ŞİİR,ÎMÂN:

 

 

Kalplerde İman Olmalı

Parayla mutlu olunmaz
Yürekte sevgi olmalı
Dünya malına doyulmaz
Kalplerde iman olmalı

İnsanoğlu ruh ve beden
Nefsini öldür ölmeden
Hep kazanır sabır eden
Kalplerde iman olmalı

Merhametler kabarmalı
Gözlerden yaşlar akmalı
İnsan Allah'tan korkmalı
Kalplerde iman olmalı

Gurur atından inmeli
Kibire karşı gelmeli
İnsan haddini bilmeli
Kalplerde iman olmalı

Çok mütevazi olmalı
Hoş görülü davranmalı
Hiç bir kalbi kırmamalı
Kalplerde iman olmalı

Dedi kodudan kaçmalı
İlime kucak açmalı
İnsanı kamil olmalı
Kalplerde iman olmalı

Yasakçı zihniyet zarar
Gönül sevdiğini arar
Arif olan bizi anlar
Kalplerde iman olmalı

Yazılanlar gelir başa
İhanet yakısmaz aşka
Güner kurban gerçek dosta
Kalplerde iman olmalı

Ozan Güner Kaymak / Amsterdam 11.02.2006
 
 
 
 
 
 

Güner Kaymak

 

 

 

İmanın Şartları

Dilinle tevhidi ikrar ederken
Hak yola bedeni sermektir iman
Bin bir sıkıntına çare ararken
Kalbinle huzura ermektir iman

Melekler nurdandır, inanmak haktır
Günahsızdır onlar, tertemiz paktır.
Sağında, solunda sanma uzaktır
İnanıp, selamı vermektir iman

Tevrat,Zebur, İncil ve bir de Kur-an
Dört ilahi Kitap, göndermiş Rahman
Suhuflarda geldi, biliyor insan
Son kitapla kalbi, sarmaktır iman

Peygambere iman ettik özünden
Çıkmayız bilin ki, hiç bir sözünden
Giderken huzurla nurlu izinden
İslamı öğrenip sormaktır iman

Ahiret gününü, bildim imanla
Kullar dirilecek bir bir zamanla
Üflenecek sura sonunda anla
Hakikati bilmek, görmektir iman

Hayır ve şer hepsi, yüce mevladan
Sözümüzü verdik kalu beladan
Gücümüz imandan, hayır duadan
Küffarı özünden kırmaktır iman

Kozanoglu iman dolsun özüne
Nakşetmişin ilmek ilmek sözüne
Cehaletin çirkin kara yüzüne
İlimi durmadan vurmaktır iman


Salih Kozan



DOST KALEMLERDEN


Gönülden silerek şirki- günahı
Yaşamaktır hergün, nurlu sabahı
Yoktan vareyleyen Yüce ALLAHı
Hakkel yakın ile görmektir iman........ Murat Karababa
 

Salih Kozan

 

 

İman özde cevherdir kaybetmeyin

İman canımızın içinde candır,
İnsanın yüreğinde olan şandır.
Onu kaybedenin sonu hüsrandır,
İman özde cevherdir kaybetmeyin.

İman bizim yüzümüzün akıdır,
Özümüzü oluşturan dokudur.
İman yüreklerde olan takıdır,
İman özde cevherdir kaybetmeyin.

Aşkı ile sevdamızın ilkidir,
Can ile yüreğimizin mülküdür.
O kalpte sevgi gönülde ülküdür,
İman özde cevherdir kaybetmeyin.

Gönüllerde o sevdamıza baştır,
O yüreklerde çırpınan bir kuştur.
İnsanı insan yapan temel taştır,
İman özde cevherdir kaybetmeyin.

İman Yusuf kalbi aşkla yümektir,
İman öze kattığımız emektir.
İman aşktır iman sevgi demektir,
İman özde cevherdir kaybetmeyin.
 
 
 
 
 
 

Yusuf Tuna


 

 

Bir Sevgi Bir İman

 
Düşündükçe hepten aklım karışıyor
Dünya kalmadı Sultan Süleyman'a
Hala insanlar neden kapışıyor
Bir sevgi bir iman yeter insana

Hor yaklaşma garibe alay ile
Bilki mutlu olunmaz para ile
Adam olunmaz köşk saray ile
Bir sevgi bir iman yeter insana

Saygı ve sevgiden kusur etme
Nefsini şeytan'a esir etme
Kendini namerd'e rezil etme
Bir sevgi bir iman yeter insana

Yapma pişmanlık duyacağın işi
Hasiyeti ile değerlidir er kişi
Elbet vardır her yokuşun inişi
Bir sevgi bir iman yeter insana

Muhtaç olana yardım elini uzat
İçindeki kin nefretti boz at
Arada bir Ahirettine bir göz at
Bir sevgi bir iman yeter insana

Al Mevlana'dan sevgi hoşgörü
 
Öğren Yunus'dan insanlık kültürü
Cehalet bizi uçuruma götürür
Bir sevgi bir iman yeter insana
 

Hacı Timurtaş


 

 

Salih iman ver bize Allahım

Düşmeden şeytan işine
Kapılmadan nefsin peşine
Vermeden son nefesimi Azrail'e
Salih iman ver bize Allahım

Uçmadan can kuşu
Göster bize doğru yolu
Affet günahkar kulunu
Salih iman ver bize Allahım

Gözlerimiz kapanmadan
Kalplerimiz kararmadan
Dilimiz damgalanmadan
Salih iman ver bize Allahım

İş işten geçmeden
Uçuruma düşmeden
Münker Nekir gelmeden
Salih iman ver bize allahım

Kabire girmeden
İyi amele ölmeden
Yılan çıyan gelmeden
Salih iman ver bize Allahım

Ahiretimizi kaybetmeden
Huzuruna boynu bükük gelmeden
Cehenneme girmeden
Salih iman ver bize Allahım
 
 
 
 
 
 

Hasan Yarıcı


 

 

İmansıza karşı dik durur başım

Din düşmanı olanla kavgalıyım,
İmansıza karşı dik durur başım.
Müminlere karşı bir gül dalıyım,
İmansıza karşı dik durur başım.

Hak varken şeytanı yoldaş alamam,
Dinsizlerle bir yerde kalamam.
Hakkı inkar edenle dost olamam,
İmansıza karşı dik durur başım.

Dinsiz olana lafımı sakınmam,
Çile çeksem bile ondan yakınmam.
Ateisten asla korkup çekinmem,
İmansıza karşı dik durur başım.

Kötü olan şeyi kaldırıp öğmem,
Müslüman olana dünyada değmem.
Şeytanla uşağına boyun eğmem,
İmansıza karşı dik durur başım.

Yusuf kızdığım kimseye sövemem,
Yaptığım iş sağlam olur evemem.
Kötü olanları asla sevemem,
İmansıza karşı dik durur başım.
 
 
 
 
 
 

Yusuf Tuna



İnkar ve küfür merhamet tanımaz

 

Dinsiz olanların gözü dindedir,
İnkar ve küfür merhamet tanımaz.
İnkarcı zaten küfür içindedir,
İnkar ve küfür merhamet tanımaz.

Kaderine karşı çıkar yakınır,
Müslümana karşı tavır takınır.
Ne kuldan ne de Allahtan çekinir,
İnkar ve küfür merhamet tanımaz.

Onlara ne söylesen sözden almaz,
Onun yüreği zaten huzur bulmaz.
Merhamet ve acıma hissi olmaz,
İnkar ve küfür merhamet tanımaz.

Ne söz söylenir ne yemeği yenir,
İnkarcı insanlara kafir denir.
İnkarcılardan kötülük beklenir,
İnkar ve küfür merhamet tanımaz.

Yusufla konuşsa sözünü bilmez,
Başı selamet bulup yüzü gülmez.
Küfür eden kimseden hayır gelmez,
İnkar ve küfür merhamet tanımaz.
 

Yusuf Tuna

 

 

 

Her Nefis Sonunda İman Edecek.

Her Nefis Sonunda İman Edecek.

Tarlayı sürmeye kimse yanaşmaz,
Filizler sorulur dolgunlaşınca,
Tohumu okşayıp, sevip oynaşmaz
Koşulur hasada olgunlaşınca.

Fırsatçı çakallar malın denetler,
Kırk yıllık düşmanla dostluk kenetler,
Sürülür ortaya sahte senetler,
Yüzlerin sararıp solgunlaşınca.

Şerefli mahlukun sefil halleri,
Doğruyu anmaya varmaz dilleri,
Hakk sesi dinlemez, duyar zilleri,
Bir daha uyanmaz dalgınlaşınca.

Nefis,bir vahşi kurt,besleyip salma,
Düzelir zannedip hayale dalma,
Bu günden dizginle, yarına kalma,
Kimseyi tanımaz, azgınlaşınca.

Binlerce vebaldir bir tek ihanet,
Eğildin,süründün, bir de kıyam et,
Yeter ki doğru ol, kopsun kıyamet,
Yolların düzelir, düzgünleşince.

Nedamet halleri görür gibiyim,
Maziye isteksiz yürür gibiyim,
Başımı taşlara vurur gibiyim,
Ebedi yolculuk yakınlaşınca.

Her nefis sonunda iman edecek.
Meleği görünce aklı gelecek,
Yazık ki; bu tövbe boşa gidecek!
Mekanı görünüp kesinleşince.

Mustafa Hoşoğlu
06.12.2011
 

Mustafa Hoşoğlu

 

 

 

AllahA İmaN

YYüzde doksan dokuzu, müslüman diye geçer,
Ya babasından miras, ya kendi dini seçer,
Miras kalmışsa eğer, dini ortadan biçer,
İnandırmak için de, durmadan yemin içer,



Hem Allahı tanımaz, hem tanımak istemez,
Tanımaya yönelik, hiç bir çaba göstermez,
İtikadi konuda, hiç de önem arz etmez,
İnanmış gibi yapar, hayatına geçirmez,



Allahı tanımadan,nasıl inanacaksın,
Doksan dokuz isminde,Allahı bulacaksın,
Varrlığını bilerek,öyle yaşayacaksın,
Yalnız O'ndan isteyip,O'na yalvaracaksın.



Tanıdın mı Allahı,bileceksin Allah bir,
Yaşadığın her anın,hemen kayda geçilir,
O yalnızca ahiretin,elbet Rabbi değildir,
Kainatın sahibi,O her zaman diridir.



Her anın hesabını,vereceksin Allaha,
İster haramdan sakın,istersen gir günaha,
Kavuşmak istiyorsan,bu cihanda felaha,
İmanın tezahürü secde eyle Allaha.



Kendi seçmiş olursa,sorgular ve inanır,
İnancı elbet
sağlam ,delillere dayanır,
Kendini mahluk bilir,Allahı Halik tanır,
Korku ve ümit ile,yaradana uzanır.
 

Sinan Karakaş

 

 

 

İman, İslam, İhsan

İlim ışığında, Hakkı bularak,
Müslümancasına,teslim olarak,
Allah’ın emrini, rehber alarak,
Necata kol kanat, aça aça gel!

İbadede yönel, geçerek serden
Hemen Allah’a dön, olduğun yerden.
Seçmelisin artık, doğruyu şerden
Allah’ın nurunu, seçe seçe gel!

Ne büyük nimettir, İslam bu yapı,
İnanan herkese, açıktır kapı,
Seni tatmin etmez şarabı, hap’ı
Lazım değil deyip, saça saça gel!

Aklını kullanıp, doğruyu seçip,
Münkeri terkedip, şeytandan kaçıp,
Kalbini hoş tutup,benlikten geçip,
Ufalıp, küçülüp, cüce cüce gel!

Rabbine yalvarıp, bir ah çekerek,
Tövbe’yi ederken yaşlar dökerek
Umudu kesmeden, boyun bükerek
La Havle diyerek, yüce yüce gel!

Unutma müslüman bu hakikatı
Şairi okuyup, duy beyanat’ı,
Burada sunulan, abı hayat’ı,
Usu usul alıp, içe içe gel!
 
 
 
 
 
 

Mikdat Bal


 

 

İman kurtarır

Bir gün kurulursa bir er meydanı
Yiğit olan orda şanı kurtarır
Sağlam tutmalıdır kılıç kalkanı
Kılıç kalkan harpte canı kurtarır

İradesi zayıf olan beşerde
Hak yolundan hem şaşarda düşerde
Malın fayda vermez ruzi mahşerde
Varsa kâmil bir imanı kurtarır

Bilen insan boşa verir mi karar
Hesapsız kararlar doğurur zarar
Korkak adam daim sapa yer arar
Koçak adam birçok yanı kurtarır

Her kim bilmez ise ar namus ayıp
Ömrü boşa geçmiş sermaye kayıp
Kimi ceketine olamaz sahip
Kimisi de bir vatanı kurtarır

Gürkani severim sabır sebatı
Allah geçmek nasip etsin sıratı
Bir mıh nal kurtarır nalda bir atı
Bir at ise kumandanı kurtarır


Âşık Gürkani
 
 

 

 

İman Küfür Savaşı

Ta âdemden beridir, iman küfür savaşı!
Bir tarafta iblisler, bir tarafta hüdabin!
Cerbezedir iblisin, ayrılmaz arkadaşı!
Öbür yanda cehalet, beri yanda hep hak din!

Hakikatbin olanlar, elbet nebi gurubu!
Hodbin bedbin olanlar, hep şeytanın güruhu!
Son sözleri hak demiş, münkir düşmüş hüsrana,
Hiç son gülen etmemiş, yaratan münkir ruhu!

İmtihanın gereği, sıkıntılar hiç bitmez!
Çile yoldaş mümine, kovsan bile o gitmez.
Hizb-üş şeytan cephesi, galip gibi zahirde,
Kim Allahın dostuysa, sonuçta kayıp etmez!

Bazen kılıç kılıca, bazen lisan lisana,
Bin bir türlü silahı, vermiş Allah insana.
Bazen harp darp yapılmış, öldürücü silahla!
Bazen kalem savaşı, düstur olmuş insana.

Şairlerin şiiri, en etkili silahmış!
Ehl-i küfrün mülhim’i(!) elde yontma ilahmış!
Müminlere her daim, ilham vermiş o hakim!
Feyizleri vahiyden, mesnetleri kitapmış!

Belağatı bilmeyen, bu savaşı kaybeder!
Haktan ilham almayan, yalan yanlış sayd eder.
Bu sahanın galibi, cerbezeci değildir!
Cerbezeyle uğraşan, kör şeytana say eder!

Fazla kızıp köpüren, ekser haksız olandır!
Sükûnetli olanlar, işi doğru bilendir.
Lafazanlık yapana, rağbet etmez arifin,
Delil ile konuşan, galebeyle gülendir!

Devam eder cihadlar, yaşadıkça ins ve cin!
Hız kazanır o bazen, saldırınca bir “ladin”.
Bizler ehl-i imanız, müdafilik işimiz,
Nur satarız sadece, yok heybede gayz ve kin!

Öldürmeye gelenler, dirilmeli bizlerde!
Muhabbetten deryayız, kaybolmayız cüzlerde.
Eller yed-i beyzadır, yalnız dolu hidayet,
Sizler hakkı bulsanız, biz yaşarız sizlerde!

Bir tarafta bir güneş, bir tarafta yalnız mum!
Hak güneşi parlarken, gitmez muma bil umum!
Elbet söner yakında, yalancının mumları!
Güneş gibi hakikat, kendini eder tamim!
 
 
 
 
 
 

Cihat Şahin

 

 

 

iman ver Yarabbi

Ecel Yaklasiyor ölümden korkarim
Colugu Cocugu Basima Toplarim
Kazilir Mezarim Hazirdir Topragim
iman ver Yarabbi iman ver bize
-
Hoca okur Aci Aci Selahyi
Komsular Yapin siz Plav ile Helvayi
Bol Bol Anin Dünyada Mevlayi
iman Ver Yarabbi iman ver Bize
-
ilk Gece okunur Toprak Mevlidi
Komsular Sorar Oglu Kizi Geldimi
Bu Mefta Hayatta hic Güldümü
iman ver yarabbi iman ver bize
-
Mefta Yikanip Kefene konulur
Nasil Bilirdiniz Cemaate Sorulur
Yüzü Kibleye Mezara konulur
iman ver yarabbi iman ver bize
-
Cok Okuyun Arkamdan Fatihayi
Gidiyorum Size Biraktim Dünyayi
Hayat Bu iste Ben Kapattim Sayfayi
iman Ver Yarabbi iman ver bize
-
Konu Komsuya Tesekür ederim
Sirasi Geleni Ahirette Beklerim
Bu Dünyaya Fazla Temah Etmeyin
iman Ver yarabbi iman ver Bize
-
Dinleyin Dua okuyan Müezzini
iyi Bilin Yasamanin Kiymetini
Uzaklasin Hoca Yapsin Telkini
iman Ver Yarabbi iman Ver bize
-
Mezardan Boynu bükük Ayrilmayin
Yalan Dünyaya Fazla Sarilmayin
Arada Ziyaretime Gelin unutmayin
iman Ver yarabbi iman ver bize
-
özür Dilerim üzdüysem ben sizi
ibadet edin aman unutmayin Dininizi
Cok Seviyorum inanin Hepnizi
iman Ver Yarabbi iman ver bize
-
Calistim Bu Dünyada Hic Durmadan
Menundum Konu Komsumdan
Sirasi Geleni Azrail Aliyor Sormadan
iman Ver yarabbi iman ver bize
-
Bu Dünyanin Satafatina Kanmayin
ibadet edin Cehenemde Yanmayin
ölüm Bize Hic Gelmez Samayin
iman Ver Yarabbi iman Ver Bize
-
Hakkim Helaldir Bütün Dostlarima
Tövbe Ettim Dünyadaki Hatalarima
iste Kavustum Sükür Yüce Mevlama
iman Ver Yarabbi iman ver Bize
 
 
 
 
 
 

Tahsin Seherli


 

 

 

İman Edince (Takva)

 
Binlerce şükürler olsun Allaha
Yanlış
yola sapmaktan kurtuldum
Yaşarken bin bir türlü günaha
Gark olup yapmaktan kurtuldum

Geldim uyumuşum dalmışım rüyaya
Uğraş vermemişim kendimi ihyaya
Kötülüklerin anası dünya ya
Her gün tapmaktan kurtuldum

Vaz geçmedi teşvik eden şeytan
Her günahın altında odur yatan
Bizleri cehenneme gönderip atan
İblisin elini öpmekten kurtuldum

Kalbim kömür karası olmuş
Karalar zerre zerre kalbime dolmuş
Huzursuzluk ruhuma gelmiş
Yüreğime karalar çarpmaktan kurtuldum

Olasın inançlı ümmetten
Zevk haz alasın ibadetten
Bu dünyada iken ahiretten
İlelebet kopmaktan kurtuldum


22.11.2002
 
 
 
 
 

Ali Alper Durmuş


 

İman ile kabre girsen ordan cenneti görürsün

Zannetmeki yok oluştur ölüm ile kabre girmek
Ebediyete doğuştur beyaz kefene bürünmek
Yaradılış cilvedsidir her birisi bir istasyon
Sonsuza giden terenin mezar vagonuna binmek

Uyarıyor Kur-an ile, kul tedbiri alsın diye
Niçin yaradılmışız biz, biraz düşün acep niye
Ekileni biçeceğiz, tarlayı boş bırakmayın
Hidayeti veren Allah, akıl verdi abd ol diye

Bu dünyayı yutsan bile ancak kefen götürürsün
Kazancından zekat ayır oda seninle gömülsün
İslam için hizmet etki sana fatihalar gelsin
İman ile kabre girsen ordan cenneti görürsün
 
 
 
 
 
 

Abdurrahman Yıldız


 

 

Bütün Sermayem İman

Bu gün yaşıyorsam.
Kalbimde bir aşk taşıyorsam.
Hala kunuşuyorsam.
İmanın sayesinde...
***** *****
Hala güzel görebiliyorsm.
Hala güzel düşünüyorsam.
Hala bir ümit taşıyorsam.
İmanın sayesinde...
***** *****
Güzel yolardan gectiysem.
Güzel kokular hissetmişsem.
Güzel rüyalar görmüşsem.
İmanın sayesinde...
***** *****
Güzel hayalere dalmişsam.
Güzel sabahlar yaşamişsam.
Tatlı hüzünleri hissetmişsem.
İmanın sayesinde...
***** *****
Şelalelerın akışı beni çoşturmuşsa.
Kuşların zikri beni cennetlere götürmüşse.
Gelinciklerin seyri yüzümü güldürmüşse..
İmanın sayesinde...

2004Üsküdar/İst.
 
 
 
 
 
 

Nuri Yılmaz



 

 

İman gelir

Dünyayı toz pembe görüp bakan insan
Bir gün olur, gözlerine duman gelir.
Gençlik gitse inan, bilki ihtiyarsan
Takatın olmaz, dizlerine güman gelir.

Yıllar hep ömürden, su gibi gelir geçer
Sırası geleni yüce yaradan seçer.
Ağası paşası bu şerbeti içer
Bir gün olur uzaklardan selan gelir.

Sevdiklerin indirir, iki taşın altına
Toprağı kürek kürek, sepelerler
üstüne
Toprak sıkar seni, diyemezsin kastın ne
Hesap veremez isen, mezarına yılan gelir.

Kazandığın mal mülkün, hiç biri para etmez
Dünyada olan gücün, işte orada sökmez.
Zaman unutturur seni, kimseler bahsin etmez
Ne kardeş ne evlat, imdadan iman gelir.
 

Gökmen Sekin


 

 

İman Yoksa...

İman yoksa kâlbin boştur,
İman ıtır iman hoştur,
Davan kutsal durma koştur,
İman yoksa kâlbin boştur.

Bahçede türlü çiçekler,
Çiçeklerde var böcekler,
Kâlbini ne bilecekler,
İman yoksa kâlbin boştur.

Sular akar çağıl çağıl,
Koyunlarla dolu ağıl,
Koyunlara demiş sağıl,
İman yoksa kâlbin boştur.

Kuşlar konar dallara,
Hayret arı ballara,
Söz kâr etmez sallara,
İman yoksa kâlbin boştur....
 
 
 
 
 
 

Yusuf Önder Bahçeci


 

 

Kadere İman Ve Hayvan Sevgisi

Hak yolunda yorulan Seyfi Amca yatakta
Ayakları tutmuyor hak yolunda kaybetti
Eş dost ve konu komşu şimdi onun yanında
Helallik isteyerek koyulmuştu yollara

Seyfi Amca çok mertti bir o kadar sinirli
Alçakgönüllü derdim bir o kadar sertim der
Prangada ayağı zincirlerde bir eli
Hak yolunda savaştı kambur olan yüreği

Ölüm yaklaşacaktı o hep gülümsüyordu
Nasihatler bulunur sofrasında Seyfi'nin
Bir tabak yemek olsa dünyalar benim diyor
İsrafa kaçarlarsa sefillikler söylüyor

Sekrat anı yaklaştı kapıda yılan vardı
Herkes elinde birşey ona saldıracaktı
Seyfi Amca uyardı yazıktır hayvancağız
Emaneti burdaysa o sebeple burada

Bu sıcak havalarda kapatmayın etrafı
Rahat bırakın onu ürkütmeyin hayvanı
Ne yollar aştı geldi burda onun selamı
Su getirip serpinde o da gelsin kendine

Acıkmıştır mutlaka aç ayı oynamazda
Sütler sağın hayvana bayat vermeyin ona
Senin hakkın o sütler kısmeti böyle bildim
Doyursana karnını aklın başına gelsin

Emredilen ne ise ona uy sahtesizce
Haydi gözüm kapadım yanıma gel evladım
Sebep isen ölüme sana hiç darılmadım
Sen olmasan başkası olacaktı burada

Yılan ağlar olmuştu SeyfiAmca gel ona
Vazifeni uygula Hak'ka doğru uğruna
O yılan geliyordu Seyfi Amca yanına
Teslim etti Allah'a cennetlerin yoluna

Veda sana elveda Seyfi Amca sen bize
Bir sebep öğrettin ki sebepsizler dinleye
Hiçbirşey olamazdı sebepsiz bu dünyada
Sebep üstüne doğduk gideceğiz mutlaka

(Diyarbakır 17 08 2007)
 

Sadık Yahşi

 

 

 

 

İman

İman,
güneş gibi, karanlık günde,
Ruhumu derinden ısıtıp yaktı.
Gökte parıldayan yıldız türünden,
Şua'dan, Lema'dan süsler bıraktı.

Ruhumun ebedi hayat kaynağı.
Bir ömür sürecek canımım bağı.
Onunla oynaşıp deviri-çağı,
Silinmez biçimde izler bıraktı.

Doğ gönlüme, yayıl, diye söylendim.
Şeytan'a kin duydum; 'fısk'a
gücendim .
Nefis köprüsünden geçtim, bilendim.
Gülü san'at gören gözler bıraktı.

Yerde O! Gökte O! Sani-i Hakim!
Kainat elinde. Yalnız O Hâkim!
Batıl, Hakk'a karşı kalırken akim,
Zulmet, çukurundan sesler bıraktı.

Zaman tünelinde uçup giderken;
İnen ve yükselen yollar geçerken;
İman, bir şerbettir. Alıp içerken,
Dilimde, Nur gibi sözler bıraktı.

Kainat bir tılsım, muğlak, kapalı.
Her cisim yol alır yedi semalı.
Nurlar aynasına baktım bakalı,
Açıp da gördüğüm gizler bıraktı.


(15 Ocak 1992)
 

İbrahim Faik Bayav


 

 

İman kokan bir kalp var sende

iman kokan bir kalp var sende
bırakma kendini sakın nefsin eline
seytana dost olma gör haikakati
kula kul olma güzel kız marifet inan bunda

sen bilirim çok güzelsin kanma sakın buna
genclik bir ruya uyanacak nefsin bir gün
hakikat gizlidir nur cemalinde senin
sakın bu tabloyu bozma güzelim

bırak hayasızca dolaşıp nara atanları
kendini kızdan sayıp meze olanı
marifet her kapıdan gecmek degilki
magrifet hakın kapsından gecmek güzelim

ben sana asık oldum takva dolu hayatın
güzellik kalbinde tevazudur yasantın
bu güzellik senin bozma güzelim
bozupta seytana uyma güzelim

bahri kul sende gördü nurani bır sıfat
her bakısın inan huzurlu bir hayat
bende isterim senin gibi bir eş
rabbimden budur inan temennim
 

Bahri Karaçöl


 

 

 

İman ile Amel

Kimler geldi geçti bak bu
dünyadan ,
Kurtulamadı insanlar boş bir hülyadan,
Gerçeği görenler hoştur Mevla dan,
İman ile amel bütün efendim.

İman ettim deyip yan gelip yatma,
Tertemiz duyguna yalanı katma,
Amelsiz yaşarsan sofilik satma,
İman ile amel bütün efendim.

Eli boş varılmaz gidilen yere,
Günah yığınına tövbe bin kere,
Affın sonsuz Rabbim rahmetin vere,
İman ile amel bütün efendim.

Gövdesiz baş olmaz, parça bütünsüz,
Amelsiz bir iman kalbinde ünsüz,
Boran olur hayat, gövdense yünsüz,
İman ile amel birdir efendim.

Farzı vacibi bil, haramsa elem,
Rızanı
kazanıp ya Rab yanına gelem,
Yapılan her işi yazmakta kalem,
İman ile amel bütün efendim
 

İsa Özyurt


 

 

İman

Ey iman edenler yeniden iman ediniz!
Akıl, kalp ve beden, dille de ikrar ediniz.
İman bir antlaşmadır. İster hep ciddiyeti
Teslimiyet ilk şarttır. Göster samimiyeti
İman ettim. Kurtuldum. De ve hep uyanık ol.
Salih amelle süsle, günahın olmasın bol.
İman: Amel ve cihad. Görevlerini bil yap.
Allah bizi görüyor.
Yaşamını güzel yap.
Gören, bilen, işiten Sübhan Allahımız var.
Herşeye güç getiren, Kahhar yaratıcımız var.
İnandığımız Allah, Esma-ül Hüsnasıyla,
Kendini tanıttırır. Kainat kitabıyla.
İmanı gözden geçir, Allahı iyi tanı.
Kulluğunu güzel yap, harap etme dünyanı.
İman ki; Allah'a kul, Pergamberine ümmet,
Olmayı gerektirir, düşün! Ve icabet et.
Peygamber neler yapmış? Senin ne yapman lazım?
Kur'an ne anlatıyor? Neler yapmamız lazım?

Ahiret dedikleri nedir? Hiç düşündün mü?
Hesap , Cennet, Cehennem, imanımızın rüknü.
İmanını sorgula, sorgulanmadan
evvel ,
Eksikliklerini bil, Tövbe kapısına gel.
Allah affeder seni, Sen ona yönelirsen,
Uyma nefse, şeytana! Kur'an-la onları yen.
İnandıysan ispatla, Fikir ve yaşamınla,
Safını belli et. Söylem ve duruşunla.

İnsanları çok çok sev. yaratandan ötürü.
Peygamberin gibi ol. O ki, dünyanın gülü,
Küfrün karşısında sert, İnsana şefkatli ol.
Rahman ve Rahim Allah, Böyle gösteriyor yol.
İnsanları küfürden
korumaya hep çalış.
Kulların kulluğundan göster onlara çıkış.
İlla kul olacaksan, bak yol gösterir resul.
Allah'ki Rezzak, Malik, ona kul ol ve kurtul.
Müslümanları dost bil. Nerde olursa olsun.
Dertleri ile dertlen, nasıl olursa olsun.
Böyle söylenir bize. Kitabımız Kur'anda.
İnanır uygularsak, rahat ederiz huzurda.
Ölüm mü? bize haktır. Ona inanmalıyız.
İmanımız gereği. Hep hazır olmalıyız.
 

Ahmet Yoldaş


 

 

İman İnsanın Nuru

Zaman geçerde süzüle süzüle
Türküler söylenir ağıta göre
Öyle bir ok batar saplanır gönüle
Ölmeden konurda tabuta göre

Sefere çıkar gazası mübarek
Özünde imanı ahidi gerek
Cennette durur orta yerde direk
Muhammed’e komşu şehide göre

Bir rehber bul ki göstere ileri
Doğruda kaslında olmasın eğri
Yerde bir yıldız âlimin yeri
Gecenin sabahı mürşide göre

Besmeleyle başla kalmasın şeytan
Yalanı söyleme gerçeği baştan
Zarar gelir mi helal olan aştan
Allah bilir hüküm şahide göre

Allah’ın rızası gönlüne perçin
Yumuşak huylu ol olmada hırçın
Bedeni kalırda uçar güvercin
Allah’ın rahmeti meyyite göre

Resulün nesli kıyamete devam
Hak kaybolmazda batılla kavgam
İmanı korumak her zaman davam
Özde ona sevgi seyide göre

Öyle kuşan ki kalkanı kılıcı
Seversen elbet gönülde kalıcı
Her zaman veriver olma alıcı
Meydanı elbette yiğide göre

Söz alsan sahibi adama göre
Önce Allah değ, sonrası töre
Bin ziya ne olur gönülden köre
Görülür hesap bil vakide göre

Tövbeni eyle de bırak günahı
Her günün güzel olsunda sabahı
Kıyamet gününün yamandır vahı
Kuran’da hükümler ayete göre

Yunus bozmada yaptığın tövbeni
Azığın çoğalt boş verme heybeni
N’ olur azaptan azat eyle beni
Tek ümit ondaki merhamete göre
 
 
 
 
 
 

Yunus Akkale


 

 

İman Nimeti

İmandır hayatın özü ve ruhu,
Ruhsuz beden yıkık bir hâne olur.
İmandır âlemin aklı ve nûru,
Akılsız baş deli, divâne olur.

Kalp köşkünde iman olmazsa eğer,
İnsan denen saray yıkılır gider,
Harabelerinde baykuşlar öter,
Mâmur yerler birer virâne olur.

Nur gelince zulmet dürülür gider,
Ulvî hakikatler tecellî eder,
Kalmaz gönüllerde ne gam, ne keder,
Akıl nasıl buna bigâne olur?

İmanla yürekler kabarır taşar,
Alâ-yı illîyine yükselir beşer,
Gönül deryasına bir damla düşer,
Kalbin sedefinde dürdâne olur.

Kudret tezgâhında
hayat dokunur,
Nakışları iman ile okunur,
Şayet kâinatta olmasa o nur,
Gök kubbe yıkılır, harâbe olur.

Nur ile yanmazsa yıldızlar söner,
Ne nimet bulunur, ne rahmet iner,
Muhteşem saraylar zindana döner,
Mübârek mekânlar meyhane olur.

İmanla bulutlar hûşûya gelir,
“Arş” emrini alır, hareketlenir
Rahmet iner, toprak bereketlenir,
Bir tane atarsın, bin tane olur.

Selâmet, emniyet, rahmettir iman,
Elemsiz kedersiz,
lezzettir iman,
Hem sürur, hem nur, hem kuvvettir iman,
Nuruna güneşler pervane olur.
 

Abdil Yıldırım



 

 

Sazı iman etmiş kendi etmemiş

Koyunu melemiş seherde kalkmış.
Kuzu iman etmiş kendi etmemiş.
Tavuğu su içmiş mevlaya bakmış.
Kazı iman etmiş kendi etmemiş.

Canına güvenmiş fayda görmemiş
Resülü zi şani örnek almamış.
Aşik olmuş hak yolunu bulmamış
Sazı iman etmiş kendi etmemiş

Baba çalışmadan hazırda bulmuş.
Kardeşı zalime arkadaş olmuş
Anasının kalbi şehvetle dolmuş.
Kızı iman etmiş kendi etmemiş

Umut nefret eder bozuk düzenden
Yemeyi var beşyüz kulplu kazandan
Dilli doğru kendi yanlış ozandan
Sözü iman etmiş kendi etmemiş
 
 
 
 
 
 

Ozan Umut Suci


 

 

Sen ve İman

Demini alamazsa hecelerin,
Gün boyu ağlamaya durur düşüncelerin…
Gündüzün güneş doğar geçer de
Nasıl, söyle nasıl geçer gecelerin?

İşlerinin hiç yürümediği zamanlar olur
Durur, hatta hayatın akşında boğulur.
Umut bu ya; her defasında
Yine azminin elinden tutarak doğrulur

Bazen sana öyle ağır bir söz gelir
Onun ağırlığından boynun eğrilir
Hatta bırak ayakta ne varsa
Yetmez, azman bile devrilir

Bir hayalet
gemiye döner tebessümlerin
Ardı arkası kesilmez olur sitemlerin
Vicdanın eteği önüne oturup
Atılır tek tek hüzne düğümlerin…

Galebe çalsa da kalbinin doğruları
Başından eksik olmaz, aklının uğruları…
Hiç de öyle kolay çıkıp gitmez ki,
Bağrına saplanıp kalan nefsin kuşkuları

Zaman; ufalanıp giderken avuçlarından
Anlamını da kaybeder an be an…
Çok geç farkına varırsın benim gibi
O gün kaybettiklerine inan…

Bilinen ama beklenmeyen son
Ansızın gelip dayanır kapıya o an
Her neyin varsa akıp gider de elinden
Sadece bir sen kalırsın, varsa bir de iman

Antakya-251110
 

Hasan Kocamanoğlu


     
   

 

 

Hakiki İman ve Tövbe

Kurtuluşu bulmak sende,
Yaradılış sırrına varmak sende,
Kalbi huzura ermek sende,
İki cihan saadetine ulaşmak sende.

Bizden istenen sana gaip iken iman,
İman’ı yeis boşa giden iman,
Korku ile son anda yapılan bu iman,
Firavun’un son anda yaptığı iman.

Sırrı ilahi tecelli etmeden,
Her şey ayyuka çıkmadan,
Ölüm fermanın Azrail’e gelmeden,
Acele et ve iman ile şereflen.

Yarın kalk deyince Yüce Yaradan,
Bir tohum yeşerir gibi topraktan,
Kabirlerimizden yeşertecek bizi,
Kuyruk kemiğinde ki bir atomdan.

Dünya malına aldanıp da,
Her şeyi son nefese bırakma,
Uzun emelli olup da,
tövbeni son ana bırakma.

Hz. Peygamberin nazından,
Tövbe’i yeis kabul olur ama,
Sen yine de son ana bırakma,
Kork ezeli düşmanın Şeytandan.

Ne şerefli insandır o insan,
Kamil imanla inanan,
Cemali İlahi cennetine ulaştıracak,
O insanı, Yüce Yaradan.

13/12/2005

gaip: görünmeyen
İman`ı yeis: Ölüm anında korku ile yapılan iman.
Tövbe`i yeis: Ölüm anında müminlerce makamları gösterilmeden önce yapılan tövbe. Peygamberimizin duası, ilticası ile verilen ruhsat gereği kabul edilen tövbe.
 

Mehmet Serdar Ateş

 

 

 

İman Aklın Zaferidir

İMAN AKLIN ZAFERİDİR
Hüsn-ü Mutlak Hak’tır elbet.
Âzim Allah, tektir elbet
Hâlik Allah, yaratandır.
Kâdir Allah, var edendir.

Varlık Rabb’in eseridir.
İnkar kulun küfürüdür.
Küfre varmak olur mu hiç?
İman aklın zaferidir.

Melik Allah, mülk O’nundur.
Baki Allah, ölümsüzdür.
Rahim Allah, affedendir.
Kerim Allah, can verendir.

Can kıymetli, bilmek gerek.
Sonsuzluktur gerçek durak.
Zaman saatle ölçülmez.
Yaptığımız günü bölmek.

Evvel Allah, O hep vardır.
Âhir Allah, daim birdir.
Zâhir Allah, görünendir.
Bâtın Allah, aranandır.

Arayan kul bulacaktır.
O’ndan gayrı varlık yoktur.
Yoktan var edene yandık.
Yanan bir gün sönecektir.

Aliyy Allah, en yücedir.
Kebir Allah, kalbimdedir.
Latif Allah, lütfedendir.
Kahhar Allah, kahredendir.

Kahra layık olan kullar.
Hak’tan kahır bulurlar.
Merhametine sığınır,
Hiddetinden korkan kullar.

Hakim Allah, yönetendir.
Hafiz Allah, tek bilendir.
Hakem Allah, kalbi gören
Aziz Allah, derde derman.

Derttir aşığın ilacı.
Değil ayrılık kalıcı
Ölümden korkmayın sakın.
Vuslat ölümün amacı.




Kaviyy Allah, güç sendedir.
Metin Allah, acz bendedir.
Selam Allah, selam sana.
Gafur Allah, rahm et bana.

Alemlere rahmet Sen’den.
Geçebilsem tatlı candan.
Canım Sana varmak ister.
Işığını çekme benden.

Rahman Allah, Sen’i bildim
Kayyum Allah, yoldan geldim.
Rezzak Allah, rızık buldum.
Celil Allah, af umudum.

Affedensin ümitteyim.
Çağır beni de geleyim.
Varlığına muhtacım ben.
Sonsuzlukta bir gölgeyim.

Samed Allah, daima var.
Ehad Allah, kalbe doğar.
Bedi Allah, tek güzeldir.
Cami Allah, bir edendir.

Birliktir bizim kastımız.
Muhammet hak yoldaşımız.
Karanlıktan korkar olduk,
Hakk’a nurdan ulaşırız.

Sabur Allah, sabır verir.
Reşid Allah, kalbi bilir.
Muksit Allah, maksadımız.
Hadi Allah, tek dostumuz.

Dostun bahçesinde gezdik.
Bizden gayrısını ezdik.
Göremedik gerçeğini,
Ezilen aslında bizdik.

Şehid Allah, hep görendir.
Rabbim daima Muktedir.
Maliku’l Mülk, sahibimiz.
Hamid Allah, şükrederiz.

Kulun görevidir şükür.
Meyvesidir aklın fikir.
Dünya fani olsa bile.
Süsler onu elbet zikir.

Zikir nedir, Rabb’i anmak.
Hakkın ateşinde yanmak.
Cevaplar sonsuzda gizli.
Mesleğimiz soru sormak.
Hatice EĞİLMEZ KAYA

 

MUHAMMED’SİZ İMAN OLMAZ

Demişler ki; Allah bir-i
Söyleyenin Cennet yeri,
Unutmuşlar Peygamberi,
Muhammed’siz iman olmaz.

Kim söylerse böyle şeyler,
Yanlış eder, yalan söyler,
Kendi nefsin helak eyler,
Muhammed’siz iman olmaz.

Bir bukette gonca güldür,
Susuz çölde duru göldür,
Son zamanda, son Resüldür,
Muhammed’siz iman olmaz.

Misk-ü Anber kokusunda,
İsmi Cennet kapısında,
Amellerin tartısında,
Muhammed’siz iman olmaz.

Haktan gelen, O, na geldi,
Cümle alem rahmet bildi,
Tevhit O,nun la düzeldi,
Muhammed’siz iman olmaz.

İmanımın bölünmezi,
Amentünün silinmezi,
Bildiren O, bilinmezi,
Muhammed’siz iman olmaz.

Kemal değil, şartındandır,
Kurandaki son beyandır,
Can içinde kutlu candır.
Muhammed’siz iman olmaz.

Her mevsimde açan çiçek,
Huzur onunla gelecek,
Şaşmaz ölçü, budur gerçek,
Muhammed’siz iman olmaz.

Osman ARSLAN
(GAMLIOĞLU)
 

 

 

Aşkı İman Bilenler

Sürülsek de yurdumuzdan
Dem vurmadık derdimizden
Oralarda ardımızdan
Kovlayana gülüp geldik.

Savsatayı sözlemedik
Bulutları gözlemedik
Hurafeyi özlemedik
Karanlığı delip geldik.

Özümüzce sunumuz bu
Tuzumuz bu unumuz bu
Hak indinde konumuz bu
Aşkı iman bilip geldik

Girdik Hünkâr'ın koluna
Hor bakmadık hak kuluna
Gönlümüzü şah yoluna
Dilim dilim dilip geldik

Mayamız bu, suyumuz bu
En belirgin huyumuz bu
Hak indinde duyumuz bu
Nefsimizce ölüp geldik

Berraki'yim arzımız bu
Aşktan yana tarzımız bu
Hak indinde farzımız bu
Aşkı iman bilip geldik.
 
 
 
 
 
 

Berraki Hasan Öztürk



 

TECDÎD-İ ÎMÂN ve ŞEDDELİ AŞK

Büyükler kervanına, katılmak istiyorsan
Tecdîd-i îmân ile, şeddeli bir aşk gerek. (*)
İstersen sen de dene, bu olmadan o olmaz
Aşkla yanan her dile, şeddeli bir aşk gerek.

Ne olursun yozlaşma, kendi benliğin koru
Neden, niçin diyerek, her şeye sorma soru?
Vuslat özlemi ile, Kâbe, Ravza’ya doğru
Seherde esen yele, şeddeli bir aşk gerek.

Yıllar yılı güdüldük, yeter olalım güden
Böyle miydi bir düşün, o senin necip deden?
Açtı, açacak diye, bülbülü nâlân eden
Tan vakti açan güle, şeddeli bir aşk gerek.

Zamanı gelmeyince, bülbül ötmez gül solmaz
Ne yaparsanız yapınız, îmânsız kalpler dolmaz
Papağanlar misâli, kuru kuruya olmaz
Zikir çeken her kula, şeddeli bir aşk gerek.

Hazırlık yap o güne, usanmadan, bıkmadan
Hakk’a doğru tam yürü, sağa, sola akmadan
Dizginlenmiş bir hâlde, bentlerini yıkmadan
Coşup çağlayan sele, şeddeli bir aşk gerek.

Orada azık farklı, kurtarır sanma kese
Ne olursun tövbeni, bırakma son nefese
Canlı cansız öyle ki, yaratılmış herkese
Hem dosta hem de ele, şeddeli bir aşk gerek.

Günü gelince gökler, olacaktır dürülen
Gözlerde diken olma, gel sürme ol sürülen
Sevdiğinin uğruna, yolluk gibi serilen
Dosta götüren yola, şeddeli bir aşk gerek…

18/01/’12
Hanifi KARA

(*) Şedde: Arapça ve Farsçada bir harfi çift okuma demektir.
Şeddeli: Pekiştirme, altını çizerek, bastıra bastıra, daha çok önem verme
anlamında kullanılr. cerr, bürran, belleme... vs.
 

Hanifi Kara


dodurgabeyi.tr.gg
 
Facebook beğen
 
DODURGA BELDESİ
 
İlçe [değiştir]
Dodurga - Çorum ilinin ilçesi,

Diğer (kasba, köy, mahalleler) [değiştir]
Dodurga - Ankara ili Yenimahalle ilçesinin köyü/mahallesi (2008),
Dodurga - Afyonkarahisar ili Sandıklı ilçesinin köyü,
Dodurga (Hacıömerler) - Balıkesir ili Dursunbey ilçesinin köyü,
Dodurga - Bartın ili Ulus ilçesinin köyü
Yeni Dodurga - Bilecik ili Bozüyük ilçesinin köyü,
Dodurga - Bilecik ili Bozüyük ilçesinin Kasabası/Nahiye Merkezi
Dodurga - Bolu ilinin merkez köyü/mahallesi (2008),
Dodurga - Bolu ili Mudurnu ilçesinin köyü
Dodurga - Çankırı ili Çerkeş ilçesinin köyü
Dodurga - Çankırı ili Orta ilçesinin Kasabası,
Dodurgalar - Denizli ili Acıpayam ilçesinin Kasabası,
Dodurga - Muğla ili Fethiye ilçesinin köyü
Dodurga - Sinop ili Boyabat ilçesinin köyü Dodurga Barajı

Tödürge - Sivas ili Zara ilçesinin köyü, Tödürge Gölü

Dodurga - Tokat ilinin köyü
0507 8179799_ Ali Beylerbeyi
 
DODURGA TARİHİ:



Dodurganın Tarihi
Orta Asyadan gelen Türk kavimlerin Oğuz Boyunu teşkil eden oymakları arasında yine Büyük Türk Hakanı olan Oğuz Kağan’ın Nizam-ül Mülk yani dünya nizamının mülki idaresini ele geçirmek için altı oğlunu görevlendirdiği hüküm yer alır. Bunları iki kola ayırmıştır. Bunlar Üçoklar ve Bozoklardır, ayrıca bu iki kolun mensup olduğu ve aynı zamanda Oğuz Kağan’ın evlatları olarak varsayılan kişilerde ikiye ayrılır bunlar Denizhan, Dağhan ve Gökhan Üçoklar koluna, Yıldızhan, Ayhan ve Günhan ise Bozoklar koluna mensupturlar. Beldemiz kısaca Oğuzların Bozoklar kolunun Ayhan sancağına teşekkül eden Dodurga oymağına mensuptur. Tarihi Osmanlı ve Selçuklu yazıtlarında hatta Moğolların Anadoluyu istilasını kaleme alan Çin’in tarihi kaynaklarında da yer alan hatta Türk tarihçilerinde desteklediği bu teoridir. Beldemizin ismi Toturga, Totruga isimlerinin gelişmesiyle mükerrer olmuş sonuç itibariyle bugünkü halini almıştır. Dodurga kelimesinin menşei ise Kaşgarlı Mahmud’un “Divan-ü Lügat-it Türk” isimli eserinde Dudriaga olduğu görülmektedir. Kaşgarlıya göre bugünkü Çankırı yöresinin bulunduğu coğrafyada Dodurga beldesine verilen isim Osmanlı Padişahı II.Murad’ın hüküm sürdüğü 1451,1452 yıllarında kadı vekilliği yapmakta olan ve ulema adledilen Dudri ağa yada Bedri ağa isimli kişinin adından gelmiş olabileceği bahsedilmektedir. Yine bununla ilgili olarak ünlü Florensalı seyyah Pegalotti “La Pratica Della Mercatura” isimli eserinde Anadolu beyliklerinde olan iştiraklerinde bir Dudri Ağa’dan bahsetmektedir. Fakat Pegalotti’nin bahsettiği kişinin meskun bulunduğu coğrafi konum Kaşgarlı’nınkiyle bağdaşmamaktadır. Pegalotti’nin iki teorisi bulunmaktadır bunlardan ilki Dudri ağa’nın bugünkü Çankırı bölgesinde 1400’lü yıllarda yaşamış bir bilgin olması, ikinci teorisi ise Dudriağa olarak bilinen bir bölgenin bugünkü Sivas il sınırları içinde yer alan bir yöre adı olduğudur. Fakat tüm bu teorilere rağmen tarihçi ve birçok araştırmacının Çankırı ilinin Dodurga beldesinin ismi teşekkülünü Oğuzlardan aldığını varsaymaktadır. Bu olgu daha kuvvetlidir, çünkü büyük tarihi kaynak olarak bilinen Oğuzların Oğuzname isimli resmi belgesine göre Oğuz boy ve kolların ismi Oymakların ismi Selçukluların Anadolu’ya yerleşmesinden sonra yurt edindikleri bölgeler her oymak kendi adını vermiştir. Dolayısıyla tarihi süreçte göçebe olarak hayatlarını idame ettiren bu oymaklar çadır hayatından yerleşik hayata geçtiklerinde dolayısıyla Dodurga imside burada meskun bulunan oymağın ismi olması sebebiyle yerleşik düzende bölgenin ismi haline gelmiştir. Bunun yanı sıra Dodurga ismini taşıyan bugün çeşitli illerde 24 belde bulunmaktadır. Ayrıca 1520 ve 1566 yılları arasında hüküm sürmüş olan Kanuni Sultan Süleyman devrinde Dodurga Beldemiz Ankara’da bulunan Haymana sancağına bağlıydı fakat o devirde belde değil oymak olarak adlandırılmaktaydı. Yine bunlara ek olarak Türkolog olan İsveçli A.Vamberyan Anadolu oymaklarıyla ilgili bir liste hazırlamış bu listeye göre Dodurga beldemizin ismi Dodoung olarak yer almış yine o dönemlerde konsolosluk görevini yürüten General Petruseviç’in arşivlerinde de beldemizin ismi Doudougah olarak yer almıştır. Petruseviç’e göre Ankara’da meskun bulunan Gökmene sancağının en büyük nüfusa sahip Doudougah oymağıydı. (Dodurga hem Ankara’ya bağlı hem Haymana hem Gökmene sancaklarında bulunmaktaydı.) Petruseviç’e göre bu oymak 1880 yıllarında 4000 vergi nüfusuna sahipti. Ancak 4000 kişiyle adledilen Dodurga oymağının sadece beldemizle sınırlı olmadığı Ankara çevresinde bağlı diğer oymaklarında mensup olduğu bir teşekkül olduğu sanılmaktadır.
Dodurganın Damgası
Oğuz soyuna mensup 24 Oğuz boyunun ayrı ayrı damgaları bulunmaktaydı. Bugün nasıl ki her devlet dairesinin bir resmi mührü var ise Oğuzlarda da her boyun bir resmi mührü vardır. Dodurga beldemizin de Oğuzun yirmi dört boyundan birini teşkil etmesi sebebiyle bir mührü bulunmaktadır. (Bu mühür yukarıda verilmiştir.) Dodurganın mührü bir çok tarihçi tarafından değişik şekillerde tanımlanmıştır. Bugün tarihçilerce geçerli ve doğru kabul edilen aşağıda belirttiğimiz Kartal resmini andıran kafa ve kanat kısmının ima edildiği figürdür. Zaten Dodurga oymağının işaretide Kartal olarak adlandırılan kuş simgesidir.

Bu damgalar Selçuklu ve Osmanlı hanedanlıklarında resmi idarelerde kullanılır, kadı ve oymak beylerinin halkı yönlendirmeleri ve resmi yazıt tespitlerinde bu mühürler kullanıldığı söylenmektedir. Hatta bu mühürlerin benzerlerini Osmanlı padişahları ve devlet erkanına mensup kişilerde kullanmaktaydı.

Dodurganın İşareti
Dodurga oymağı aslında Türkî coğrafyanın bir çok yerine dağılmıştır. Bu oymaklar günümüz itibariyle siyasi, iktisadi ve kültürel anlamda birbirlerinden kopmuştur. Ancak tarihinde tarihinde değişmez bir parçası olan amblemini yani işaretini kaybetmemiştir. Buna en yakın örnek olarak bizde Dodurga oymanğının işareti olan Kartal figürünü Dodurganın Sesi isimli dergimizin amblemi olarak kullanmaktayız. Bunun yanı sıra Sivasın Dodurga mezrasındaki halk, Tokat’ın Turhal ilçesine bağlı Dodurga yaylasındaki köylüler, Amasya’nın Sarı Kurşun köyündeki Dodurga oymağına mensup birkaç aileden teşekkül olan halk, Tarsus bölgesinde yaşayan ve bugün Varsak Türkmenleri olarak adlandırılan Türkmen beylerinin mensup olduğu Dodurga oymağına dahil bütün beyliklerin hemen hemen hepsi Kartal figürünü kendi işaretleri kabul etmektedirler.
Değerli hemşehrilerimiz ; Dodurga beldemizle ilgili her şeyi güzümüzün yettiğince sizlere aktaracağız lakin bu çalışmalarda büyük çabalar sarf edilmektedir. Sizlerin desteğiyle birlikte bu güçlüklerin üstesinden geleceğimize inanmaktayız. Bu nedenle destek, öneri, özeleştirilerinizi bekliyoruz.

Dodurga Kelimesinin Anlamı
Dodurga kelimesini bugün kime sorsanız beldemizin adından ibaret olduğunu ifade edecektir. Fakat Dodurga kelimesi şayet Oğuz’un 24 boyunun Dodurga oymağının mensubiyetindeyse bir çoğumuzun bildiği gibi belde ismini oluşturmaktadır. Ancak Oğuznameye göre her oymağın bir adı ve bu adın bir anlamı ayrıca her oymağın bir işareti, damgası ve sayısı bulunmaktadır. Dodurga kelimesinin anlamıda bu noktada karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı kayıtları, Selçuklu arşivleri ve Türk Tarihi araştırıldığında ortak sonuç olarak Oğuz kaynaklarının nitelendirdiği anlam ortaya çıkmaktadır. Bu anlam şudur ki Dodurga demek; Ülke alan, zapt eden, Yurt tutan anlamını taşımaktadır. Tarihi kaynaklar irdelendiğinde 1040 yılında başlayan Selçuklu hanedanlığının kurulma aşamasındaki yıllarda büyük bir payeye sahip olmuşlardır. Bunun yanı sıra yine Anadolu Selçuklularının hüküm sürdüğü 1077-1308 yılları arasında Dodurga oymağı bugünün tabiriyle süvari öncü birlik olmuştur. Bu nedenle Dodurga’nın anlamı Ülke alan, Yurt edinen olarak tarihteki yerini almıştır.


 

 
Bugün 61 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol