ŞİİR,KULLUK:
KULA KULLUK YAKIŞMIYOR İNSANA
08.09.2011

Medet senden yeri göğü yaratan
Kula kulluk yakışmıyor insana
Yaratıpta şu dünyayı var eden
Kula kulluk yakışmıyor insana

Akıl ver kuluna şeytandan kaçsın
Kula değil yaradana el açsın
Doğruyu bilenler nasıl vaz geçsin
Kula kulluk yakışmıyor insana

Hem dalı budağı kolu yoksada
Ayağı kolları eli yoksada
Dertlerin dökmeye dili yoksada
Kula kulluk yakışmıyor insana

Hak emretmez ise hiç zarar gelmez
İnancı olmayan nasihat almaz
Toklar aç kalmazsa halden hiç bilmez
Kula kulluk yakışmıyor insana

Hüseyin'im gördü nice kulları
Haktan ayrılıpta giden yoılları
Kula kul olanın durur dilleri
Kula kulluk yakışmıyor insana
 
 
 
 
 
 

Hüseyin Parlakdemir



 

 

 

Kulluk


Allah’a tevekkül edemezse kul,
Emanet kuş bir incecik daldadır.
Hıyanet, kibirden, borçtan hali ol,
Resul’ün buyruğu bu mealdedir.

Hıyanet ki cana garez gütmektir,
Olur olmaz her çöplükte ötmektir,
En sonunda tükenmektir, bitmektir,
Tükenmenin tüm vebali kuldadır.

Kalbinde var ise zerrece kibir,
Girince sıkacak, sıkacak kabir,
Kul ömründe dememişse: Allah Bir!
Başa bela tezce gelir, yoldadır.

Borçların şekline bak iki türlü,
Kula borcu açık, Hakka örtülü,
Secde etmeyince kalp kalır ölü,
Arıların marifeti baldadır.

Besmele borç, oruç borçtur, namaz borç,
Kim diyor ki yetim hakkı olmaz borç,
Uyarsan Kuran’a sende kalmaz borç,
Borç kaldıran tatlı sözler dildedir.

Nefesin çıkıp ta girmediği an,
Var mı maldan, mülkten faydası olan?
Kul borcunu öde, Allah'a bağlan,
Kurtuluşun Kuran adlı güldedir.
 
 
 
 
 
 
 

Zülfikar Yapar Kaleli


 

 

Kul ve Kulluk




ey vaktimi çalan hırsız!
var mıdır senden daha arsız?
çık git düşünce ufkumun cennetinden
sual sorma bana Rabb-ın hikmetinden
sen değil miydin beni bende oyalayan,
değil miydin beni benden kovalayan?
huzurun huzurundayım şimdi git
git sonsuza değin orada bit.
ne güzelmiş bağı koparmak
geçerken seni nefs bağından

ya Rabb-ım kaybettiğim vaktimi
sana yönelerek geri getirmektir arzum
ancak böyle sahiplenecektir bana huzurum.
farkında olmadan bakarca bir ubûdetteyim
farkına vardım şimdi secdede
sıfırken sana huşuca ibadetteyim.
korktuğum acizliğimdir ateşin değil
rızana talibim Rabb-ım, cennetine değil! ! !
ne güzelmiş hürriyet,
geçerken sana kulluk çağından
 
 
 
 
 
 

Orkun Işık



 

 

Yüce Allah İnsanı Kulluk İçin Yaratmış

Sayısız nimetlerle bu dünyayı donatmış,
Yüce Allah insanı kulluk için yaratmış.
Eşrafı- mahlûk diye can evine ruh katmış
Yüce Allah insanı kulluk için yaratmış...

Her çeşit tadı alır, bir tek dil ile insan,
Bütün işleri yapar, bir çift el ile insan.
Kâinat ağacının cennet meyvesi insan,
Yüce Allah insanı kulluk için yaratmış...

Göz burun sair aza bu mükemmel tasarım,
“Toprak olup gidecek” diyen aklı aşarım
İnsan olmak kul olmak isyankâra şaşarım
Yüce Allah insanı kulluk için yaratmış...

Her şey bitmiş olsaydı şayet bir ölüm ile
Ne farkımız kalırdı taş, toprak, hayvan ile?
Üstün izzet, şerefle ayırmış şeytan ile
Yüce Allah insanı kulluk için yaratmış...

Ahret olmasa idi; insan israf olurdu,
Dünya israf olurdu, Cennet israf olurdu,
Meyve israf olunca ağaç israf olurdu,
Yüce Allah insanı kulluk için yaratmış...
 

Devlethan Yalvaç


 

 

Allah'a kulluk et hiç bir şeyi ortak koşma

Yüce Rabbime ibadet etmek görevimiz,
Allah'a kulluk et hiç bir şeyi ortak koşma.
İbadet eder isek cennet olur yerimiz,
Allah'a kulluk et hiç bir şeyi ortak koşma.

Allah'a ortak koşmayıp kendimizi verek,
Yaradan'a kulluk yapma şuuruna erek.
Biz de sahibimize
hizmet etmemiz gerek,
Allah'a kulluk et hiç bir şeyi ortak koşma.

İbadet şarttır ibadeti gereksiz görme,
Şeytanın sana hükmetmesine izin verme.
Yüce Rabbimize imanda zaaf gösterme,
Allah'a kulluk et hiç bir şeyi ortak koşma.

İbadet edene melekler bile bayılır,
İbadet edenlerin üstüne nur yayılır.
Kulluk yapma kulun asli görevi sayılır,
Allah'a kulluk et hiç bir şeyi ortak koşma.

Kul sahibine itaat etmek zorundadır,
Yusuf insanın kurtuluş yolu da bundadır.
Hak'ka kulluğun esasları yüce dindedir,
Allah'a kulluk et hiç bir şeyi ortak koşma.
 

Yusuf Tuna


 

 

 

Kulluk Edemedim

Dünyaya gönderdin Yüce Allah'ım
Verdiğin bir canla çalıştım durdum
Sevaptan çok arttı suçum günahım
İş işten geçince hep başa vurdum

İnancım tamamdı niyazım eksik
Yalvar yakarışım avazım eksik
Dünlerden bugüne namazım eksik
Dopdolu dünyada boş düşler kurdum

Kulluk edemedim yerli yerince
Yoluna kanayan yaram derince
Duamla diriliş rahat verince
Boşluğa dikilen koskoca surdum

Yaşamın morali bazen kederdi
Vakitli vakitsiz mutsuz ederdi
Kime yardım etsem sana ne derdi
Şeytanın beynini kemiren urdum

Geldi böyle gitmez ebedle ezel
Doğruyla yaşamak ne kadar güzel
Güzellikler gelsin kalbime özel
Viran kalmamalı bu gönül yurdum

Engin NAMLI 23:52 10.06.2010


 

 

Kulluk Destanı

 
Dağ gibi malla
yüklenmiş tezgah
Para pul sandım bir an kastını
Baktım dilinden düşmüyor Allah
Meğer anarmış her an dostunu

Tezgah başında el helal karda
Sevdalı gönlü her nefes yarda
Böylesi tüccar kalır mı darda
Bereketlenir bağı bostanı

Eksik olmaz dükkanda hareket
Her taraftan fışkırır bereket
Kulluk kalpte değişmez etiket
Görmedim ondan daha mestini

Dili devamlı Hakkı zikirde
Aklı dimağı hep bu fikirde
Zenginde sever onu fakirde
Var mı bu halden daha üstünü

Kulak ezanda akıl namazda
Gözü hep tazarruda niyazda
Baktı bana hadi gel birazda
Muhabbet ile doldur testini

Birlikte gider dünya ve ahret
Çakışırsa dünyayı tehir et
Ne kendini kaptır ne zehir et
Herkesle geçin gayet dostane

Bu muhabbete can nasıl doyar
Yüreği desen yirmi dört ayar
Hep dilini damağına dayar
Kalpten yazılır kulluk destanı

30 Ekim 2004
 
 
 
 
 

Esad Eşref

“ RABBİM HAKKIYLA KULLUK, EDEN KULLARINDAN ET “

Rabbim yaşantımızı, ters düşürme ilkemize
El ele, göz göze, diz dize, şek düşürme sevgimize
Ya-Rab huzur verir bakmak,
tatlı dilli güler yüze
Saygıyla eğilip öpmek, uzanan elleri güçsüze
Böyle kullarından olmak, Rabbim nasip eyle bize

Tıynetsizlik, harislik, sindirme bünyemize
Fırtınada küreksiz, salma derya denize
Ağlayanlardan etme, her daim gül de bize
Mübarek Resulünden, şefaat cümlemize
Rahmetinde şemsiyesiz, kalan kullarından et

Şu cennet ülkemize, hanemize bereket
Fedadır can yurduma, vatan için şahadet
Nasip eyle hidayet, huşu ile ibadet
Gaflet, dalâlet ile, hainliktende nefret
Düşkünlere merhamet eden kullarından et

Dertlere duçar etme, gösterme hiç bir yokluk
Varlık, sağlık ve sıhhat, Refah, huzur,
mutluluk
Cümlemize nasip et, gönder sen oluk, oluk
Haram lokma yedirme, haram aldırma soluk
Rabbim hakkıyla kulluk, eden kullarından et

Dip Not :

Sizde amin derseniz, Refah derki ne mutlu
Ömrünüz boyuncada, yaşarsınız hep kutlu

İçinize sinsinde, sizede vasıl olsun
Amin diyenlerdende, Allahım razı olsun.



Refah Torlak

 

 

 

Hakka Kulluk

Şu dünyada en güzel şey, bilirim ki mutlak Cennet,
Cenetti
kazanmak için, takvadır elbette servet,
Resulullahtan dileriz, bize eylesin şefaat,
Ey Allahım Cennetine, girenlerden eyle bizi,


Bana da sana da yeter, her kese açık kapısı,
Sıratı geçebildiysen, hazırdır Cennetin tapusu,
Paylaşmak ister elbette, onu müminlerin hepsi,
Ey Allahım Cennetine, girenlerden eyle bizi,



Cenneti hedefleyenler, hedefe kilitlenenler,
Dünyada gerçek manada, Hak rızası gözetenler,
Nasıl mahrum edilsinler, serde benliği silenler,
Ey Allahım Cennetine, girenlerden eyle bizi,


Gerçek
mutluluğu bulur, Cennete vasıl olanlar,
Yok yok olduğu tek yer, nasıl mutlu olmasınlar,
Kurtuluşu yanlız Hak da, Hakka kullukta bulanlar,
Ey Allahım Cennetine, girenlerden eyle bizi,
 

Sinan Karakaş

 

 

 

Kulluk

Rabbim! Emanet ettin bize canımızı,
Senden başkasına eğilmeyiz,
Sana secde eden alnımızı,
Ölünceye dek, yerden kaldırmayız.

Rabbim! Biz aciz kullarız,
Acizliğimizi her an dile getiririz,
Senin yüceliğini ve ilmini,
Bütün kainâta haykırırız…

Rabbim! Biz, insanız hata ederiz,
Hatamızı anlayınca da tevbe ederiz,
Biliriz ki; tövbemizi geri çevirmezsin,
Mü’minin duasına icabet edersin.

Rabbim! Yer, gök bütün mahlukât;
Seni tespih eder yaşayarak,
Göz bebeğimiz seni haykırır,
Ufuklardan doruklara bakarak…


Rabbim! Ancak sana ibadet ederiz,
Senin verdiğin helal rızktan yeriz,
Haram olanlara yönümüzü dönmeyiz,
Su gibi yatağımıza akıp gideriz…

Rabbim! Beni, ailemi ve bütün inananları;
Dünyanın dört bir yanında çile çekenleri,
Senin rızan için, bir çekirdek dikenleri,
Koru ve merhamet et, seni tespih edenleri…

Rabbim! Ben, sana kul olmak istiyorum,
Bu isteğimi iliklerimde hissediyorum,
Gece, gündüz sana duâ ederek;
Rabbim! Kulluğumu kabul et diyorum.

08. 11. 2007
Sazlıdere
Akdağmadeni
 
 
 
 
 
 

 

 

İdris Çetin


 

 

 

Yaradana Kulluk Etmeliyim Ben

Bu Kainat, Dünya her gün dönüyor,
Hepsi bir boşlukta gezip duruyor,
Gözüm bunları hep bakıp görüyor,
Yaradana kulluk etmeliyim ben,

Canlılar doğupda tekrar ölüyor,
Tıpış tıpış ayaklanıp yürüyor,
Milim milim boy veripte yürüyor,
Yaradana kulluk etmeliyim ben,

İbret almalıyım yalan dünyadan,
Bu kadar varlıktan, bu kadar candan,
Yarın Hakkın huzuruna varmadan,
Yaradana kulluk etmeliyim ben.

Her şeyler bitiyor bak hep şu yerden,
Bu kadar rızık, bitki, yağmur kimden,
Zorum yok benim Aklımla, fikrimden,
Yaradana kulluk etmeliyim ben.

Bakarım hep Göğe, güneşe,yere,
Niğmet dolu bağ, bahçe, dere, tepe,
Şaşıpta gitmem asla başka yöne,
Yaradana kulluk etmeliyim ben.

Çok yanlış yollara saplandım kaldım,
Kendimi doğru yapıyorum sandım,
Sonunda murada erdirdi ALLAH'ım 
Yaradana kulluk etmeliyim ben.

Kullar bana doğruyu göstermedi,
Onlar bana Hakkı aşkı demedi,
Onlar beni istemedi sevmedi,
Yaradana kulluk etmeliyim ben,

Zengin olsa idim hep severlerdi,
Ne düzenler, ne planlar dönerdi,
Her şeyi bana Hak gösterdi verdi,
Yaradana kulluk etmeliyim ben.

Şükür edeceğim hep Yaradana,
Bu güzel aşkı, nuru verdi bana,
Artık hep kulluk etmeliyim ona,
Yaradana kulluk etmeliyim ben.

Bu kadar rüya bu kadar, ibretler,
Bu kadar varlık, bu kadarhikmetler,
Gözüm görür gerçeği seyreder,
Yaradana kulluk etmeliyim ben,

Gerçek iyi olan ancak Yaradan,
Onu gördüm ben, anladım dünyadan,
Ayrılamam asla artık hiç ondan,
Yaradana kulluk etmeliyim ben.

Doğru olupda doğru gitmeliyim,
Mevlamı öğrenip de bilmeliyim,
Ben Muhammedi, Hakkı sevmeliyim,
Yaradana kulluk etmeliyim ben.

Sessiz sakin bir yaşamım olmalı,
Gönlüm Mevlasını her an bulmalı,
İçimdeki iman, nur hep yanmalı,
Yaradana kulluk etmeliyim ben.

İslam ne derse ona uymalıyım,
Zekatı verip, Oruç tutmalıyım,
Beş vakit namazım kılmalıyım,
Yaradana kulluk etmeliyim ben.

Çok merhametli, cömert olmalıyım,
Fakire, düşküne acımalıyım,
Kullara hep iyilik yapmalıyım,
Yaradana kulluk etmeliyim ben.

Küçük aşık bu nuru Hak tan alır,
Sanmayın dünya kötülere kalır,
Her yaşayan canlı gün gelir ölür,
Yaradana kulluk etmeliyim ben.
 

Adem Gültekin


 

 

 

Kulluk

 
 
Kimi insanlar olmuş nefsine kul;
Kimine hükmediyor mal-mülk,
para-pul.
Bütün ilahları terk ederek sen,
Allah’a kul ol da kölelikten kurtul!
 
 
 
 
 
 

Latif Batı


 

 

Kula Kulluk Etme Oğul

Budur sana vasiyetim
Kula kulluk etme oğul.
Öksüz düşsen,kalsan yetim
Kula kulluk etme oğul.

Kula kulluk etme oğul
Gayrıya kin gütme oğul.

Dünya kadar mal verseler
Paşam deyip yol verseler
Pirim deyü el verseler
Kula kulluk etme oğul.

Kula kulluk etme oğul
Gayrıya kin gütme oğul.

Doğruları söyle yüze
Hile yapıp girme göze
Aldanıp bir tatlı söze
Kula kulluk etme oğul.

Kula kulluk etme oğul
Gayrıya kin gütme oğul.

Temiz olsun her niyetin
Sermayendir haysiyetin
Sade varlığınla yetin
(Helal ekmeğinle yetin)
Kula kulluk etme oğul

Kula kulluk etme oğul
Gayrıya kin gütme oğul.


 
 
 
 
 
 
Ercan Demirci

 

 

 

Kulluk

 
 
Kula kulluk yapanlar,
Onun kölesi olurlar
Özgürlüklerini,iradelerini,
Kaybettikleri için
Sürekli hüsrana uğrarlar.
Günümüzde insanlar,
Farklı kişilere kulluk yaparlar.
Ana,baba atalar,
Bazen yakın akrabalar,
Öğretmenler,liderler,
Yazarlar,sanatçılar,
Artistler,şarkıcılar,
Kulluk yapılan varlıklar.
Bazen gelenek,görenekler,
Sorgulanmadan dayatılan töreler,
Kulluğu teşvik ederler.
Bazen mala,paraya,
Kulluk yapanlar da var.
Bazen mevki sahipleri,
Zenginler,işverenler,
Yönettikleri kişilerin,
Sürekli itaatini bekler,
Onları kulu gibi görürler.
Bizi yaratan,var eden,
Akıl nimetiyle şereflendiren Allah,
Bize sorumluluklar yüklüyor.
Sadece yüce Allah’a,
Kulluk edenler felaha,
Kavuşacaklar mutlaka,
Ona şirk koşanlarsa,
Uğrayacaktır hüsrana.
 
 
 
 
 
 

Kemal Tekir


 

 

Kulluk Eyle İnsan Oğlu

Aldanma sen insanoğlu:
Dünyanın nimetlerine.
Aniden azrail gelir:
Bakmaz gözünün yaşına...

Dünya bir müsafirhane:
Ebedi burda kalınmaz.
Karun kadar zengin olsan:
Malın, mülkün fayda vermez.

Bilmelisin insan oğlu:
Niçin geldin bu aleme?
İbadetini tam iyle:
Sakın koyverme yarına.

Mallar, mülkler hepsi gider.
Seninle amelin kalır.
Cok geçmeden bilesinki:
İsmin,cismin unutulur..

Kim ne götürdü dünyadan?
Haberin varmı ukbadan?
Haya eyle Zülcelalden:
Kulluk eyle insan oğlu.
19.03.2006
 
 
 
 
 
 

Ali Sandıkçıoğlu


 

 

Kulluk

Gece, benliğimizi boğmadan
Gözler karatoprağa
Sürme olmadan
Bir uyanıştır bu
Dağlar atılmadan
Gökler delinmeden
Yerler sarsılmadan
Seher sularına
Bir kutlu dalıştır bu.

Bütün belalara sabredip
''Yar elinden zehir olsa
İçerim.'' Deyip
Başını şanlı yolda
Feda etmektir bu
Bütün itirazları
Lime lime ederek
Rıza tepelerinde
bir boyun büküştür bu.

Günahları yanına alarak
Ümit kapısına mıhlanarak
Yaşlı ve keskin gözlerle
Bir Nasuh kalbidir bu
Nefs-i emmareye
Göz açtırmayıp
Usanmadan, günübirlik
Yumruk atma işidir bu.

Zalimin zulmüne karşı
Bütün doğruları
Bir tokat gibi, yüzüne
Vurabilme işidir bu
Yakılan Nemrud narına
Dupduru sevdalarla
Hz. İbrahim gibi
Atılma işidir bu.

Raflarda eskiyen ve tozlanan
Sevgiliden bize
En güzel hediye olan
''Muhteşem mektub'u'' alarak
Yüzümüze, gözümüze sürerek
Feyzle okuma işidir bu
İnsan yiyen hayatın
Korkunç okyanuslarında
Havz-ı Kevser sahibini
Kaptan-ı Derya yapma işidir bu.

Büyüklük taslamadan
Kardeşlik ikliminde
İnsan sevme sanatıdır bu
Vazife şuuruna vararak
Herşeyden önce kendimizi
Yargılama okuludur bu.

İbrahim Hocam,
Ne güzel dile getirir;
''Kulluk, ister sağından oku
İster solundan, her zaman kulluk
Daim kulluk.
 
 
 
 
 
 

Sadullah Celik


 

 

 

Kulluk Görevi

Çıktım memleketimin yaylasına ne güzel yayla,
Yurdumun her köşesi birbirinden âlâ.
İndim ovasına engin bir ova,
Hak yaratmış
güzelliklerle dolu doğa.
Rabbimiz yaratırsa güzel yaratır,
Kâinatın dört bir yanını güzelce donatır.
Biz insanoğluna verişmiştir her şeyi;
Yaratan’ın varlığını bize hatırlatır.
İnsanlık âlemine bu nimetleri vermiştir,
Her bir şeyleri aşikâr ortaya sermiştir.
Rabbimiz hüznü, neşeyi ve dertleri de vermiştir
Bu kadar bol nimetin bilelim kıymetini.
Eğer bilmez isek kadir kıymet,
Yakamızdan eksilmez ne acı, ne dert.
Olsa da zenginlik, varlıklarla servet;
Allah yedirmez bilmez isek kıymet,
Yemelere, içmelere,uyumaya bile gideriz hasret.
Rabbimiz şükür sana, hamd sana,
Her şeyleri bağışladın biz insanoğluna.
Biz de karşılığını vermeye çalışalım;
Sana hakkınca kul olmaya çalışalım.
 

Metin Akdeniz



 

 

Bu Devirde Kula Kulluk Yakışmaz

Akıllı
ol biraz Nolur çok bilmiş,
Önce düşünki açlıktan kim ölmüş,
Allahın kulları kula kul olmuş,
Bu devirde Kula kulluk yakışmaz.

Yalakalar para pula can adar,
Bize yeter karın tokluğu kadar,
Ağa çoban olmuş sürüyü güder,
Bu devirde Kula kulluk yakışmaz.

Çok
 
kazanmak gözü açların nispeti,
Ancak Allah verir alır kısmeti,
Haykırsamda kimse kulak asmadı,
Bu devirde Kula kulluk yakışmaz.

Çok görmeyin biraz indim derine,
Halden bilmez kıymet bilmez sürüne,
Varsa parası koysun munasip yerine,
Bu devirde Kula kulluk yakışmaz.

Üç kuruşu olan kesilir aslan,
Kendi çalar kendi söyler
desende uslan,
Minnet etme nedirki çöpe yaslan,
Bu devirde Kula kulluk yakışmaz.

Ne yapalım sen zenginsen ben fakir,
Veysel derki bu halime çok şükür,
İnsana zulmeden lanete tükür,
Bu devirde Kula kulluk yakışmaz.
 

Veysel Şimşek



 

 

Kula Kulluk Yapmadım

Ondan başkasına tapmadım
Şeytani yollara sapmadım
Fani dünya nimetleri için
Kula kulluk yapmadım

Namertlerin yatağında yatmadım
Dost bildiklerimi asla satmadım
Sıkıntılı olduğum anlarda bile
Sevdiklerime kaşlarımı çatmadım

Yaradana kulluk yaparken bıkmadım
Abdestsiz evden hiç çıkmadım
Allah rızası için olan birlikteliklerde
Gönül dostlarımı sıkmadım.
27/Nisan/2008
 

İbrahim Halil Demir


dodurgabeyi.tr.gg
 
Facebook beğen
 
DODURGA BELDESİ
 
İlçe [değiştir]
Dodurga - Çorum ilinin ilçesi,

Diğer (kasba, köy, mahalleler) [değiştir]
Dodurga - Ankara ili Yenimahalle ilçesinin köyü/mahallesi (2008),
Dodurga - Afyonkarahisar ili Sandıklı ilçesinin köyü,
Dodurga (Hacıömerler) - Balıkesir ili Dursunbey ilçesinin köyü,
Dodurga - Bartın ili Ulus ilçesinin köyü
Yeni Dodurga - Bilecik ili Bozüyük ilçesinin köyü,
Dodurga - Bilecik ili Bozüyük ilçesinin Kasabası/Nahiye Merkezi
Dodurga - Bolu ilinin merkez köyü/mahallesi (2008),
Dodurga - Bolu ili Mudurnu ilçesinin köyü
Dodurga - Çankırı ili Çerkeş ilçesinin köyü
Dodurga - Çankırı ili Orta ilçesinin Kasabası,
Dodurgalar - Denizli ili Acıpayam ilçesinin Kasabası,
Dodurga - Muğla ili Fethiye ilçesinin köyü
Dodurga - Sinop ili Boyabat ilçesinin köyü Dodurga Barajı

Tödürge - Sivas ili Zara ilçesinin köyü, Tödürge Gölü

Dodurga - Tokat ilinin köyü
0507 8179799_ Ali Beylerbeyi
 
DODURGA TARİHİ:



Dodurganın Tarihi
Orta Asyadan gelen Türk kavimlerin Oğuz Boyunu teşkil eden oymakları arasında yine Büyük Türk Hakanı olan Oğuz Kağan’ın Nizam-ül Mülk yani dünya nizamının mülki idaresini ele geçirmek için altı oğlunu görevlendirdiği hüküm yer alır. Bunları iki kola ayırmıştır. Bunlar Üçoklar ve Bozoklardır, ayrıca bu iki kolun mensup olduğu ve aynı zamanda Oğuz Kağan’ın evlatları olarak varsayılan kişilerde ikiye ayrılır bunlar Denizhan, Dağhan ve Gökhan Üçoklar koluna, Yıldızhan, Ayhan ve Günhan ise Bozoklar koluna mensupturlar. Beldemiz kısaca Oğuzların Bozoklar kolunun Ayhan sancağına teşekkül eden Dodurga oymağına mensuptur. Tarihi Osmanlı ve Selçuklu yazıtlarında hatta Moğolların Anadoluyu istilasını kaleme alan Çin’in tarihi kaynaklarında da yer alan hatta Türk tarihçilerinde desteklediği bu teoridir. Beldemizin ismi Toturga, Totruga isimlerinin gelişmesiyle mükerrer olmuş sonuç itibariyle bugünkü halini almıştır. Dodurga kelimesinin menşei ise Kaşgarlı Mahmud’un “Divan-ü Lügat-it Türk” isimli eserinde Dudriaga olduğu görülmektedir. Kaşgarlıya göre bugünkü Çankırı yöresinin bulunduğu coğrafyada Dodurga beldesine verilen isim Osmanlı Padişahı II.Murad’ın hüküm sürdüğü 1451,1452 yıllarında kadı vekilliği yapmakta olan ve ulema adledilen Dudri ağa yada Bedri ağa isimli kişinin adından gelmiş olabileceği bahsedilmektedir. Yine bununla ilgili olarak ünlü Florensalı seyyah Pegalotti “La Pratica Della Mercatura” isimli eserinde Anadolu beyliklerinde olan iştiraklerinde bir Dudri Ağa’dan bahsetmektedir. Fakat Pegalotti’nin bahsettiği kişinin meskun bulunduğu coğrafi konum Kaşgarlı’nınkiyle bağdaşmamaktadır. Pegalotti’nin iki teorisi bulunmaktadır bunlardan ilki Dudri ağa’nın bugünkü Çankırı bölgesinde 1400’lü yıllarda yaşamış bir bilgin olması, ikinci teorisi ise Dudriağa olarak bilinen bir bölgenin bugünkü Sivas il sınırları içinde yer alan bir yöre adı olduğudur. Fakat tüm bu teorilere rağmen tarihçi ve birçok araştırmacının Çankırı ilinin Dodurga beldesinin ismi teşekkülünü Oğuzlardan aldığını varsaymaktadır. Bu olgu daha kuvvetlidir, çünkü büyük tarihi kaynak olarak bilinen Oğuzların Oğuzname isimli resmi belgesine göre Oğuz boy ve kolların ismi Oymakların ismi Selçukluların Anadolu’ya yerleşmesinden sonra yurt edindikleri bölgeler her oymak kendi adını vermiştir. Dolayısıyla tarihi süreçte göçebe olarak hayatlarını idame ettiren bu oymaklar çadır hayatından yerleşik hayata geçtiklerinde dolayısıyla Dodurga imside burada meskun bulunan oymağın ismi olması sebebiyle yerleşik düzende bölgenin ismi haline gelmiştir. Bunun yanı sıra Dodurga ismini taşıyan bugün çeşitli illerde 24 belde bulunmaktadır. Ayrıca 1520 ve 1566 yılları arasında hüküm sürmüş olan Kanuni Sultan Süleyman devrinde Dodurga Beldemiz Ankara’da bulunan Haymana sancağına bağlıydı fakat o devirde belde değil oymak olarak adlandırılmaktaydı. Yine bunlara ek olarak Türkolog olan İsveçli A.Vamberyan Anadolu oymaklarıyla ilgili bir liste hazırlamış bu listeye göre Dodurga beldemizin ismi Dodoung olarak yer almış yine o dönemlerde konsolosluk görevini yürüten General Petruseviç’in arşivlerinde de beldemizin ismi Doudougah olarak yer almıştır. Petruseviç’e göre Ankara’da meskun bulunan Gökmene sancağının en büyük nüfusa sahip Doudougah oymağıydı. (Dodurga hem Ankara’ya bağlı hem Haymana hem Gökmene sancaklarında bulunmaktaydı.) Petruseviç’e göre bu oymak 1880 yıllarında 4000 vergi nüfusuna sahipti. Ancak 4000 kişiyle adledilen Dodurga oymağının sadece beldemizle sınırlı olmadığı Ankara çevresinde bağlı diğer oymaklarında mensup olduğu bir teşekkül olduğu sanılmaktadır.
Dodurganın Damgası
Oğuz soyuna mensup 24 Oğuz boyunun ayrı ayrı damgaları bulunmaktaydı. Bugün nasıl ki her devlet dairesinin bir resmi mührü var ise Oğuzlarda da her boyun bir resmi mührü vardır. Dodurga beldemizin de Oğuzun yirmi dört boyundan birini teşkil etmesi sebebiyle bir mührü bulunmaktadır. (Bu mühür yukarıda verilmiştir.) Dodurganın mührü bir çok tarihçi tarafından değişik şekillerde tanımlanmıştır. Bugün tarihçilerce geçerli ve doğru kabul edilen aşağıda belirttiğimiz Kartal resmini andıran kafa ve kanat kısmının ima edildiği figürdür. Zaten Dodurga oymağının işaretide Kartal olarak adlandırılan kuş simgesidir.

Bu damgalar Selçuklu ve Osmanlı hanedanlıklarında resmi idarelerde kullanılır, kadı ve oymak beylerinin halkı yönlendirmeleri ve resmi yazıt tespitlerinde bu mühürler kullanıldığı söylenmektedir. Hatta bu mühürlerin benzerlerini Osmanlı padişahları ve devlet erkanına mensup kişilerde kullanmaktaydı.

Dodurganın İşareti
Dodurga oymağı aslında Türkî coğrafyanın bir çok yerine dağılmıştır. Bu oymaklar günümüz itibariyle siyasi, iktisadi ve kültürel anlamda birbirlerinden kopmuştur. Ancak tarihinde tarihinde değişmez bir parçası olan amblemini yani işaretini kaybetmemiştir. Buna en yakın örnek olarak bizde Dodurga oymanğının işareti olan Kartal figürünü Dodurganın Sesi isimli dergimizin amblemi olarak kullanmaktayız. Bunun yanı sıra Sivasın Dodurga mezrasındaki halk, Tokat’ın Turhal ilçesine bağlı Dodurga yaylasındaki köylüler, Amasya’nın Sarı Kurşun köyündeki Dodurga oymağına mensup birkaç aileden teşekkül olan halk, Tarsus bölgesinde yaşayan ve bugün Varsak Türkmenleri olarak adlandırılan Türkmen beylerinin mensup olduğu Dodurga oymağına dahil bütün beyliklerin hemen hemen hepsi Kartal figürünü kendi işaretleri kabul etmektedirler.
Değerli hemşehrilerimiz ; Dodurga beldemizle ilgili her şeyi güzümüzün yettiğince sizlere aktaracağız lakin bu çalışmalarda büyük çabalar sarf edilmektedir. Sizlerin desteğiyle birlikte bu güçlüklerin üstesinden geleceğimize inanmaktayız. Bu nedenle destek, öneri, özeleştirilerinizi bekliyoruz.

Dodurga Kelimesinin Anlamı
Dodurga kelimesini bugün kime sorsanız beldemizin adından ibaret olduğunu ifade edecektir. Fakat Dodurga kelimesi şayet Oğuz’un 24 boyunun Dodurga oymağının mensubiyetindeyse bir çoğumuzun bildiği gibi belde ismini oluşturmaktadır. Ancak Oğuznameye göre her oymağın bir adı ve bu adın bir anlamı ayrıca her oymağın bir işareti, damgası ve sayısı bulunmaktadır. Dodurga kelimesinin anlamıda bu noktada karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı kayıtları, Selçuklu arşivleri ve Türk Tarihi araştırıldığında ortak sonuç olarak Oğuz kaynaklarının nitelendirdiği anlam ortaya çıkmaktadır. Bu anlam şudur ki Dodurga demek; Ülke alan, zapt eden, Yurt tutan anlamını taşımaktadır. Tarihi kaynaklar irdelendiğinde 1040 yılında başlayan Selçuklu hanedanlığının kurulma aşamasındaki yıllarda büyük bir payeye sahip olmuşlardır. Bunun yanı sıra yine Anadolu Selçuklularının hüküm sürdüğü 1077-1308 yılları arasında Dodurga oymağı bugünün tabiriyle süvari öncü birlik olmuştur. Bu nedenle Dodurga’nın anlamı Ülke alan, Yurt edinen olarak tarihteki yerini almıştır.


 

 
Bugün 2 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol