 
 
 
 
 
 

Tuncay Akdeniz

 

 

 

 

Nereye Gidiyoruz

 
Aşk sevgi lafta kalmış
Yerini para almış
Uçkurlar ulu orta
Çözülüyor gardaşım

Ahlaksızlık baş rolde
Namus sürünür yerde
Aksaray etilerde
Geziniyor gardaşım

Barlarda kulüplerde
Şarkıda kliplerde
Arama şıllık nerde
Süzülüyor gardaşım

Televizyon lay lay lom
Email sevgilim com
Kullanılmış sütyen don
Satılıyor gardaşım

Politik tüm ibadet
Çekip gitmiş adalet
Ne örf kalmış ne adet
Bozuluyor gardaşım

Gençlik sefaya dalmış
Kapıp koyvermiş,salmış
İşler ALLH'a kalmış
Seziliyor gardaşım

Sen ne yaz nede söyle
Bu işler gider böyle
Parayla torpillerle
Çözülüyor Ğardaşım

Şeyhmus Sait AYDIN

 
 
 

 

 

Bu medyadan ne beklenir?

Her şey sahte öz kalmadı
Söylenecek söz kalmadı
Utanacak yüz kalmadı
Bu medyadan ne beklenir?

Yalan yanlış informasyon
Açtım baktım televizyon
Oldu bir kanalizasyon
Bu medyadan ne beklenir?

Dili bizden,dini kafir
Bu kargalar kime sefir?
Bir çoğunda ahlak sıfır
Bu medyadan ne beklenir?

Başlarken bizden göründü
Hani Türklük kültüründü
Dehşet,vahşet her görüntü
Bu medyadan ne beklenir?

Mikdat der ki yağ yakamam
Bu programlara bakamam
Kontrolsüz eve sokamam
Bu medyadan ne beklenir.
 
 
 
 
 
 

Mikdat Bal


 

 

Ahlak elden gidiyor 

 
Televizyon dada başladı süsler
Çoluk
çocuk bütün bunları izler
İsyan eder oldu bütün âlimler
Vallahi ahlak elden gidiyor

Resimler çıkıyor tüm gastelerde
Tebişir oldular gözün önünde
Bir eli belinde biri koynunda
Vallahi ahlak elden gidiyor

Çağdaş geyiklere yakışır bunlar
Arı arlanmayı kaldırmış onlar
Fahişelerle de doldu sokaklar
Vallahi ahlak elden gidiyor

Sosyete sınıfı kendi evinde
Öpüşürler çoluk çocuk önünde
Zinaları gazete manşetlerinde
Vallahi ahlak elden gidiyor
 
 
 
 
 

Mustafa Taşkanat

 

 

 

Teknoloji

Ne engeller aştık aşk uğruna,
El ele,gönül gönüle
Koşuyorduk sevda yollarında
Karışmışken çoluk çocuğa,
Nerden esti bu hazin rüzgar
Neden
Neden bu kırgınlıklar,
Küsmeler,darılmalar.

Böylemi olmalıydı sonunda
Yazık değilmi bunca uğraşa
Gün be gün eriyip giden
Aşkımıza,sevdamıza.

Akşam işten dönüşümde
Biterdi tüm yorgunluğum
Başımı göğsüne dayayınca
Suçlamıyorum ne seni ne kendimi
Bir sorun varsa ortada
Beraber çözerdik aşkımızla.

Şimdi neden toplanamıyoruz
Bir masada,bir sofrada
Sen bir yanda,Ben bir yanda,
Çocuklarımız her bir yanda.

Bir yanda televizyon binlerce kanal
Bir yanda internet dolaş dolaşabildiğin kadar
Tutuşamıyoruz el ele,
Oturamıyoruz diz dize,
Anlaşamıyoruz,konuşamıyoruz bile,
Bir stres ki sorma her birimizde.
Yetmiyor üretimimiz,
Gelişen teknolojiye.

Gel dönüp bakalım geçmişe,
Küçük bir radyo aldığımda eve,
Sevinç le fırlamıştık ikimizde.
Teknoloji durmuyor be gülüm...
Her gün ileri gitmekte
Televizyon,İnternet,cep telefonu
Gün be gün eskimekte.

Hadi ver elini bir geceliğine
Kapatalım tv.yi,girmeyelim internete,
Çayımızı demleyelim sobanın üstünde
Mum ışığında yiyelim yemeğimizi
Konuşalım biraz havadan,su dan
Birazda aşk'tan,sevgi den sevda dan.
Koyalım ortaya bir sorun varsa,
Çözülmeyecek düğüm yoktur konuştukça.

Ama diyorsan eller giderken aya,
Biz neden kalalım yaya
Haydi koş bilğisayara,
Bende televizyon başına
Yalnız şunu unutma be gülüm
Teknoloji verdiği kadar alıyor,
Aşk'ımızdan sevdamızdan........
 
 
 
 
 
 

Cemal Şimşek



 

 

 

Bu Dünyada Öğrendik

Kıymaya yağ, pirince taş koymayı,
İnanın bana bu
dünyada öğrendik,
Yetim hakkı yiyip, Devlet malı ile doymayı,
İnanın bana bu dünyada öğrendik,

Zengine her zaman köle olmayı,
Fitneyle, fesatla ülke bölmeyi,
Rol icabı ağlayıp da gülmeyi,
İnanın bana bu dünyada öğrendik.

Yunus Emre gibi Hakka tapmayı,
İbn-i Sina gibi ilim satmayı,
Mars'a, Merih'e, Ay'a çıkmayı,
İnanın bana bu dünyada öğrendik.

Anaya, babaya saygısızlığı,
Dünyayı umursamaz, kaygısızlığı,
Televizyon başında uykusuzluğu,
İnanın bana bu dünyada öğrendik.

25.12.1995/ANKARA
 

İbrahim Bayraktar

 

 

Ünlüler Çiftliği

Kadın diye bakmadığım
Küçüme bile atmadığım
Ünlerini takmadığım
Çiftliklere mi düştünüz

70 Milyonun önünde
Haya kalmamış gönünde
Aslanların şu gönlünde
Böyleleri yatmaz olsun

Ünlüler çiftliği demiş
Kuzuyu kurtlara vermiş
Mideniz ne kadarda geniş
Yiyin birbirinizi yiyin

Kavga edip reyting topla
Hadi kızım göge zıpla
Ayakta duramıyor hapla
Önüne gelenle zıpla

Ne yapıyorsunuz nedir amaç
Bellerine takmış almaç
Erkek kadın sarmaş dolaş
Haydi gülom sende yanaş

Televizyon eğitmeli
Halkı kendine çekmeli
Hele bu yapımlara ne demeli
Akıllı olun ağalar beyler

Baydınız yeter bitirin
Eğitici proğram getirin
Elinizi vijdanınıza götürün
Akıllı olun ağalar beyler

DÖNER ÖZEKE
02.02.2005
 
 
 
 
 
 

Döner Özeke



 

 

Yarın Güzel Olacaktı

Hani yarınlar güzel olacaktı
Yine güneş doğacaktı ufuktan
Bak bulutlu hava
Yağmurda yağıyor gözlerimle yarışırcasına
Yine öfkeden kudurmuş nehir
Bak zehir kusuyor bacalar
Caddede yine şiddet
Televizyon yine trafik kazasından bahsediyor
Yollar yine kan gölü
Bak hala özgürlük peşinde insanlar
Kimi demokrasiden bahsediyor
Kiminin elinde kelepçe
Kimi binlerce şehidin sorumlusu
Her yerde katliam, zulüm, işkence
Kiminin kalacak yeri bile yok
Hayvana verilen değer verilmez insana
Kimi insanlıktan nasibini alamamış
Hani yarınlar güzel olacaktı
Çiçekli bahçemizde gezecektik
Kelebekle uçup arıyla çiçek çiçek dolaşacaktık
Bülbülle şarkı söyleyecektik
Hani işten eve dönünce
Gülen bir çehre yumuşak bir ses
Sıcak bir yuva tatlı bir koku
Her şeyden önce
Boynuma sarılıp sessizce
Hoş geldin canım hoş geldin
Diyen tatlı bir ses
Ah hani yarınlar güzel olacaktı
 
 
 
 
 
 

Hüseyin Çelik


 

 

Reyting Dedigin

Eşek ne etsin gül koklamayı
Ne karnı ağrıya, ne başı şişe
Görse, burun kıvırır, baklavayı
Reyting dedigin bele bişe

Yavrular atladı, reytingler patladı
Karşı televizyon çatır çatır çatladı
Bizimki sizinkini ikiye katladı
Reyting dedigin bele bişe

En çılgın biziz en azgın biz
Hergece bizde var en büyük sürpriz
Sana her şeyi kurban ederiz
Reyting dedigin bele bişe

Kim çoksa en çok o iyi
En çok olanın olur dediği
Gerisi zurnanın zırt deliği
Reyting dedigin bele bişe

Arslanı tilkiye özendirir
Çirkini güzele bezendirir
Kötüyü azdırır, iyiyi sindirir
Reyting dedigin bele bişe

Gel şair sen bundan uzak dur
Kuduz köpek o, dolanır durur
Birgün biryerde belasın bulur
Reyting dedigin bele bişe

15/6/2011
Ankara
 

Abdullah Acar


 

 

 

 

HAYIRLI AKŞAMLAR MUTLU GECELER
01.12.2010

Bütün canlarıma selam ediyom
Hayırlı akşamlar mutlu geceler
İşte geldim dünya senden gidiyom
Hayırlı akşamlar mutlu geceler

Ekin misaliyim ekilp bittim
Başak gibi olgunlaşarak yettim
Bütün canlarıma ben selam ettim
Hayırlı akşamlar mutlu geceler

İçelim çayları sohbet edelim
Konu komşu ziyarete gidelim
Keder alıp mutluluğu satalım
Hayırlı akşamlar mutlu geceler

Patlatalım mısırları
Değerli dostlara dökek sırları
Dane dane çıkaralım narları
Hayırlı akşamlar mutlu geceler

Bulalım bir sofra başı
Alalım kuru yemişi
Eğri tutmayalım kaşı
Hayırlı akşamlar mutlu geceler

Televizyon bitirdi bizi
Görmez olduk komşu yüzü
Varmı İzlenecek dizi
Hayırlı akşamlar mutlu geceler

Hüseyin'im derki değişti zaman
Komşuluk kardaşlık bitti bu zaman
Daha kötüsü olmaz aman ha aman
Hayırlı akşamlar mutlu geceler
 
 
 
 
 
 

Hüseyin Parlakdemir


 

 

İşte Hayatımız

Eskiden bu kadar böyle değildik
Dostluklar komşuluklar akrabalıklar
Bu kadar yavan tatsız değildi
Birbirimize selam verir hatır sorardık
Biz eskiden böyle yapmazdık
Sinema vardı onu aşdık
Televizyon çıktı takıldık
Karşısında çivi gibi çakıldık
Yeni kuşağı da bilgisayara kaptırdık
Misafire gitmez geleni de kabul etmez olduk
Hayatımız oldu digital selamı sabahı ettik iptal
Anne Baba televizyonda çoçuklar
bilgisayarda
Var mı mutlu olan hayatın da?
 

Ebubekir Taşkın

dodurgabeyi.tr.gg
 
Facebook beğen
 
DODURGA BELDESİ
 
İlçe [değiştir]
Dodurga - Çorum ilinin ilçesi,

Diğer (kasba, köy, mahalleler) [değiştir]
Dodurga - Ankara ili Yenimahalle ilçesinin köyü/mahallesi (2008),
Dodurga - Afyonkarahisar ili Sandıklı ilçesinin köyü,
Dodurga (Hacıömerler) - Balıkesir ili Dursunbey ilçesinin köyü,
Dodurga - Bartın ili Ulus ilçesinin köyü
Yeni Dodurga - Bilecik ili Bozüyük ilçesinin köyü,
Dodurga - Bilecik ili Bozüyük ilçesinin Kasabası/Nahiye Merkezi
Dodurga - Bolu ilinin merkez köyü/mahallesi (2008),
Dodurga - Bolu ili Mudurnu ilçesinin köyü
Dodurga - Çankırı ili Çerkeş ilçesinin köyü
Dodurga - Çankırı ili Orta ilçesinin Kasabası,
Dodurgalar - Denizli ili Acıpayam ilçesinin Kasabası,
Dodurga - Muğla ili Fethiye ilçesinin köyü
Dodurga - Sinop ili Boyabat ilçesinin köyü Dodurga Barajı

Tödürge - Sivas ili Zara ilçesinin köyü, Tödürge Gölü

Dodurga - Tokat ilinin köyü
0507 8179799_ Ali Beylerbeyi
 
DODURGA TARİHİ:



Dodurganın Tarihi
Orta Asyadan gelen Türk kavimlerin Oğuz Boyunu teşkil eden oymakları arasında yine Büyük Türk Hakanı olan Oğuz Kağan’ın Nizam-ül Mülk yani dünya nizamının mülki idaresini ele geçirmek için altı oğlunu görevlendirdiği hüküm yer alır. Bunları iki kola ayırmıştır. Bunlar Üçoklar ve Bozoklardır, ayrıca bu iki kolun mensup olduğu ve aynı zamanda Oğuz Kağan’ın evlatları olarak varsayılan kişilerde ikiye ayrılır bunlar Denizhan, Dağhan ve Gökhan Üçoklar koluna, Yıldızhan, Ayhan ve Günhan ise Bozoklar koluna mensupturlar. Beldemiz kısaca Oğuzların Bozoklar kolunun Ayhan sancağına teşekkül eden Dodurga oymağına mensuptur. Tarihi Osmanlı ve Selçuklu yazıtlarında hatta Moğolların Anadoluyu istilasını kaleme alan Çin’in tarihi kaynaklarında da yer alan hatta Türk tarihçilerinde desteklediği bu teoridir. Beldemizin ismi Toturga, Totruga isimlerinin gelişmesiyle mükerrer olmuş sonuç itibariyle bugünkü halini almıştır. Dodurga kelimesinin menşei ise Kaşgarlı Mahmud’un “Divan-ü Lügat-it Türk” isimli eserinde Dudriaga olduğu görülmektedir. Kaşgarlıya göre bugünkü Çankırı yöresinin bulunduğu coğrafyada Dodurga beldesine verilen isim Osmanlı Padişahı II.Murad’ın hüküm sürdüğü 1451,1452 yıllarında kadı vekilliği yapmakta olan ve ulema adledilen Dudri ağa yada Bedri ağa isimli kişinin adından gelmiş olabileceği bahsedilmektedir. Yine bununla ilgili olarak ünlü Florensalı seyyah Pegalotti “La Pratica Della Mercatura” isimli eserinde Anadolu beyliklerinde olan iştiraklerinde bir Dudri Ağa’dan bahsetmektedir. Fakat Pegalotti’nin bahsettiği kişinin meskun bulunduğu coğrafi konum Kaşgarlı’nınkiyle bağdaşmamaktadır. Pegalotti’nin iki teorisi bulunmaktadır bunlardan ilki Dudri ağa’nın bugünkü Çankırı bölgesinde 1400’lü yıllarda yaşamış bir bilgin olması, ikinci teorisi ise Dudriağa olarak bilinen bir bölgenin bugünkü Sivas il sınırları içinde yer alan bir yöre adı olduğudur. Fakat tüm bu teorilere rağmen tarihçi ve birçok araştırmacının Çankırı ilinin Dodurga beldesinin ismi teşekkülünü Oğuzlardan aldığını varsaymaktadır. Bu olgu daha kuvvetlidir, çünkü büyük tarihi kaynak olarak bilinen Oğuzların Oğuzname isimli resmi belgesine göre Oğuz boy ve kolların ismi Oymakların ismi Selçukluların Anadolu’ya yerleşmesinden sonra yurt edindikleri bölgeler her oymak kendi adını vermiştir. Dolayısıyla tarihi süreçte göçebe olarak hayatlarını idame ettiren bu oymaklar çadır hayatından yerleşik hayata geçtiklerinde dolayısıyla Dodurga imside burada meskun bulunan oymağın ismi olması sebebiyle yerleşik düzende bölgenin ismi haline gelmiştir. Bunun yanı sıra Dodurga ismini taşıyan bugün çeşitli illerde 24 belde bulunmaktadır. Ayrıca 1520 ve 1566 yılları arasında hüküm sürmüş olan Kanuni Sultan Süleyman devrinde Dodurga Beldemiz Ankara’da bulunan Haymana sancağına bağlıydı fakat o devirde belde değil oymak olarak adlandırılmaktaydı. Yine bunlara ek olarak Türkolog olan İsveçli A.Vamberyan Anadolu oymaklarıyla ilgili bir liste hazırlamış bu listeye göre Dodurga beldemizin ismi Dodoung olarak yer almış yine o dönemlerde konsolosluk görevini yürüten General Petruseviç’in arşivlerinde de beldemizin ismi Doudougah olarak yer almıştır. Petruseviç’e göre Ankara’da meskun bulunan Gökmene sancağının en büyük nüfusa sahip Doudougah oymağıydı. (Dodurga hem Ankara’ya bağlı hem Haymana hem Gökmene sancaklarında bulunmaktaydı.) Petruseviç’e göre bu oymak 1880 yıllarında 4000 vergi nüfusuna sahipti. Ancak 4000 kişiyle adledilen Dodurga oymağının sadece beldemizle sınırlı olmadığı Ankara çevresinde bağlı diğer oymaklarında mensup olduğu bir teşekkül olduğu sanılmaktadır.
Dodurganın Damgası
Oğuz soyuna mensup 24 Oğuz boyunun ayrı ayrı damgaları bulunmaktaydı. Bugün nasıl ki her devlet dairesinin bir resmi mührü var ise Oğuzlarda da her boyun bir resmi mührü vardır. Dodurga beldemizin de Oğuzun yirmi dört boyundan birini teşkil etmesi sebebiyle bir mührü bulunmaktadır. (Bu mühür yukarıda verilmiştir.) Dodurganın mührü bir çok tarihçi tarafından değişik şekillerde tanımlanmıştır. Bugün tarihçilerce geçerli ve doğru kabul edilen aşağıda belirttiğimiz Kartal resmini andıran kafa ve kanat kısmının ima edildiği figürdür. Zaten Dodurga oymağının işaretide Kartal olarak adlandırılan kuş simgesidir.

Bu damgalar Selçuklu ve Osmanlı hanedanlıklarında resmi idarelerde kullanılır, kadı ve oymak beylerinin halkı yönlendirmeleri ve resmi yazıt tespitlerinde bu mühürler kullanıldığı söylenmektedir. Hatta bu mühürlerin benzerlerini Osmanlı padişahları ve devlet erkanına mensup kişilerde kullanmaktaydı.

Dodurganın İşareti
Dodurga oymağı aslında Türkî coğrafyanın bir çok yerine dağılmıştır. Bu oymaklar günümüz itibariyle siyasi, iktisadi ve kültürel anlamda birbirlerinden kopmuştur. Ancak tarihinde tarihinde değişmez bir parçası olan amblemini yani işaretini kaybetmemiştir. Buna en yakın örnek olarak bizde Dodurga oymanğının işareti olan Kartal figürünü Dodurganın Sesi isimli dergimizin amblemi olarak kullanmaktayız. Bunun yanı sıra Sivasın Dodurga mezrasındaki halk, Tokat’ın Turhal ilçesine bağlı Dodurga yaylasındaki köylüler, Amasya’nın Sarı Kurşun köyündeki Dodurga oymağına mensup birkaç aileden teşekkül olan halk, Tarsus bölgesinde yaşayan ve bugün Varsak Türkmenleri olarak adlandırılan Türkmen beylerinin mensup olduğu Dodurga oymağına dahil bütün beyliklerin hemen hemen hepsi Kartal figürünü kendi işaretleri kabul etmektedirler.
Değerli hemşehrilerimiz ; Dodurga beldemizle ilgili her şeyi güzümüzün yettiğince sizlere aktaracağız lakin bu çalışmalarda büyük çabalar sarf edilmektedir. Sizlerin desteğiyle birlikte bu güçlüklerin üstesinden geleceğimize inanmaktayız. Bu nedenle destek, öneri, özeleştirilerinizi bekliyoruz.

Dodurga Kelimesinin Anlamı
Dodurga kelimesini bugün kime sorsanız beldemizin adından ibaret olduğunu ifade edecektir. Fakat Dodurga kelimesi şayet Oğuz’un 24 boyunun Dodurga oymağının mensubiyetindeyse bir çoğumuzun bildiği gibi belde ismini oluşturmaktadır. Ancak Oğuznameye göre her oymağın bir adı ve bu adın bir anlamı ayrıca her oymağın bir işareti, damgası ve sayısı bulunmaktadır. Dodurga kelimesinin anlamıda bu noktada karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı kayıtları, Selçuklu arşivleri ve Türk Tarihi araştırıldığında ortak sonuç olarak Oğuz kaynaklarının nitelendirdiği anlam ortaya çıkmaktadır. Bu anlam şudur ki Dodurga demek; Ülke alan, zapt eden, Yurt tutan anlamını taşımaktadır. Tarihi kaynaklar irdelendiğinde 1040 yılında başlayan Selçuklu hanedanlığının kurulma aşamasındaki yıllarda büyük bir payeye sahip olmuşlardır. Bunun yanı sıra yine Anadolu Selçuklularının hüküm sürdüğü 1077-1308 yılları arasında Dodurga oymağı bugünün tabiriyle süvari öncü birlik olmuştur. Bu nedenle Dodurga’nın anlamı Ülke alan, Yurt edinen olarak tarihteki yerini almıştır.


 

 
Bugün 23 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol