|
|
|
Huzur
Ömür nehri içinde her nefesim bir veri
Yaşananlar film değil dönülmez artık geri
Benim gibi kâtipten olur mu gönül eri?
Huzur denen kollarla ben yari saramadım.
Doymak nedir bilmiyor bizim köhne serseri
Karanlık bir köşede aç kalsın bundan keri
Verdiği sözle bağlı aşkı ervahtan meri
Huzur denen mirasla ruhumu aramadım.
Adımızla ayrıldık isimsiz aynı seri
Elde okuyla mızrak fetihe koşar çeri
Koyun kurtla gezerek arzı kaplasa peri
Huzur denen duayla kimseye yaramadım.
Sanki balığa benzer pul pul bendeki deri
Çölü umman sanarak bitti gözümün feri
Dilim biraz uzadı topladım cümle şeri
Huzur denen hamurla birliği karamadım.
Dolaştım gece gündüz bedeni gökle yeri
Talebin zor dediler olmazsa alın teri
Çalışıp çabaladım doğduğum günden beri
Huzur denen mürşide bir türlü varamadım.
13.09.2012
Ahmet Çelik
HUZUR
Dipsiz bir Karanlık kuyuda mısın?
Kaç seneler geçti, nerdesin? Huzur.
De hele! Asırlık uykuda mısın?
Çile beni seçti, nerdesin? Huzur.
Her bir yanı aldı bitler, böcükler,
Alime us verir aklı gücükler,
Yumurtadan yeni çıkan cücükler,
Kanatlandı, uçtu, nerdesin? Huzur.
Ruhumda açıldı kara delikler,
Gözyaşımı almaz oldu oluklar,
Her gün kanımızı emdi sülükler,
Bardak bardak içti, nerdesin? Huzur.
Bir gün yüze gülüp, çıkmadın arka,
Nefaset çağlarım verildi çarka,
Yaşımız elveda ederken kırka,
Gençlik elden kaçtı, nerdesin? Huzur.
Nasibimiz yok mu hiç senden yana?
Bizim çeşmeye mi kapalı vana,
Hasreti tarifsiz Metin’in sana,
Kahır; ömrü biçti, nerdesin? Huzur.
12.09.2012
Huzur
Yatarım uyku girmez gözlerime
İçimdeki sızı,kalbimin derinliklerinde
Bu dünyanın çilesi bende
Bir tatlı huzur bulamadım.
Yaratana dua ederken
Gecenin karanlığı üstüme çökerken
İyi gün dostları tokat vururken
Bir tatlı huzur bulamadım.
Hakkı olmayana el atarken
Ferdi çıkarlar önde tutulurken
Toplum öz değerlerini yitirirken
Bir tatlı huzur bulamadım.
Rüşvete isim koymuşlar hediye
Benim işimi yap diye
Uğraşır dururuz haram’ı sevdirmeye
Bir tatlı huzur bulamadım.
Çocuklarımızın yarınları çalınırken
Ümütleri ellerinden alınırken
Düşene yar bulunmaz derken
Bir tatlı huzur bulamadım.
Bilgin
HUZURA YOLCULUK
Sevginin yüreğini kırdım!
Darılmayın bana,
Yüreğimden vurgun yediğimdendir
Hep köşe bucak kaçtığım...
Sevdanın ikliminde
Acziyet ateşiyle yandım.
İhanetlerin pençesinde
Çileye uyandığımdandır
Gönlümü taşlara çarptığım...
Yücelerin tutkusuyla
Yükseklere sıçradıkça
Tutunduğum dallar kırıldığındandır
Yerin dibine geçtiğim...
Sitemlerin yatıştığı,
Izdırapların uyuştuğu,
Siyahla beyazın ayrıştığında;
Mutluluk davetini aldığımdandır
İçimdeki huzura göçtüğüm...
17/08/2000
ESKİŞEHİR |
Turgut Yıldızan
Huzurun olsun
Besmele, her işin başı,adımı mahlukatın,
Öyle yakar ki Allah’a,avuçlar yaşla dolsun.
Kelime-i Şehadet,başlangıcı sonsuz hayatın,
Seher vakti melekler,seni hep uyanık bulsun.
*
İyiler sana layık, bırakma yitik malını ,
İlme tekniğe sarıl, kolaylaştır yaşamını,
Rabbini unutma, şeytan almasın imanını,
Hakça paylaş,gül veren ol, ellerin hep gül koksun…
*
Umut var ol hep,esir olma zulmün acısına,
Secdesiz baş senden değil,secdeliyi de sına,
Dikkat,dost görünür,kurt girdimi,koyunun postuna,
ALLAHl yeter,şükre delil,ibadet bol olsun.
*
Adilin öfkesi geçer,zalim gülümserse kork,
Harama yaklaşma da,dolaş yarı aç yarı tok,
Haksız kazançla cennet alınmıyor,kurtuluş yok,
Takdir edilene rıza göster,huzurun olsun.
*
İyi anla dini, yaşa ki, nesline örnek ol,
Mümin gönüller bırak,kabre varsın dualı yol,
Cömertçe dağıt paylaş ki,olsun bereketin bol,
Yaratılanı Rab aşkına sev,huzurun olsun. |
Mutluluk parada pulda değilki
Büyük ikramiye çıksa lotoda
Mutluluk olur mu evde otoda
İster sarayda gez ister şatoda
Mutluluk parada pulda değil ki
Yemede içmede damak lezzeti
Mutluluk kaynağı sanma nimeti
Bırak eller yesin et ile sütü
Mutluluk kaymakta balda değil ki
Ademle havayı bir yaprak örttü
Bak bu dünya nice insan öğüttü
Hepside beş arşın bezile gitti
Mutluluk ipekte şalda değil ki
Mutluluk yatarken yarin dizinde
Mutluluk ara bul kendi özünde
Bakmayı bilirsen kendi gözünde
Mutluluk pembede alda değil ki
Aşık boraniyim düşmem yalana
Arayıp ta sarılmayın yılana
Helal olsun mutluluğu bulana
Mutluluk ALLAHTA kulda değil ki
|
|
|
|
|
|
|
Halil Çimen
Mutluluk
Mutluluk bir evladın busesinde
Mutluluk tomurcuk vermiş gülde
Mutluluk temiz gönüllerde
Mutluluk çiçek açmış kaktüste
Mutluluk yanı başında
Göre bilen gözde
Düşüne bilen beyinde
Mutluluk ne parada ne pulda
Mutluluk
sevdiğin ve sevildiğin
Mutluluk paylaştığın ve
yardımlaştığın
anda
İstanbul 26/03/07 |
|
Handan Baytekin
|
MUTLULUK
Mutluluk, çok uzaklardan geçen bir gemi,
Tatlı bir rüzgâr,
Bizim buralarda esmesi yasaklanan,
Mutluluk senin gibi
Her ne varsa benden kaçırılan,
Mutluluk,
Mutluluk,
Sensizliği dostça sevmek,
Yalnızlığımı hüzünle eritmek,
Mutluluk garip bir bekleyiş,
İçinde sen ve ben olan,
Mutluluk,
Umutsuz bir bekleyiş,
Bugünü ve yarını olmayan,
Mutluluk,
Senden de öte,
Yaşanmış anıları örten,
Mutluluk her şeyden de öte
Senin gülmen.
Senin gülmen.
Erdinç
1998 saat:02,00
|
|
Erdinç Bozok
|
|
Mutluluk kaynağım sensin
Gitme benden ırak neylerim sensiz
Mutluluk
kaynağım baharım sensin
Sevgiyi tadalım nefretsiz kinsiz
Mutluluk kaynağım baharım sensin
Zor gelir bir günlük ayrılık bana
Adadım sevgimi ömrümü sana
Sen bana bir yarsın yavruma ana
Mutluluk kaynağım baharım sensin
Mutluluk bacadan gelip süzülmez
Hata yapmayanlar sonra üzülmez
Gönül bağlarımız kolay çözülmez
Mutluluk kaynağım baharım sensin
Sevdayı dokusun yar..! ellerimiz
Uçsuz bir ummandır gönüllerimiz
Orada açmalı kan güllerimiz
Mutluluk kaynağım baharım sensin
Der İlhami
dünya
malı kâr değil
Bir sevgiyi ihya etmek zor değil
Kimse bana senden gayri yar değil
Mutluluk kaynağım baharım sensin
NOT: 'Kalemin Teri ' isimli şiir kitabımdan |
|
İlhami Arslantaş
|
PARAYLA
MUTLULUK
OLMAZ SEVDİĞİM
Gözün yukarlarda geziyor senin
Parayla mutluluk olmaz sevdiğim
Bütün hayatında paradır senin
Parayla mutluluk olmaz sevdiğim
İstersen yaşa köşkte sarayda
İstersen gez gel güneşte ayda
Zannetme ki her şey biter parayla
Parayla
mutluluk olmaz sevdiğim
Aklını parayla almışlar senin
Sevgini kalbinde koymuşlar senin
Bir gün toprak olur elbet bedenin
Parayla mutluluk olmaz sevdiğim
Parayla mutluluk alınsa idi
Sevenler doğmazdı inan sevdiğim
Kimse sevgisini satmaz bildiğim
Parayla mutluluk olmaz sevdiğim
17.6.1988-adana |
|
Mustafa Taşkanat
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İlçe [değiştir]
Dodurga - Çorum ilinin ilçesi,
Diğer (kasba, köy, mahalleler) [değiştir]
Dodurga - Ankara ili Yenimahalle ilçesinin köyü/mahallesi (2008),
Dodurga - Afyonkarahisar ili Sandıklı ilçesinin köyü,
Dodurga (Hacıömerler) - Balıkesir ili Dursunbey ilçesinin köyü,
Dodurga - Bartın ili Ulus ilçesinin köyü
Yeni Dodurga - Bilecik ili Bozüyük ilçesinin köyü,
Dodurga - Bilecik ili Bozüyük ilçesinin Kasabası/Nahiye Merkezi
Dodurga - Bolu ilinin merkez köyü/mahallesi (2008),
Dodurga - Bolu ili Mudurnu ilçesinin köyü
Dodurga - Çankırı ili Çerkeş ilçesinin köyü
Dodurga - Çankırı ili Orta ilçesinin Kasabası,
Dodurgalar - Denizli ili Acıpayam ilçesinin Kasabası,
Dodurga - Muğla ili Fethiye ilçesinin köyü
Dodurga - Sinop ili Boyabat ilçesinin köyü Dodurga Barajı
Tödürge - Sivas ili Zara ilçesinin köyü, Tödürge Gölü
Dodurga - Tokat ilinin köyü
|
|
DODURGA TARİHİ:
Dodurganın Tarihi
Orta Asyadan gelen Türk kavimlerin Oğuz Boyunu teşkil eden oymakları arasında yine Büyük Türk Hakanı olan Oğuz Kağan’ın Nizam-ül Mülk yani dünya nizamının mülki idaresini ele geçirmek için altı oğlunu görevlendirdiği hüküm yer alır. Bunları iki kola ayırmıştır. Bunlar Üçoklar ve Bozoklardır, ayrıca bu iki kolun mensup olduğu ve aynı zamanda Oğuz Kağan’ın evlatları olarak varsayılan kişilerde ikiye ayrılır bunlar Denizhan, Dağhan ve Gökhan Üçoklar koluna, Yıldızhan, Ayhan ve Günhan ise Bozoklar koluna mensupturlar. Beldemiz kısaca Oğuzların Bozoklar kolunun Ayhan sancağına teşekkül eden Dodurga oymağına mensuptur. Tarihi Osmanlı ve Selçuklu yazıtlarında hatta Moğolların Anadoluyu istilasını kaleme alan Çin’in tarihi kaynaklarında da yer alan hatta Türk tarihçilerinde desteklediği bu teoridir. Beldemizin ismi Toturga, Totruga isimlerinin gelişmesiyle mükerrer olmuş sonuç itibariyle bugünkü halini almıştır. Dodurga kelimesinin menşei ise Kaşgarlı Mahmud’un “Divan-ü Lügat-it Türk” isimli eserinde Dudriaga olduğu görülmektedir. Kaşgarlıya göre bugünkü Çankırı yöresinin bulunduğu coğrafyada Dodurga beldesine verilen isim Osmanlı Padişahı II.Murad’ın hüküm sürdüğü 1451,1452 yıllarında kadı vekilliği yapmakta olan ve ulema adledilen Dudri ağa yada Bedri ağa isimli kişinin adından gelmiş olabileceği bahsedilmektedir. Yine bununla ilgili olarak ünlü Florensalı seyyah Pegalotti “La Pratica Della Mercatura” isimli eserinde Anadolu beyliklerinde olan iştiraklerinde bir Dudri Ağa’dan bahsetmektedir. Fakat Pegalotti’nin bahsettiği kişinin meskun bulunduğu coğrafi konum Kaşgarlı’nınkiyle bağdaşmamaktadır. Pegalotti’nin iki teorisi bulunmaktadır bunlardan ilki Dudri ağa’nın bugünkü Çankırı bölgesinde 1400’lü yıllarda yaşamış bir bilgin olması, ikinci teorisi ise Dudriağa olarak bilinen bir bölgenin bugünkü Sivas il sınırları içinde yer alan bir yöre adı olduğudur. Fakat tüm bu teorilere rağmen tarihçi ve birçok araştırmacının Çankırı ilinin Dodurga beldesinin ismi teşekkülünü Oğuzlardan aldığını varsaymaktadır. Bu olgu daha kuvvetlidir, çünkü büyük tarihi kaynak olarak bilinen Oğuzların Oğuzname isimli resmi belgesine göre Oğuz boy ve kolların ismi Oymakların ismi Selçukluların Anadolu’ya yerleşmesinden sonra yurt edindikleri bölgeler her oymak kendi adını vermiştir. Dolayısıyla tarihi süreçte göçebe olarak hayatlarını idame ettiren bu oymaklar çadır hayatından yerleşik hayata geçtiklerinde dolayısıyla Dodurga imside burada meskun bulunan oymağın ismi olması sebebiyle yerleşik düzende bölgenin ismi haline gelmiştir. Bunun yanı sıra Dodurga ismini taşıyan bugün çeşitli illerde 24 belde bulunmaktadır. Ayrıca 1520 ve 1566 yılları arasında hüküm sürmüş olan Kanuni Sultan Süleyman devrinde Dodurga Beldemiz Ankara’da bulunan Haymana sancağına bağlıydı fakat o devirde belde değil oymak olarak adlandırılmaktaydı. Yine bunlara ek olarak Türkolog olan İsveçli A.Vamberyan Anadolu oymaklarıyla ilgili bir liste hazırlamış bu listeye göre Dodurga beldemizin ismi Dodoung olarak yer almış yine o dönemlerde konsolosluk görevini yürüten General Petruseviç’in arşivlerinde de beldemizin ismi Doudougah olarak yer almıştır. Petruseviç’e göre Ankara’da meskun bulunan Gökmene sancağının en büyük nüfusa sahip Doudougah oymağıydı. (Dodurga hem Ankara’ya bağlı hem Haymana hem Gökmene sancaklarında bulunmaktaydı.) Petruseviç’e göre bu oymak 1880 yıllarında 4000 vergi nüfusuna sahipti. Ancak 4000 kişiyle adledilen Dodurga oymağının sadece beldemizle sınırlı olmadığı Ankara çevresinde bağlı diğer oymaklarında mensup olduğu bir teşekkül olduğu sanılmaktadır.
Dodurganın Damgası
Oğuz soyuna mensup 24 Oğuz boyunun ayrı ayrı damgaları bulunmaktaydı. Bugün nasıl ki her devlet dairesinin bir resmi mührü var ise Oğuzlarda da her boyun bir resmi mührü vardır. Dodurga beldemizin de Oğuzun yirmi dört boyundan birini teşkil etmesi sebebiyle bir mührü bulunmaktadır. (Bu mühür yukarıda verilmiştir.) Dodurganın mührü bir çok tarihçi tarafından değişik şekillerde tanımlanmıştır. Bugün tarihçilerce geçerli ve doğru kabul edilen aşağıda belirttiğimiz Kartal resmini andıran kafa ve kanat kısmının ima edildiği figürdür. Zaten Dodurga oymağının işaretide Kartal olarak adlandırılan kuş simgesidir.
Bu damgalar Selçuklu ve Osmanlı hanedanlıklarında resmi idarelerde kullanılır, kadı ve oymak beylerinin halkı yönlendirmeleri ve resmi yazıt tespitlerinde bu mühürler kullanıldığı söylenmektedir. Hatta bu mühürlerin benzerlerini Osmanlı padişahları ve devlet erkanına mensup kişilerde kullanmaktaydı.
Dodurganın İşareti
Dodurga oymağı aslında Türkî coğrafyanın bir çok yerine dağılmıştır. Bu oymaklar günümüz itibariyle siyasi, iktisadi ve kültürel anlamda birbirlerinden kopmuştur. Ancak tarihinde tarihinde değişmez bir parçası olan amblemini yani işaretini kaybetmemiştir. Buna en yakın örnek olarak bizde Dodurga oymanğının işareti olan Kartal figürünü Dodurganın Sesi isimli dergimizin amblemi olarak kullanmaktayız. Bunun yanı sıra Sivasın Dodurga mezrasındaki halk, Tokat’ın Turhal ilçesine bağlı Dodurga yaylasındaki köylüler, Amasya’nın Sarı Kurşun köyündeki Dodurga oymağına mensup birkaç aileden teşekkül olan halk, Tarsus bölgesinde yaşayan ve bugün Varsak Türkmenleri olarak adlandırılan Türkmen beylerinin mensup olduğu Dodurga oymağına dahil bütün beyliklerin hemen hemen hepsi Kartal figürünü kendi işaretleri kabul etmektedirler.
Değerli hemşehrilerimiz ; Dodurga beldemizle ilgili her şeyi güzümüzün yettiğince sizlere aktaracağız lakin bu çalışmalarda büyük çabalar sarf edilmektedir. Sizlerin desteğiyle birlikte bu güçlüklerin üstesinden geleceğimize inanmaktayız. Bu nedenle destek, öneri, özeleştirilerinizi bekliyoruz.
Dodurga Kelimesinin Anlamı
Dodurga kelimesini bugün kime sorsanız beldemizin adından ibaret olduğunu ifade edecektir. Fakat Dodurga kelimesi şayet Oğuz’un 24 boyunun Dodurga oymağının mensubiyetindeyse bir çoğumuzun bildiği gibi belde ismini oluşturmaktadır. Ancak Oğuznameye göre her oymağın bir adı ve bu adın bir anlamı ayrıca her oymağın bir işareti, damgası ve sayısı bulunmaktadır. Dodurga kelimesinin anlamıda bu noktada karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı kayıtları, Selçuklu arşivleri ve Türk Tarihi araştırıldığında ortak sonuç olarak Oğuz kaynaklarının nitelendirdiği anlam ortaya çıkmaktadır. Bu anlam şudur ki Dodurga demek; Ülke alan, zapt eden, Yurt tutan anlamını taşımaktadır. Tarihi kaynaklar irdelendiğinde 1040 yılında başlayan Selçuklu hanedanlığının kurulma aşamasındaki yıllarda büyük bir payeye sahip olmuşlardır. Bunun yanı sıra yine Anadolu Selçuklularının hüküm sürdüğü 1077-1308 yılları arasında Dodurga oymağı bugünün tabiriyle süvari öncü birlik olmuştur. Bu nedenle Dodurga’nın anlamı Ülke alan, Yurt edinen olarak tarihteki yerini almıştır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|